Artık herkes prekarya
Jale Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Artık herkes prekarya

18.12.2020 06:10
Güncellenme:
Takip Et:

Pandeminin yarattığı kitlesel işsizlik güvencesizlerin sayısını patlattı

“Çalışan yoksullar” ya da “güvencesiz işçiler” dünyada yeni bir kavramla ifade ediliyor. Prekarya... Dünyada bu kavramı ortaya atan Guy Standing’e göre esnek ve güvencesiz çalışma yeni dönemin mayını.

Geçen ay bir banka call center’ını kapattı, bine yakın genç evden çalışmaya geçti. Yabancı bir çeviri ajansı Türkiye’deki ofisini tamamen kapattı, çalışanlar bundan sonra hep evden çalışacak. Akaryakıt bayilerinde artık temassız pompalar var ve 90 bin çalışanın işi tehlikede. 

İşsizlik tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Dünyada küreselleşmenin başından itibaren yaşanan dönüşüm, pandemi süreciyle birlikte fırtınaya dönüştü. Bir zamanlar hayal olan uzaktan çalışma artık bir gerçek. “Güvencesiz çalışan” ya da “çalışan yoksullar” gibi yeni tanımları kapsayan bir kavram tartışılıyor artık. “Prekarya...” Dünya gündemine “Yeni Gelişen Tehlikeli Bir Sınıf; Prekarya” adlı kitapla geldi bu kavram. 

Yazarı ekonomist Dr. Guy Standing geçen hafta online bir toplantıda “Vatandaşlık Temel Geliri Araştırma Geliştirme Kültür ve Yayma Derneği”nin misafiri oldu. Aynı zamanda “Temel Gelir Dünya 0.2333 Ağı”nın kurucusu olan Standing, prekaryayı alabildiğine “esnekleşmiş” bir istihdam rejiminde sürekli değişen işlerde, adeta hep geçici bir statüde çalışanlar olarak tanımlıyor. 

Pandemi ile birlikte çalışanların bile güvencesizleştirildiği bir ortamda yapılan toplantıda Standing, gerek gelişmiş gerekse yükselen piyasa ekonomilerindeki milyonlarca insanın prekaryaya dahil olduğunu söylüyor ve şöyle konuşuyor:

- İşgücü piyasasında artık daha çok insan kredi kartı alamayan, taksitli alışveriş yapamayan, uzun vadeli, hatta orta vadeli plan yapamayan hale geldi. 

- Bu yüzden psikolojik rahatsızlıklar yaşayan, gitgide ümitsizleşen, geleceğe yönelik herhangi bir güvencesi olmayan, toparlama kabiliyetini de kaybeden bireyler artıyor.

Vatandaşlık temel geliri

Standing’i konuk eden VTG Derneği’nin Başkanı Ali Köylüoğlu ise teknolojik gelişmeler ile bağlantılı olarak kitlesel işsizlik, kitlesel işlevsizlik risklerinin prekarya bireylerin sayısını hızla artırdığını söylüyor. Toplantıyı da bu kavramı konuşmak için düzenlemişler.

- Bu gidişat pandemi ile birlikte daha çok hissedildi, hatta yaşanır oldu. Özellikle ilk etapta günübirlik kazanan, çok önemli bir kısmı kayıt dışı çalışmakta olan kitleleri vurdu. 

- Bir anda işsiz ve gelirsiz kalan, çoğu birikimsiz kitleler büyük sıkıntı içindeler. İyi, kötü bir işi olan kitlelerde de geleceğe karşı bir güvencesizlik, hatta ümitsizlik düşüncesi yayıldı ve büyüdü. Artık çok büyük kitleler prekarya oldu.”

Standing gelecek için bu sosyal kesimi ‘tehlikeli sınıf” olarak tanımlıyor. “Onurlu bir yaşam kabiliyeti” kazandırılması gerektiğini söylüyor. Çare işlevsiz kalan bu insanlar için onurlu yaşayabilecekleri bir temel gelir verilmesi. 

