ABD, Fransa ve Büyük Britanya’dan oluşan Batı ittifakının dün Suriye’deki hedeflere düzenlediği saldırı bu haliyle Ankara’nın Suriye’deki pozisyonunu ve “Astana Süreci” de denilen Rusya- Türkiye-İran işbirliği mekanizması içindeki konumunu etkilemez.
Ankara, ABD’nin kışkırtması ve Rusya’nın oluruyla başlattığı “Fırat Kalkanı” harekâtından itibaren Suriye’de ABD ve Rusya’yı birlikte idare etmeye bir bakıma mecbur kalmıştı. Batılı güçlerin dün Suriye’ye karşı giriştiği hava taarruzu, Ankara’nın iki büyük hasım arasındaki bu zoraki denge siyasetini yürütmesini imkânsızlaştıran bir neden oluşturmaz.
Dünkü operasyon, rejimin askeri ve idari altyapısını çökertmeyi hedefleyen bir hava saldırıları dizisinin başlangıcı olsaydı, farklı düşünebilirdik. Böyle bir durumda bütün denklemler yıkılırdı ve büyük güçler arasında bölgesel bir savaşa doğru yol aldığımızdan bahsediyor olurduk. Ankara da Rusya ve ABD nezdindeki vaziyetini mevcut şekliyle daha fazla idare edemeyeceğini görür, yeni bir pozisyon almak zorunda kalırdı.
Üç büyük Batılı gücün dün Suriye’deki muhtelif hedeflere 112 füze ateşlediği saldırı rejimi çökertme amacını taşımıyor. Diğer taraftan, “sembolik” ve “kozmetik” bir saldırı da değil... ABD’nin 2017’nin Nisan ayında, Şam rejiminin İdlib kırsalındaki Han Şeyhun’da bir kimyasal saldırı düzenlediği gerekçesiyle Suriye’deki Şayrat Hava Üssü’nü Tomahawk’larla hedef aldığı operasyon “kozmetik” nitelikteydi.
Dünkü ise “cezalandırma” ve “caydırma” amaçlı gerçek bir harekât.
Bu özelliğine rağmen, Suriye’deki gidişatın değişmesine neden olmayacaktır. Ama bundan daha fazlası, olaylara yeni bir yön verebilir ve o zaman işler çok karışır.
Harekâtı düzenleyen Batılı güçlerin ise Rusya ve İran’la doğrudan çatışmaya girmeye istekli görünmediklerini anlıyoruz.
Misal, Büyük Britanya Başbakanı Teresa May, “Amacımız rejim değişikliği değil” diye bizzat açıkladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “hedeflerinin Suriye’nin kimyasal silah tesisleriyle sınırlı olduğunu” söyledi.
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis “taarruzun bir kereye mahsus olduğunu” belirtti.
Bu söylemler Rusya’dan da olumlu karşılık gördü. Ruslar, harekâttan dolayı Rus personelden zayiat olmadığını ve Batılıların gönderdiği füzelere kendi hava savunma sistemlerinin müdahale etmediğini açıkladılar. Meali şu: “Bize zarar vermediniz, biz de size dokunmadık, o halde tırmandırmaya gerek yok”.
Kınamalar, lanetlemeler olacaktır tabii... Bunlar işin halkla ilişkiler boyutunda cereyan ediyor.
Tıpkı Ankara’daki Dışişleri Bakanlığı’nın “operasyonun yerinde bir tepki olarak görüldüğü ve memnuniyetle karşılandığını” açıklaması gibi. Ne bu açıklama ne de Türkiye’deki siyasi iktidarın benzer beyanatı, Suriye’deki Rus-Türk işbirliğini bozmak için yeterlidir. Bunun için başka nedenler gerekecektir.
Neticede Ankara harekâtta İncirlik Hava Üssü’nün kullanılmadığını açıkladı. Ki böyle bir saldırı için İncirlik’ten daha uygun bir yer bulunamazdı. Ankara lafını etmiş ama eylemsiz kalmıştır. Bu kadarı yeterlidir.
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez
Yazarın Son Yazıları
İdlib’de yüzleşmek
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı
Hızlı ve geçici iktidar
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’
Bu seçimin galibi halktır
24 Haziran’ın dört kesin sonucu
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’
Mantar tabancası patlasa da sandığa
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor
Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?
Muharrem İnce fenomeni
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor
Türk Lirası’nı kim çökertti?
Üç yıl sonra HDP yine anahtar
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim
Cihatçılar da Türkiye’ye havale
ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?
Şimdiki mesele kimyasal silah değil
Hürriyet’e veda ve teşekkür
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu
Afrin ve ötesi
Seçimi boykot, havlu atmaktır
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız
İdlib’e dikkat
TSK Suriye’den neden çıkmaz?
Suskunluk sarmalındaki Türkiye
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır
Afrin savaşının öteki cephesinde durum
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı