Elif Şafak ve İnandırıcılık
Metin Celal
Son Köşe Yazıları

Elif Şafak ve İnandırıcılık

29.01.2014 02:39
Güncellenme:
Takip Et:

Elif Şafak’ın son romanı “Ustam ve Ben” (Doğan Kitap) daha yayımlanmadan eleştirildi. Şafak romanının bir fil ve bakıcısının Hindistan’dan İstanbul’a uzanan öyküsünü anlattığını söylediği için, Jose Saramago’dan “intihal”le suçlandı. Ama bunu okumadan anlamak olası değildi.
Şafak romanın sonundaki “Yazarın Notu”nda Saramago’nun “Filin Yolculuğu” romanında Süleyman isimli bir filin yolculuğunu anlattığını belirtiyordu. Böylece roman intihalle suçlanamayacağı gibi, esinlenme bir yana metinlerarası ilişki kurulduğu söylenebilecek duruma geliyordu. Şafak aynı notta esas eleştiri alacağı konudan Mimar Sinan’dan daha çok söz etme gereği duymuş. Çünkü “Ustam ve Ben”in ana eksenini Mimar Sinan’ın yaşamı ve eserleri oluşturuyor. Sinan’ın çok yaşamış, çok eser vermiş bir kişi olması nedeniyle yaşamını romanlaştırmanın zor olduğunu, anlatımın yavaşlamaması arzusuyla zaman açısından bazı müdahalelerde bulunduğunu belirtiyor. Çünkü romanda anlattıklarının gerçeğe uygunluğu konusunda eleştiriler gelebileceğini biliyor
Elif Şafak’ın “Ustam ve Ben”i hakkında dikkate değer bir eleştiri de bu gerçekliğe uygunluk açısından geldi. Mehmet Berksan “Mimar Gözüyle Elif Şafak’ın Son Romanı: Ustam ve Ben”de (bkz. arkitera. com) mimari tarihi açısından eleştirilerini sıralamakla kalmıyor, 16. yüzyılda hangi eşyanın nasıl kullanıldığına da değinen bir eleştiri geliştiriyor. Ve sözünü “Ülkemizde kitapları en çok satan yazar, 3 yıllık bir araştırmanın sonunda yazdığı kitapta, koskoca Selimiye’nin kubbesine dam derse, külhanı kazan dairesi zanneder, saray arsasını çorak arazi diye niteleyip, koskoca padişaha törenleri meydanın ortasında izlettirir, daha o dönemde olayların geçtiği sarayın adını dahi yanlış zikrederse bu neyin göstergesidir acaba?” diye bitiriyor. Öncelikle, bir romanın edebi bakış dışında da eleştirilebileceğini belirteyim.
Berksan’ın
mimari ve tarihi gerçeklik açısından bir okuma yapmış olması “yanlış okumanın tipik örneği” olarak nitelenemez. Üstad kabul edilen eleştirmenlerin, örneğin “Yaşasaydı, neler yazardı!” diye anılan Fethi Naci’nin romanları nasıl eleştirdiğini hatırlamak gerek. Berksan edebi bir eleştiri yapmıyor ama romandaki gerçeklik, inandırıcılık duygusunu oluşturan öğeleri sorguluyor. Üslubundaki alaycılığı hoş karşılayabilirseniz yapıcı bir eleştiri. Romanın yeni baskılarında yanlışlar düzeltilebilir.
Edebiyat tarihimizde gerçekliğe uygunluk açısından birçok tartışma olduğunu biliyoruz. Yusuf Atılgan’ın tamamen kurmaca olan “Anayurt Oteli”nde 10 Kasım sirenlerinin doğru saatte çalıp çalmadığı bile uzun uzun tartışılmıştı. İlber Ortaylı’nın Orhan Pamuk’un “Kara Kitabı” ile ilgili “caminin balkonu olmaz” eleştirisi de en taze örneklerden. Pamuk, “Bu bir kurmaca, benim dünyamda caminin balkonu var” diyebilir mi? Dese de okuru ikna edemez.
Elif Şafak, “Ustam ve Ben”in başına “İstanbul/22 Aralık 1574” tarihini koymuş. Kahramanı da belli: Mimar Sinan. Yani romanın yeri, zamanı ve kahramanı gerçekte var. O dönem yaşamış birçok gerçek kişi de yer alıyor romanda. O zaman Semih Gümüş gibi “gerçeği dilediği gibi değiştirebilir” diyemezsiniz (Radikal Kitap, 24.01.14). Çünkü Elif Şafak, gerçek hayatın somut olaylarını romanına konu ettiğinin bilincinde, kurmacanın koşulları ile gerçekliği uyumlu hale getirip inandırıcı bir roman yazmaya çalışıyor. “Ben yazdım, oldu” demiyor, 16. yüzyıl ve Mimar Sinan’la ilgili birçok kitap okuduğunu açık yürekle söylüyor. Gülru Necipoğlu’nun “Sinan Çağı”ndan (Bilgi Üniv. Yay.) “saygım çok büyük” diye söz ediyor. Tek eksiği romanın sonunda kaynaklarını göstermemesi. Kaynaklarını gösterseydi hataların sahibinin kendisi mi yoksa kaynak olarak kullandığı eserler mi olduğu daha kolay anlaşılırdı.  