Yıllardır bu konuda mücadele eden Köylüoğlu da şunları söylüyor: “Tüm vatandaşlarımıza, her bir bireye, herhangi bir sınırlama, ayrım veya şart olmaksızın, temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği miktardaki parasal büyüklüğün, koşulsuz bir şekilde anayasal hak olarak, düzenli bir şekilde, ömür boyu ödenmesi gerekiyor.” 

Dünyada tanımlanmış birçok meslek yok oluyor, iş yapış şekilleri değişiyor. Kalıcı bir tahribat var. “Her şey yolunda, yoksulluk bitti” söylemleriyle geçiştirilecek bir durum yok. Tehlikeyi fark edin!

Suriyeliler kalıcı gerçekle yüzleşelim

Nobel ödülü alan Aziz Sancar, korona aşısını bulan Uğur Şahin ve Özlem Türeci, Belçika’da bakan olan Zuhal Keskin, Almanya’ya uluslararası ödüller kazandıran Fatih Akın... Bu isimlerin ortak bir yanı var... Hepsi birer göçmen. Farklı nedenlerle ülkelerini bırakıp, bilmedikleri bir ülkede yaşamak zorunda kaldılar. Bugün 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü. Cemal Süreya’nın dediği gibi Kavimler Kapısı Türkiye de geçmişten bugüne göç yollarının kesiştiği bir ülke olmuş. 

Bugün Türkiye’de 190’a yakın ükeden yaklaşık 4.5 milyon yabancı yaşıyor. Bunların büyük bir çoğunluğunu ise 2011’de başlayan Suriye iç savaşından kaçan Suriyeliler oluşturuyor. Suriye’den göç edenler, Türkiye’nin Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi çekince nedeniyle, mülteci statüsünde değil. Devlet, onlar için “Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler” gibi uzun bir tanımlama belirlemiş. 

Adında geçici var ama bu 3 milyon 600 bin insanın dönecek bir evi, bir yurdu yok artık. Yaklaşık 500 bin çocuğun da bu topraklarda doğduğunu göz önüne alırsanız, geçicilik ironik bir tanım olarak duruyor karşımızda. İnsani Gelişme Vakfı’nın geçen yıl yaptığı bugünlerde de güncellemekte olduğu araştırmada yer alan veriler şöyle:

- Ortalama yaş 21. Ortalama 6.2 kişilik hanelerde yaşamaktalar. Kişi başına gelirleri 252 TL gibi bir rakamla aşırı yoksulluk sınırının altında. 

- Türkiye’deki en büyük memnuniyetleri güvenlikli (ölüm tehlikesi olmayan) bir ortamda yaşıyor olmaları (yüzde 84). 

- Genellikle yerli işgücünün tercih etmediği alanlarda 1 milyona yakın Suriyeli kayıt dışı koşullarda çalıştırılmakta. Pandemi koşullarında büyük bölümü güvencesiz bir şekilde işsiz kaldı. 

- 15 binden fazla şirkette 44 bin Suriyeliyi istihdam ediyorlar. 

- Yüzde 80’i ülkesine geri dönmeyi düşünmüyor.

Suriyeliler artık Türkiye’nin bir gerçeği. Ancak büyük bir gerilim hattı oluşturuyor. Sadece Suriyeliler değil, yoksulluğun en derininden daha derinini yaşayan, kent çeperlerinde gettolaşan, kendi kimliklerine göre mahalleler kuran göçmenler Türkiye’nin en can alıcı sorunlarının başında. 

Türkiye kabul etse de etmese de eninde sonunda bu gerçekle yüzleşecek ve geçici değil, kalıcı politikalar geliştirmeye mecbur kalacak. İktidarın da muhalefetin de vakit geçirmeden sosyal uyum ya da bütünleşme gibi kavramları gündemine alması bir mecburiyet!

