Kayıp bölüştürmek

Kayıp bölüştürmek

17.08.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ekonominin gereklerine uymadığı iddia edilen gelişmeler, siyasetin gereklerine hiç uymayacak bir gündem oluşturuyor. Kurdaki aşırı hareketlilik ile konuşulan ama çok daha derindeki sorunları görünür yapan kriz, sadece ekonomi ve siyasetin değil, aklın ve mantığın da epey uzağına taşındı. ABD mallarını parçalama, dolar yakma gösterilerinin eşliğinde müsabaka havasına sokulan hadise, bir popülist hezeyanı besliyor. Kim kazandı kim kaybetti, kim hayal kırıklığına uğradı, kim daha dirençli çıktı gibi sorular her şeyin üstünü örtüyor. “Kur yükseldi diye batmayız” denirken kur düştü diye zafer kazanılmış oluyor.
Kriz potansiyelinin nedenleri ve olası sonuçlarıyla ilgili tartışmalar daha başlamadan bastırıldı. Trump’ın ölçüsüz tavrı, “saldırı altındayız” argümanını destekleyen tuhaflıklar, ekonomik elitler üzerindeki kontrol imkânları, bağımsız medyanın yokluğu, muhalefetin şaşkınlığı gibi birçok faktör, sorunu hakkıyla tartışmayı engelledi. Hepimizin aynı gemide olduğu iddiası, meseleyi hep birlikte konuşmak yerine, sorun hakkında toplu bir sessizlik sağlamak için kullanıldı. Sorunun ne olduğu ve nasıl çözüleceği açıklanmadı, bu konuda kimseden fikri sorulmadı, “bizim planımız var” demekle yetinildi.
Erdoğan’ın evinde verdiği yemeklerle, telefon görüşmeleriyle ekonomik ve siyasi destek arayışı devam ediyor. Berat Albayrak’ın krizin en sıcak aşamasında alay ederek söylediği “yapısal reformlar, yapısal reformlar, neymiş bu yapısal reformlar” sözünden anlamış olmamız gerektiği gibi, bilinen modelin sürdürülmeye çalışılmasından başka bir perspektif söz konusu değil. “Acaba bizim yaptığımız bir yanlış olabilir mi” gibi sorular pek sorulmuyor. Fedakârlık için herkes göreve çağrılırken çözüm için Beştepe’deki kadar akıl yeterli görülüyor.
En iyimserinden en kötümserine, en muhalifinden en uysalına kadar bütün ekonomi uzmanlarının birleştiği nokta, kur krizinden bağımsız olarak bir ekonomik daralmanın kaçınılmaz olduğu. Açıkça ifade etmekten kaçınmakla birlikte iktidar da çeşitli biçimlerde bunu kabullenmiş görünüyor. Büyüme tahminlerinin geri çekilmesi, orta vadeli programda yüksek oranda tasarruflar öngörülmesi, teşvik yerine destek programlarından bahsedilmeye başlanması önemli işaretler. Ne dünyanın ne de Türkiye’nin kısa vadede 16 Nisan ve 24 Haziran vaatlerinde olduğu gibi bir şahlanış ümidi verdiğini söyleyen yok. Şimdi konuşulan, ekonomik savaş olduğu iddia edilen zorluklarla baş etme imkânları ve “savunma” başarısı. AKP iktidarı, çok uzunca bir dönemi, sağlanan bolca borç parayı paylaştırma lüksüyle geçirdi. Gelen paradan kimin ne kadar faydalanacağına karar verme, “kazancı” bölüştürme gücünü, siyasi avantaj olarak kullandı. “Az olana daha az, çok olana daha çok, yakınlara en çok” biçimindeki paylaştırma, adil olmasa da, neticede herkes bir şey kazandığına inandırılabildiği için kabul ettirildi. 2013’ten bu yana ise, dünyadaki ekonomik trendin tamamen değişmeye başladığı ve Türkiye’nin yapısal siyasi ve ekonomik krizlerinin derinleştiği bir döneme girildi. İktidar bu dönemde de bir yandan kendi siyasi savunmasını yeni ittifaklarla tahkim ederken ekonomik sorunları erteleme ve örtme stratejisini uygulamaya koydu ve epey idare etti.
Şimdi AKP iktidarı, ilk kez deneyimleyeceği daha yeni bir döneme giriyor: Kaybı paylaştırma, zararı bölüştürme ve korunacakları seçme dönemi. Krizin hemen ertesinde alınan önlemler ve temas edilen çevrelerden, bu bölüşümün “az olandan çok, çok olandan az, yakınlardan çok daha az” şeklinde olacağı anlaşılıyor. Örgütsüz, örgütleri zayıflatılmış ve siyaseten sahipsiz bırakılmış emekçilerden oluşan “az olan” kısmı için sağ popülizmin bütün numaraları devrede ama sonuçlarının başarısını telefon kırma videoları ile değerlendirmek fazla erken olur. Paylaşımın “çok olan” kısmını oluşturan hâkim sınıflar, kayırılanlar ve hep kazananlar tarafında da çıkar farklılaşması giderek büyüyor. Yani, kayıp paylaştırmak, kazanç bölüştürmek kadar kolay ve sağladığı siyasi güç de beklendiği kadar olmayabilir.  

