Hüseyin Gün, MI6 mensubu David John Charters’ı telefon rehberine şu şekilde kaydetmiş: “Eski MI6 Başkanı Richard Moore’un arkadaşı.” (Sabah, 25.10.2025)
Peki kim bu MI6 Başkanı Richard Moore? 2014-2018 yılları arasında İngiltere’nin Ankara büyükelçisiydi. 2020 yılında ise ünlü İngiliz dış istihbarat örgütü MI6’nın başına getirildi.
Bu Moore, geçen ay hem de küresel bir casusluk faaliyeti tanıtımı için İstanbul’daydı.
MI6’NIN İSTANBUL TOPLANTISI
Moore, 1 Ekim 2025’te görevini devretmeden hemen önce, 19 Eylül’de yapacağı son kamuya açık konuşma için İstanbul’u seçti. Moore seçim tercihini “Türkiye ikinci vatanım” diye açıkladı. (BBC, 19.9.2025)
Moore, selefi Blaise Metreweli’nin de bulunduğu İstanbul’daki bu son toplantısında, bir casusluk platformunu tanıttı. “Sessiz Kurye” isimli bu platform, “Rusya başta olmak üzere dünyanın diğer ülkelerinden casuslarla iletişime geçmek ve gizli bilgileri almak için geliştirilen bir platform” olarak tarif edildi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Yvette Cooper, Moore’un İstanbul’da tanıttığı “Sessiz Kurye”yi, “Rusya’da ve dünyanın dört bir yanında İngiltere için yeni casuslar toplayabilecek” diye övdü.
Benzer bir platformu 2023 yılında CIA devreye koymuştu. Ancak Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı, CIA’nın Çin’deki ajanlarının “dark web bağlantıları”nı deşifre etmiş ve CIA’nın platformu ağır kayıp vermişti.
Moore, İstanbul’da tanıttığı MI6 modeli “muhbir hattı” ile bir nevi dünyanın birçok ülkesindeki muhbirlere, “Devam ediyoruz” mesajı vermiş oldu.
O AJAN İKİ BAKANLIKTAN İHALE ALMIŞ
Peki Hüseyin Gün o muhbirlerden birisi mi? Başsavcılık soruşturmasında Gün’ün hem İngiltere ama hem de ABD ve İsrail istihbaratlarına çalıştığı iddia ediliyor.
Soruşturma bir yana...
O dünyada nasıl hesap soruluyor bilmiyorum ama Hakan Fidan ve İbrahim Kalın, kendileri için İstanbul’daki o toplantıda “samimi dostlarım” diyen MI6 Başkanı Richard Moore’dan, yakın arkadaşı olan David John Charters’ın Türk vatandaşı Hüseyin Gün’ü ajan olarak kullanmasına tepki gösterecektir herhalde!
Ama Fidan ve Kalın’ın hesap sorması gereken asıl adres Türkiye’deki ilgili kurumlar. Neden mi?
Hüseyin Gün’ün rehberinde kayıtlı ve başsavcılık soruşturmasına göre casusluk suçlamasının baş aktörü durumundaki Cristopher Paul McGrath, meğer AKP’nin yönettiği bakanlıklardan “siber güvenlik ihaleleri” almış! (Bahadır Özgür,Halktv.com.tr, 26.10.2025)
SUÇLAMADAKİ ABD’Lİ UZMAN AYRINTISI
Bir ilginç duruma dikkat çekmeliyim:
Yeni Şafak’ın dünkü 1. sayfa haberine göre casuslukla suçlanan Hüseyin Gün, Necati Özkan’a istihbarat vermiş. Neymiş o istihbarat? Habere göre “AKP seçimde bir ABD’li uzmanla anlaştı” demiş, “Bu ABD’linin kim olduğunu ve bağlantılarını biliyoruz” demiş.
Nasıl yani? AKP’yle anlaşan ABD’li uzman hakkında bilgi vermek nasıl ve kim açısından casusluk sayılıyor ki?
GÜN’ÜN EMNİYET İFADESİ
Hüseyin Gün üzerinden Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’ın “casus” ilan edilmeye çalışıldığı soruşturmada, dün savcılık ifadeleri alındı. (Yazımı gazeteye teslim ettiğimde ifade verme süreci tamamlanmamıştı.)
Ama ilginç olan durum şuydu. İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ’ın daha savcılık ifadeleri bile alınmadan Hüseyin Gün’ün “itirafçı” olduğu açıklandı. (Sabah, 26.10.2025) Peki “Casusluk soruşturmasının” merkezindeki Gün’ün bu hızla itirafçı olması normal mi?
Etkin pişmanlıktan faydalanan Gün’e Emniyet’te Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’la ilişkisini soruyorlar. İkisiyle de manevi annesi aracılığıyla tanıştığını söylüyor.
Özkan’a, 2019 seçimi öncesinde teknik-analiz desteği sunmayı teklif etmiş. Birkaç rapor hazırlamış, vermiş, o kadar. Arada mesajlaşmalar...
Yanardağ’a ise daha doğrusu Tele1’e ise manevi annesi dolayısıyla birkaç kez bağışta bulunmuş. Bir kaç kez 2-3 bin Avro civarında bağış. (Yanardağ ise Hüseyin Gün’ü Hüseyin Gün Alaçam olarak tanıdığını çünkü Seher Alaçam’ın üvey değil, gerçek oğlu olduğunu sandığını, bağışın da Gün’den değil, Seher Alaçam’dan geldiğini belirtti.) Onun dışında birkaç kez gündemle ilgili, bir kez de Kılıçdaroğlu’nun Tele1’e konuk olduğu program vesilesiyle, Kılıçdaroğlu’nun yanıtlarına kızarak Yanardağ’a Whatsapp’tan serzenişli mesajlar atmış.
TUTANAKTAN SUÇSUZLUK ÇIKAR
Gün’ün rehberindeki çeşitli isimlere dair verdiği yanıtların da Özkan’la ve Yanardağ’la, dolayısıyla İmamoğlu’yla bir ilgisi yok. O istihbaratçılarla ilişkisi üzerinden Özkan, Yanardağ ve İmamoğlu’na “casusluk faaliyeti” bağı kurmak, tavuktan süt sağmak kadar olanaksız.
Çoğu tablo, fotoğraf, tv programı tapesi, konum vb. belgesi olan 262 sayfalık bu Emniyet tutanağından Yanardağ, Özkan ve İmamoğlu’nun suçsuzluğundan başka bir şey çıkmaz.