Yazarın Son Yazıları

Cam tavan değil beton duvar

İster beyaz yaka olsun ister mavi yaka, Türkiye’de çalışan olmak bir de üstüne kadın olmak eşitsizlik, güvencesizlik, görünmezlik demek. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu’na göre dünyada kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 68, erkeklerin yüzde 90 seviyesinde.

Devamını Oku
15.12.2025
Dijital dönüşüm bir adalet meselesi

Türkiye’de e-ticaret kullanım oranı yüzde 45, e-devlet kullanım oranı yüzde 60. ChatGPT’nin küresel trafiğinin yüzde 3’ü Türkiye’den geliyor. Bu veriler toplumun dijitalleşmeye hazır olduğunu gösteriyor.

Devamını Oku
24.11.2025
‘Bu ülke derin bir uykuda’

Çin bugünlerde tıpkı insan gibi yürüyen robotunu tanıttı dünyaya. O kadar hızlı ilerliyor ki teknoloji, ev işlerinde, yaşlı bakımında kullanılacak yeni nesil insansı robotlar için artık gün sayılıyor.

Devamını Oku
17.11.2025
Balda tehlike büyüyor

Pestisit, kalıntı, tağşiş... Türkiye, gıda güvenliği açısından belki de en kötü dönemlerinden birini yaşıyor. Zehir soframıza kadar sızmış durumda. Denetim mi? Kâğıt üzerinde var ama kovanın, tarlanın, sofranın gerçekliği bambaşka.

Devamını Oku
20.10.2025
Fikir üreten fabrikadan sessiz kalan fabrikaya

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) 1971’de Feyyaz Berker ve bir grup iş insanı tarafından kurulurken Vehbi Koç, derneği şu sözlerle tanımlıyordu:

Devamını Oku
29.09.2025
Keşke ıssız kalsaydı! Yassıada hukuk dışı kaldı

Yassıada ve Sivriada, sit alanı statüsünden çıkarıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından adaların imar oranı yüzde 5’ten yüzde 65’e çıkarıldı. Böylece ada, yapılaşmaya açıldı.

Devamını Oku
22.09.2025
Ezilen halk bu oyunu bozar

Bugün gözler, Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) bölmeyi amaçlayan, siyasal niyeti gün gibi ortada olan uydurma bir davaya çevrilecek.

Devamını Oku
15.09.2025
Binde 5 değil binlerce hayat

“20 yıldır bu işi yapıyorum. İlk defa bu kadar çaresizim. Mağaza kapanınca işçiler dağıldı. Çoğu genç, kredi borçları var. Ne yapacaklar bilmiyorum.” İzmirli bir ayakkabı ustası söylüyor bu sözleri.

Devamını Oku
25.08.2025
Kıyamete adım adım

Bundan 26 yıl önce 17 Ağustos 1999’da yaşanan büyük depremin yıldönümüydü dün. Gölcük’ten Sakarya’ya, Yalova’dan İstanbul’a yaşanan bu depremde binlerce bina yıkıldı, on binlerce insan hayatını kaybetti.

Devamını Oku
18.08.2025
Ataköy de karot kıskacında

İstanbul’un önemli kentleşme örneklerinden biri olan ve bir açık hava müzesi diye nitelenen Ataköy 1. Kısım, izinsiz karot alınarak yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.

Devamını Oku
04.08.2025
Taşyapı’dan dönüşüm soslu el koyma

İstanbul’un inşaatla altüst olmuş, “ihanet edilmiş” son 30 yılına hep aynı müteahhitler damga vurdu. İlk hatırlanılacak isimlerden biri de Emrullah Turanlı’nın sahip olduğu Taşyapı İnşaat. Taşyapı adı İstanbul’da onlarca tartışmalı projeyle anıldı yıllardır.

Devamını Oku
28.07.2025
Zeytinimi alma geleceğimi çalma

Türkiye’nin Ortadoğu’ya hükmetme hayalini kurduğu “büyük” gündeminde Ankara’da bir eylem sürüyor günlerdir.

