Bu ülkede kime sorsan, “Ben bu vatanı çok seviyorum” der. Şimdi sorularımızı sıralayalım:
- Hiç Güneydoğu ya da Doğu’ya giden bir tura katıldınız mı?
- Anadolu’nun en önemli uygarlığı Bin Tanrılı Hititler’e dair kaç heykel gördünüz ve kaç kent gezdiniz?
- Hasankeyf’i biliyor musunuz? Gittiniz mi? Orada yapılacak barajın neleri su altında bırakacağını biliyor musunuz? Bununla ilgili herhangi bir yere imza atınız mı? Herhangi bir protesto eylemine katıldınız mı?
- Selçuk-Efes’e gittiniz mi? Kentin muhteşem genelevine hayretle baktınız mı? İlk tuvaletleri gördünüz mü?
- Bodrum Kalesi ve Sualtı Müzesi’nde hayallere daldınız mı?
- Konya’daki Mevlana şenliklerine gittiniz mi?
- Kayseri’deki Selçuklu medreselerine, camilerine hayran oldunuz mu?
- Uluslararası bir çabayla kurtarılan Zeugma kenti mozaiklerinin sergilendiği Antep’teki muhteşem müzeyi gördünüz mü?
- Peygamberler kenti Urfa’da Balıklıgöl’e yem attınız mı?
- Zılgıt çeken kadınların bu işi nasıl başardıklarını düşünüp hiç zılgıt çekmeye çalıştınız mı?
- Antakya’da üç dinin bir arada yaşamasına tanıklık ettiniz mi?
- Maveraünnehir nereye denir?
- Bir sabah vakti Karadeniz yaylalarında uyanıp o günü size bağışlayan hayata teşekkür ettiniz mi?
- Antalya Müzesi’ne gidip Yorgun Herkül ile bir fotoğraf çektirdiniz mi?
- Mimarların mimarı Koca Sinan’ın kaç eserini gördünüz?
- Sevdiğiniz ve etkilendiğiniz beş romancının adları nelerdir?
- Klasik Türk müziğinde nam salmış beş şarkıyı söyler misiniz?
- Beş halk ozanı sayabilir misiniz?
- Türk sinemasından en sevdiğiniz beş filmi sayabilir misiniz?
- Karadeniz’de Sümela Manastırı’nda duvarları süsleyen belki de ilk zenci İsa’yı gördünüz mü?
- Anadolu uygarlıklarından Likya uygarlığının toprak yollarında yürüdünüz mü?
- Türkiye denizlerinde kaç cins balık yaşar?
- Türkiye topraklarının kaç bin endemik bitki yaşar?
- Türkiye topraklarında kaç çeşit endemik canlı türü yaşar?
- Lüferin soyunun tükenmemesi için elinize bir mezura alıp balıkçılarda sarıkanat boylarını ölçtünüz mü?
- Hiçbir hayvan barınağına gidip gönüllü çalıştınız mı?
- Türkiye’nin yeraltı zenginlikleri nelerdir?
- Termik santral nedir? Zararları nelerdir? Biliyor musunuz? Hiçbir termik santral yapımını protesto eden bir eyleme katıldınız mı?
- Türkiye’nin altının silme altın madeni olduğunu biliyor musunuz?
- Hiç inatla bölgenizdeki bir eski binanın resimlerini çekip binanın yaşatılması için gerekli yerlere başvurdunuz mu?
- Anadolu Medeniyetleri Müzesi kimin emriyle kurulmuştur? Hiç gittiniz mi?
- Osmanlı’dan beri sürgün yeri olan Sinop Cezaevi’nde kaç muhalif yazar yatmış biliyor musunuz?
- Adana neden Yılmaz Güney’lerin, Yaşar Kemal’lerin, Orhan Kemal’lerin yurdudur hiç düşündünüz mü?
- En son hangi protesto eylemine katıldınız?
- Bu soruları sizlere ilk kez 27 Temmuz 2014 tarihinde sormuştum, bakalım neler değişti? Bu arada izninizle birkaç soru daha ekledim.
- Göbeklitepe nerededir ve arkeoloji tarihini nasıl değiştirmiştir?
- Frigya uygarlığı ve Frigya Vadisi ülkemizin hangi yöresindedir?
- Sinan’ın en güzel eserlerinden Rüstem Paşa Camii nerededir? Gördünüz mü?
- Kapadokya’nın yeraltı dehlizlerine inip orada yaşam savaşı veren ilk Hıristiyanların en güzel şarapları yaptığını biliyor musunuz?
- Kelebekler Vadisi neden bir sit alanıdır?
- Munzur Dağı ve bölgesi neden önemlidir?
- Ve çok önemli bir soru: Yukarıda söylemişim, yıllar önceden biliyorum, ülkemizin altı baştan sona altın madenidir ama bizim milli sermaye neden altın arama işine girişmez? Neden neredeyse sayıları bini bulan altın, nikel, bakır arama işi çokuluslu şirketlere verilmiştir. Bu izin ne zaman çıkmıştır?
Hadi kalem kâğıdı alıp başlayın. Ama lütfen internete başvurmayın. Bir de şu şarkıyı unutun! “Orda bir köy var uzakta, gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür”.
Yeniden vatan nasıl sevilir?
Yazarın Son Yazıları
Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.
Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?
Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.
Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”
Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.
Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.
Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.
Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.
Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.
Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.
Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.
Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.
Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.
Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.
Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.
Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.
Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.
Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.
Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.
Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.
Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.
Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.
Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.
Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.
Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.
Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.
Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.
Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.
Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!
Boykotun sessiz çığlığı
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...
Ah ne çok öldük!
Ne oldu barış mı gelecek?