Yazarın Son Yazıları

‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken

‘7 Mart 1924 Ruhu’na dönerken

Devamını Oku
12.09.2018
Ara Güler Müzesi

Ara Güler Müzesi

Devamını Oku
05.09.2018
Yayıncılıkta kırmızı alarm

Yayıncılıkta kırmızı alarm

Devamını Oku
29.08.2018
Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü

Boğaziçi’nin yok ettiğimiz görünümü

Devamını Oku
22.08.2018
Okul kütüphanelerimizin durumu vahim

Okul kütüphanelerimizin durumu vahim

Devamını Oku
15.08.2018
Sanatta KDV düşerse ne olur?

Sanatta KDV düşerse ne olur?

Devamını Oku
08.08.2018
Türkülerin kardeşliği adına

Türkülerin kardeşliği adına

Devamını Oku
01.08.2018
Üçüncü Yeniler’in başarısı

Üçüncü Yeniler’in başarısı

Devamını Oku
25.07.2018
Günümüz sanatçıları ne yapıyor?

Günümüz sanatçıları ne yapıyor?

Devamını Oku
18.07.2018
Varlık’la geçen yıllarımız

Varlık’la geçen yıllarımız

Devamını Oku
11.07.2018
25 yıl ve daha fazlası

25 yıl ve daha fazlası

Devamını Oku
04.07.2018
‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’

‘Kubbesiz, minaresiz cami olmaz’

Devamını Oku
27.06.2018
Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?

Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?

Devamını Oku
20.06.2018
Şiir için ineğini satan şair

Şiir için ineğini satan şair

Devamını Oku
13.06.2018
Seray Şahiner’le tanışmalarım

Seray Şahiner’le tanışmalarım

Devamını Oku
06.06.2018
Şair turizmi, çeviri ticareti

Şair turizmi, çeviri ticareti

Devamını Oku
30.05.2018
TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?

TOKİ’nin kültür hamlesi ne anlatıyor?

Devamını Oku
23.05.2018
Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?

Türkiye’nin ‘Anti Amazon Yasası’ olacak mı?

Devamını Oku
16.05.2018
Büstü dikilen öğretmen

Büstü dikilen öğretmen

Devamını Oku
09.05.2018
‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’

‘Edebiyatı Takip Ediyoruz’

Devamını Oku
02.05.2018
İzmir’de İstanbul manzarası

İzmir’de İstanbul manzarası

Devamını Oku
25.04.2018
50 yıllık emek

50 yıllık emek

Devamını Oku
18.04.2018
‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’

‘Denize inmek medeniyetin işaretidir’

Devamını Oku
11.04.2018
Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer

Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer

Devamını Oku
04.04.2018
Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!

Okuma kültürü seferberliğine var mısınız!

Devamını Oku
28.03.2018
Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!

Nilüfer’de şiir var, edebiyat var!

Devamını Oku
21.03.2018
Kırpıntı kadar değerimiz var mı?

Kırpıntı kadar değerimiz var mı?

Devamını Oku
14.03.2018
Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem

Yunus Emre Enstitülerinde yeni dönem

Devamını Oku
07.03.2018
Klasik müziğin en sevilenleri

Klasik müziğin en sevilenleri

Devamını Oku
28.02.2018
Sabahattin Ali’nin Şehirleri

Sabahattin Ali’nin Şehirleri

Devamını Oku
21.02.2018
Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?

Attilâ İlhan Yaratıcı Yazarlık Merkezi’ne ne oldu?

Devamını Oku
14.02.2018
Röportaj vermek’ mümkün mü?

Röportaj vermek’ mümkün mü? Metin Celal yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?

‘Kültürel kalkınma’ mı ‘kültürle kalkınma’ mı?

Devamını Oku
31.01.2018
Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz

Enver Ercan’ı çok özleyeceğiz

Devamını Oku
24.01.2018
‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’

‘Dünyanın ilk büyük portre fotoğrafçısı’

Devamını Oku
17.01.2018
Bibliyofobi

Bibliyofobi

Devamını Oku
10.01.2018
Müzik listelerindeki karmaşa

Müzik listelerindeki karmaşa

Devamını Oku
03.01.2018
Mahzuni’ye saygı

Mahzuni’ye saygı

Devamını Oku
27.12.2017
‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’

‘Mersin’de çok güzel şeyler oluyor’

Devamını Oku
20.12.2017
‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’

‘Ben halkın kendisi, bir parçasıyım’

Devamını Oku
13.12.2017