Devamını Oku
14.07.2025
Sınıfın hafızası umudu yaşatıyor

Türkiye işçi sınıfının tarihinde 15 16 Haziran 1970 tarihi bir kırılma noktasıydı. 12 Mart muhtırasının ayak sesleri duyulurken dönemin iktidarı işçilerin 1960’larda elde ettiği sendikal kazanımları geri almak istiyordu.

Devamını Oku
16.06.2025
Ücrette gelecek, kirada geçmiş enflasyon haksızlık

Türkiye bir süredir “barınamayanlar ülkesi”ne dönüştü. Ne kiracı ev bulabiliyor ne dar gelirli kirasını ödeyebiliyor ne de gençler bir ev hayali kurabiliyor.

Devamını Oku
02.06.2025
Sabır taşı çatladı

“Biraz daha sabır” diyor ekonominin baş sorumlusu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz...

Devamını Oku
26.05.2025
İflas rüzgârı sertleşti

İflas rüzgârı sertleşti

Devamını Oku
12.05.2025
Görünmez patronlar devri

Görünmez patronlar devri

Devamını Oku
05.05.2025
İstanbul’da partizanlık yıkımına hazır mıyız?

İstanbul’da partizanlık yıkımına hazır mıyız?

Devamını Oku
28.04.2025
Vicdanın çöküşü

Vicdanın çöküşü

Devamını Oku
21.04.2025
Dertleri iklim değil

Dertleri iklim değil

Devamını Oku
14.04.2025
Küreselleşmede son perde mi?

Küreselleşmede son perde mi?

Devamını Oku
07.04.2025
Gençlerin isyanı

Gençlerin isyanı

Devamını Oku
31.03.2025
Tek yol seçim

Tek yol seçim

Devamını Oku
24.03.2025
Üretici battı, halk zehirleniyor

Üretici battı, halk zehirleniyor

Devamını Oku
17.03.2025
9 milyon derin yoksul var

9 milyon derin yoksul var

Devamını Oku
03.03.2025
İşsiz, umutsuz ve mutsuz...

İşsiz, umutsuz ve mutsuz...

Devamını Oku
24.02.2025
AKP’nin yeni cinliği uzay hakkı!

AKP’nin yeni cinliği uzay hakkı!

Devamını Oku
10.02.2025
Hayaller Paris gerçekler Kartalkaya

Hayaller Paris gerçekler Kartalkaya

Devamını Oku
27.01.2025
Ağaç kesen Türkiye iklim zirvesine talip!

Ağaç kesen Türkiye iklim zirvesine talip!

Devamını Oku
02.12.2024
Bölüşüm krizi

Bölüşüm krizi

Devamını Oku
25.11.2024
Çocuk ölümlerinin gölgesinde

Çocuk ölümlerinin gölgesinde

Devamını Oku
18.11.2024
Geleceğimiz derin uykuda!

Geleceğimiz derin uykuda!

Devamını Oku
11.11.2024
‘Depresyondayız, unutulduk aldatıldık!’

‘Depresyondayız, unutulduk aldatıldık!’

Devamını Oku
25.10.2024
Jale Özgentürk yazdı...

En kötüsü 2025’te yaşanacak

Devamını Oku
18.10.2024
Birleş ya da kaybet!

Birleş ya da kaybet!

Devamını Oku
04.10.2024
Sır gibi proje!

Kalamış’a para Saray’da aranıyor

Devamını Oku
20.09.2024
Avrupa’ya yeni fırsat penceresi

Avrupa’ya yeni fırsat penceresi

Devamını Oku
13.09.2024
Acı ilacı yurttaşa içirmek işe yaramıyor

Acı ilacı yurttaşa içirmek işe yaramıyor

Devamını Oku
16.08.2024
İş dünyasında büyük korku

İş dünyasında büyük korku

Devamını Oku
12.07.2024
Sanayinin deprem endişesi

Sanayinin deprem endişesi

Devamını Oku
05.07.2024