Akran şiddeti!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Akran şiddeti!

04.12.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Şiddet bir ülkenin can damarlarını işgal etmiş ve kanıksanmaya, çaresizce kabul görmeye başlamışsa artık masumiyet o ülkeyi terk eder. Ve artık her şey olabilir, canı sıkılıp palasını eline alan genç bir adam sokakta rastladığı ilk kadının boynunu keser, bir başkası uyuşturucu parası vermediği için annesini parçalar. Bir başkası dükkân camına kazayla gelen kartopu nedeniyle genç bir adamı sopayla vurarak öldürür. Bir başkası istek şarkıyı söylemediği için gruplaşarak o müzisyeni acımasızca döverek öldürür. Kediler en çok bacakları kesilerek, köpekler başlarına baltayla vurularak öldürülür. Keklikler avlanır, güzelim dağ keçileri para için öldürmeyi zevk haline getirmiş avcılara teslim edilir.

Daha fazla dehşet hikâyeleri anlatmadan asıl konuma geleceğim. Psikologlar buna “akran şiddeti” diyorlar. Bu hepimizin bildiği bir konu, özellikle ergenlik döneminde sınıfın davranış özellikleri farklı çocuklarıyla, çeşitli müşterekler nedeniyle çeteleşmiş akran grupları arasında hemen her okulda çatışmalar, kavgalar olur. Hepimiz yaşadık. Ancak cep telefonları ve internet sayesinde özellikle ergenler sınırsızca şiddet videosu ve porno izliyorlar. Üstüne üstlük “kutsal aile” bağları iyice zayıfladığından, aile içi sınırlar iyice kalktığından okul ergenler için neredeyse bir savaş alanına dönüşmüş durumda. Bu durumdan ne imam hatipler ne vakıf ne devlet okulları ne de özel okullar muaf değil.

Şimdi çocuklar masumdur sözünü unutup farkı bir söz söylemeliyiz: Çocuklar yaşadığı çevreden, anne babasından, dayılarından etkilenirler. Neden bugün akran şiddetinden söz ediyorum? Daha iki gün önce Mersin’de 12 yaşındaki bir kız çocuğu tuvalette sınıf arkadaşı bir başka kızı bıçaklayarak öldürdü. Nedeninin öldürülen kızın öldürülenle zayıf not aldığı için alay etmesi. Bu tarifsiz şiddetin ardında neler gizli, rehber hocalar nerede? Veliler neden rehber hocaların öngörülerini reddediyorlar? Yıllar önce atölye öğrencilerimden bir psikolog çok yüksek bir maaşla bir özel okulda çalışıyordu, ağlayarak istifa etti. Velilerin onu azarlamasından bıkmıştı.

Şimdi anlatacağım hikâyeyi de atölyelerimde öğrendim. Dehşete düşmüştüm. Bir erkek öğrenci bir kıza âşık oluyor ama kız ona yüz vermiyor ve sınıfın, ailesi zengin bir oğluna sevgi dolu davranışlar gösteriyor. Kıza âşık olan çocuk, bir gün babasının ruhsatsız tabancasıyla okula geliyor, tabancayı okul bahçesine gömüyor ve teneffüste silahı gömdüğü yerden çıkarıp herkesin gözü önünde zengin çocuğunu öldürüyor.

İnanmakta zorlandığınızı biliyorum, şimdi bizzat yaşadığım bir başka akran şiddeti olayına da usulca giriyorum. Olay bir özel okulda oluyor, okul idaresi çocukların kaynaşması için müzikli bir toplantı düzenliyor. Müzik çok güzel ama kimse dans etmiyor, kızlar bir yanda erkekler öte yanda kendi kendilerine söyleşiyorlar. Olayın kahramanı çocuk belki de sınıfın en sessizi ama kitap okumayı, müzik dinlemeyi en çok da dans etmeyi seviyor. Müzik o kadar güzel ki çocuk dayanamayıp kızların yanına gidip elini uzatıyor, kızlar gülüşüyorlar ama biri uzatılan ele el veriyor ve dans etmeye başlıyorlar. Herkes şaşkın, hocalar alkışlıyorlar, çocuk ilk danstan sonra birkaç kızı daha dansa kaldırıyor.

(Şiddet bir ülkenin can damarlarını işgal ettiğinde ilk kurban çocuklardır.)

Peki ertesi gün ne oluyor? Dersin tam ortasında herkes telefonlarına sarılıyor, hocanın “Durun ne yapıyorsunuz?” demesi fayda etmiyor, ekranlarda dans eden erkek çocuğu ve altında bir yazı: “Biliyorduk, o bir ibne!”

Düşünün 12 yaşındasınız ve tüm sınıf arkadaşlarınız “o bir ibne” sözcüğünü okuyor, çocuk çantasını bile almadan okuldan fırlıyor. Hüngür hüngür ağlayarak olayı annesine anlatıyor. Anne okula gidiyor ve bunu yapanların bulunup cezalandırılmasını istiyor. Okul idaresi çaresizlik içinde ve taciz durmuyor. Çocuğun kadın kıyafeti giydirilmiş videosu her gün erkanlarda. Sonunda aile çocuklarını başka bir okula göndermek zorunda kalıyor. Ama çocuk o günden sonra hiç dans etmiyor.

Şimdi diyeceksiniz ki bunların her biri kendi başına bir film konusu. Öyle akran şiddetini anlatan pek çok dizi ve film var. Özellikle Uzak Doğu dizilerinde akran şiddetini başrolde. Okullar çoğunlukla vakıf okulu. Ve işlenen akran cinayetlerinin, tecavüz olaylarının kamu güvenliği için vakıf yöneticileri ve polis işbirliğiyle nasıl örtüldüğünü en sansürsüz biçimde anlatıyorlar.

Ne yazık ki bizim “kol kırılsa da yen içinde kalmalı” sözümüz bu olaylarda da geçerli. Sansür yok mu dediniz hadi akran şiddeti, bu şiddeti örtmeye çalışan okul idaresini, işi önemsemeyen polisi eleştiren bir film yapın! Yapamazsınız, diyorlar ki sansür kalktı. Hayır sansür kalkmadı. Biz sadece her şeyi sedirin altına süpürüyoruz. Ve ben çocukları suçlamıyorum çünkü sadece gördükleri, izledikleri şiddeti sıradan bir yaşam biçimi sanıyorlar. Bu kadar!

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025