Yazarın Son Yazıları

Eyvallah

Eyvallah

Devamını Oku
10.09.2018
Ödenmemiş fatura yığını

Ödenmemiş fatura yığını

Devamını Oku
07.09.2018
Ekonomiyi siyasetle, siyaseti sertlikle idare

Ekonomiyi siyasetle, siyaseti sertlikle idare

Devamını Oku
03.09.2018
Lütufla başlamayan yasakla bitmez

Türkiye kaybedilenlerin açık seçik göründüğü, kazanılması gerekenlerin berraklaştığı günlerden geçiyor. Dünkü Cumhuriyet’in 1. sayfası, özellikle de Vedat Arık, Hayri Tunç ve Ahmet Şık fotoğrafları bunun özeti gibiydi: “Bitmeyen zulüm” ve bitmemesi gereken direniş.

Devamını Oku
27.08.2018
Partilerin yerel seçim ufku

Partilerin yerel seçim ufku

Devamını Oku
24.08.2018
Lütuf düzeni

Lütuf düzeni

Devamını Oku
20.08.2018
Kayıp bölüştürmek

Kayıp bölüştürmek

Devamını Oku
17.08.2018
Neyin mücadelesi kimin savaşı?

Neyin mücadelesi kimin savaşı?

Devamını Oku
14.08.2018
Krizi karşılama stratejisi

Krizi karşılama stratejisi

Devamını Oku
13.08.2018
Her şey algıdan

Her şey algıdan

Devamını Oku
10.08.2018
Göstermeye ihtiyaç yok, her şey zaten ortada

Göstermeye ihtiyaç yok, her şey zaten ortada

Devamını Oku
06.08.2018
Kim kimi idare ediyor?

Kim kimi idare ediyor?

Devamını Oku
03.08.2018
Diklenerek eğilmek

Diklenerek eğilmek

Devamını Oku
30.07.2018
Akşener gerçekten dönmezse?

Akşener gerçekten dönmezse?

Devamını Oku
27.07.2018
İyi Parti’de ne olacak?

İyi Parti’de ne olacak?

Devamını Oku
24.07.2018
Ne yaptınız da yoruldunuz?

Ne yaptınız da yoruldunuz?

Devamını Oku
23.07.2018
Sarsıntı kaçınılmazdı

Sarsıntı kaçınılmazdı

Devamını Oku
23.07.2018
‘Dağılma’ hevesi

‘Dağılma’ hevesi

Devamını Oku
16.07.2018
Kötü siyaset iyisini kovar

Kötü siyaset iyisini kovar

Devamını Oku
13.07.2018
Başkanın adamları

Başkanın adamları

Devamını Oku
10.07.2018
Yeni dönem başlarken

Yeni dönem başlarken

Devamını Oku
09.07.2018
Muhalefet neden dağıldı?

Muhalefet niçin dağıldı?

Devamını Oku
06.07.2018
Soruları bitmeyen seçim

Soruları bitmeyen seçim

Devamını Oku
02.07.2018
Değişim bir tercih değil

Değişim bir tercih değil

Devamını Oku
29.06.2018
MHP oylarının anlamı

MHP oylarının anlamı

Devamını Oku
26.06.2018
24 Haziran’ın iktidar tablosu

24 Haziran’ın iktidar tablosu

Devamını Oku
25.06.2018
Tek adamlık artık zor

Tek adamlık artık zor

Devamını Oku
25.06.2018
Bozgun görüntüsü

Bozgun görüntüsü

Devamını Oku
22.06.2018
Son düzlük notları

Son düzlük notları

Devamını Oku
18.06.2018
İttifaklar tablosu

İttifaklar tablosu

Devamını Oku
11.06.2018
Metal paslanması

Metal paslanması

Devamını Oku
08.06.2018
Rehavete yetmeyen ama cesaret veren bir umut

Rehavete yetmeyen ama cesaret veren bir umut

Devamını Oku
04.06.2018
Münafık dinamiği

Münafık dinamiği

Devamını Oku
01.06.2018
Başkasının oyu Dimyat’taki pirinç

Başkasının oyu Dimyat’taki pirinç

Devamını Oku
28.05.2018
Görev erteleme beyannamesi

Görev erteleme beyannamesi

Devamını Oku
25.05.2018
Seçimin arka plan senaryoları

Seçimin arka plan senaryoları

Devamını Oku
21.05.2018
Görev, ihtiyat, sürpriz

Görev, ihtiyat, sürpriz

Devamını Oku
18.05.2018
İyimserlik ve kötümserlik

İyimserlik ve kötümserlik

Devamını Oku
14.05.2018
AKP artık ‘eski Türkiye’

AKP artık ‘eski Türkiye’

Devamını Oku
11.05.2018
Muhalefete hediye

Muhalefete hediye

Devamını Oku
09.05.2018