Ankara Kitap Fuarı’nda bir Cumhuriyet okuru, “Olmaz böyle şey, kabul edilebilir değil” dedi, “Diyanet Akademisi Yasası’na TBMM’de ret oyu veren bir tek milletvekili çıkmamış. Bunu mutlaka gündemde tutmalısınız”.
Cumhuriyet gazetesi okurları ile bir bütündür. Okurun verdiği görevi yerine getirmek ödevdir.
Öyleyse, geçen hafta bu köşede değindiğimiz konunun bugün ayrıntısına girelim:
Medreseleri hukuksal temele oturtan Diyanet Akademisi Yasası, TBMM’de 16 Mart’ta görüşüldü ve kabul edildi. Tutanaklara göre, yasa önerisine 277 kabul, 10 çekimser oy verilmiş.
Kabul oyu kullananlardan 22’si CHP’den:
“Burhanettin Bulut, Orhan Sümer, Müzeyyen Şevkin, Mustafa Tuncer, Çetin Osman Budak, Yaşar Tüzün, Jale Nur Süllü, Bayram Yılmazkaya, Mehmet Güzelmansur, İsmet Tokdemir, Engin Altay, Emine Gülizar Emecen, Cihangir İslam, İlhan Kesici, Çetin Arık, Abdüllatif Şener, Ali Fazıl Kasap, Ömer Fethi Gürer, Neslihan Hancıoğlu, Ulaş Karasu, Özcan Aygun, Baha Ünlü.”
Bu adlardan 21’i oylamaya katılarak “kabul” oyu vermişler. İlhan Kesici ise oylama sırasında salonda olmamasına karşın pusula göndererek “kabul” oyu kullanmış.
İYİ Parti’den 12 kabul oyu var:
“Mehmet Çulhaoğlu, Şenol Sunat, Yasin Öztürk, Orhan Çakırlar, Naci Cinisli, Arslan Kabukçuoğlu, Behiç Çelik, Ümit Beyaz, Dursun Ataş, Erkan Usta, Enez Kaplan, Hüseyin Örs.”
Muhalefet ittifakının kamuoyuna açıkladığı ortak bildirgesinde, neden laikliğin yer aldığı tüm anayasa metinlerinin “dar kalıp” olarak nitelendirildiğini, Türkiye’nin en özgürlükçü anayasası olan 1961 Anayasası’nın da “vesayetçi” ve “darbe ürünü” olarak tanımlandığını şimdi daha iyi anlamış bulunuyoruz...
TİP’li Erkan Baş, Barış Atay, Sera Kadıgil, Ahmet Şık’a gelince... Oylamaya hiç katılmamışlar. Tıpkı Memleket Partisi’nden Özcan Özel ile Hüseyin Avni Aksoy gibi.
Gelelim yasaya Meclis oturumunda çekimser oy kullananlara. Onlar da HDP’li:
“Kemal Peköz, Garo Paylan, Mehmet Toğrul, Erol Katırcıoğlu, Musa Piroğlu, Serpil Kemalbay Pekgözegü, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Meral Danış Beştaş, Muazzez Orhan Işık, Mehmet Ruştu Tiryaki.”
HDP’lilerin tutumunu da çok doğal karşılamak gerek. Daha geçenlerde Meclis’te söz alan HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, partisinin yeni isteğini şöyle dile getirmişti:
“Camilerde hutbe okutulurken tek dille okutuluyor, ana dilde ibadet hakkı yoktur. Kürtçe, Romanca, Arapça, Çerkezce ibadet hakkı yoktur. Hutbeler camilere bu dillerde gönderilmiyor. Bu, tek dilciliğin olduğunu gösteriyor.”
Bildiğiniz üzere, Türkiye’de tüm camilerde ezan Arapça okunuyor ama HDP’lilere göre onda bir sorun yok.
Her neyse... Meclis’te iktidar ile muhalefet el ele, diyanet konusunda helalleşmiş, birlik ve beraberliği sağlamış gözüküyor.
KARMA EĞİTİM Mİ?
Bursa’da bir okul müdürü, erkek ve kız çocuklarını sınıflarda ayrı ayrı oturtmak istedi.
Eğitim-İş’in Bursa Şubesi, başta Başkan Yeliz Toy ve Şube Sekreteri Özkan Rona olmak üzere konuyu kamuoyuna taşıdılar. Ancak AKP ve MHP, o müdürü makamına geri oturttu.
Bir gerçeğin bilinmesi gerek:
Çoğu okulda, özellikle imam hatiplerde kız ve erkek çocuklar ayrı binalarda ders görüyor, ayrı merdivenlerden inip çıkıyor, ayrı kantinlerden alışveriş yapıyorlar.
CHP’li Yıldırım Kaya’nın dediği gibi:
Milli Eğitim Bakanlığı’nı artık tarikat ve cemaatler yönetiyor...
