Uluslararası Adana Altın Koza Festivali artık yetim
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Uluslararası Adana Altın Koza Festivali artık yetim

22.08.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Yıllardır her ağustos ondan bir telefon gelirdi. Merhaba filan yok, hemen konuya girer: “Işıl atölyene gelecek kişiler tamam, çekim ekibin tamam, eylülde buradasın, takvimine yaz.” Fazla bir şey konuşmadan “Hoşça kal” deyip hemen telefonu kapatırdı. Çünkü yıllardır Altın Koza Film Festivali’nin değişmez yöneticisiydi ve sürekli birilerini aramak, konuşmak, festivali daha da ileri götürmek için ikna etmek zorundaydı. Bilirdim işi çoktu ve en güzel sohbetleri her daim festival günlerine denk gelen yaş günümde yapardık. Pastam eksik olmazdı.

Kimden söz ediyorum, üç gün önce yitirdiğimiz, sevgili dostum, arkadaşım Kadir Beycioğlu’ndan. Ölüm haberine önce inanmadım. Anında telefonumu kapattım. Saatler sonra açmayı başardım. Evet, haber doğruydu; o, bizleri terk etmişti. Ölüm gene yeryüzünü güzelleştirmeye çalışan birini tırpanlamıştı.

Birden onu son gördüğüm zamana gittim. Kanserle mücadele ediyordu ve geçen yıl 13 yaşındaki sevgili oğlu Bora’yı bir otomobil kazasında yitirmişti. Kanserle mücadele eden ve acısını içine gömen arkadaşımı en son iki ay önce İzmir’de evinde ziyaret etmiştim. Birbirimizi gördüğümüze çok sevinmiştik ve hemen konu festivale gelmişti. Gözlerinde kıvılcımlar parlayarak geçen yıl pandemi nedeniyle online yapılan festivalin bu yıl görkemli olmasını istiyordu, Adana’da bekleyen film seyircileri için, oğlu için, hepimiz için! 

Şimdi o yok. Adana artık yetim.

Çok genç yaşta profesör olmuştu ama ben onu hep yıllar önce imkânları çok kısıtlı olan festivali nasıl ayakta tuttuğunu, nasıl hiç kimseyi kırmadan işleri yoluna koyduğunu anımsıyorum. Kimseleri kırmak istemezdi. Kendi kırılsa da hiç belli etmez, hep bir çıkış yolu arardı. O, sinemanın geçmişini ödüllendirmeyi sevdiği gibi genç kuşakların yaptığı her filmi, her belgeseli adeta kucaklardı. Festival sırasında ülkenin çeşitli sinema okullarından gelen öğrencilerin filmlerine de çok ünlü bir yönetmenin filmi gibi ilgi gösterir, genç sinemacıların birbirlerini ve Adana cumhuriyetini tanımaları için onları kentin en işlek yerinde güzelim bir otelde toplar, arada otele uğrayıp hal hatır sorar, gençlerin birbirleriyle yaptığı konuşmaları dinlemeyi pek severdi.

Arada benim yedi yıla yakındır kesintisiz yaptığım kısa film atölyesine uğrar, atölye sonunda geçeceğimiz kısa film için nelere ihtiyacımız olduğunu tek tek sorar ve festivalin atom karıncılarının her isteğimi anında yerine getirmelerini sağlardı. Çektiğimiz filmler arşive kaldırılırdı. Bu filmler içinde onun da benim de en sevdiklerimden özellikle söz etmek istiyorum. Biri “Adana Usulü Kahvaltı”. Bir genç Hitit kenti olan Adana’da pazar günleri Büyük Saat’in çevresindeki dükkânlar kepenk indirir ve o bölge seyyar ciğercilere bırakılır, pazar sabahları saat yediden itibaren bölge usul usul dolar. Yaşamdan keyif almayı bilen Adanalı kadınlar, çocuklar, yaşlı başlı erkekler seyyar masalara oturur ve evlerinden getirdikleri boğma rakıyı masaya koyup ciğer ve çok acı kırmızı biberlerle kahvaltı etmeye başlar. Artık ne kadar sürerse, bu kahvaltının belgeselini çekerken Kadir’in ne olur ne olmaz diyerek yanımıza verdiği genç korumaları anımsıyorum. Korumalar biraz sonra sofraya oturup boğma rakıyla epey sarhoş olmuşlardı. 

Ve “Mavi Kuş.” O yıl film atölyesini engellilerle yapmam söylenmişti. Kadir söyler de olmaz mı, atölye başladığı gün yaklaşık yirmi beş kişi vardı, kimi görme engelli, kimi işitme engelli, kimi engelli sandalyesinde, birden annesinin kucağında cam çocuk geldi, pamuklar içindeydi çünkü en ufak bir çarpmada kemikleri un ufak oluyordu. Atölyeye başladık, engelli sandalyesinde oturan küçücük bir genç kız vardı. İkinci gün bir resim dosyasıyla geldi ve resimlerini uzattı. Resimler bizi olumlu anlamda şoke etmişti. Hele bir Mavi Kuş resmi vardı ki hayran olmamak imkânsızdı. Biz de atölye de Mavi Kuş’un hikâyesini senaryolaştırdık ve bir kısa film çektik. Yıllar sonra bana bir mesaj geldi. Mavi Kuş’u yapan öğrencim üniversitenin resim bölümünü kazanmış ve dört yıl sonunda resim hocası olmuştu. Bana ve bu fırsatı ona tanıyan festivale teşekkür ediyordu. Bu hikâyeyi anlattığımda Kadir’in gözleri dolmuştu.

Şimdi Kadirsiz bir festival yapacağız. Biliyorum festivalin atom karıncaları daha çok çalışacaklar ve ben Kadir için atölyede bir belgesele başlayacağım. Onun örgütçülüğünü, insan ve doğa sevgisini ve vurgun olduğu festivali anlatacağız. Kadir’i tanıyan, onunla birlikte festivali kucaklayan bütün dostlarımı, çalışkan ekibini, sevgili karısı ve kızını kucaklamak istiyorum. Kadir’in gülüşünü anımsayarak...

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025