Neyi bekliyorsunuz?

Ardı ardına siyasi cinayetlerin işlenmesini mi?

Sokaklarda linçlerin başlamasını mı?

Evlerin işaretlenip basılmasını mı?

Gazetecilerin vurulmasını mı?

Herkesin sokaklara dökülmesini mi?

İşlerin kanlı bir iç savaşa varmasını mı?

Korkunç bir darbe yapılmasını mı?

Olağanüstü hal ilan edilmesini mi?

Hukukun, adaletin artık adının bile edilememesini mi?

Demokrasi getirmek bahanesiyle ülkeye dışarıdan müdahale edilmesini mi?

Her şeyin ateşe verilmesini, her şeyin küle dönmesini mi?

Kaybedeceği şeylerle kazanacağı şeylerin hesabını yaparken kendisini kaybeden bir iktidar yüzünden...

Cumhuriyetin yüzüncü yılına çağın en perişan ülkesi olarak girmeyi mi?

Neyi?

OLANLARIN ADINI KOYMAK

Çoktan yurtdışına kaçmış olan, geçmişi de şu günü de karanlık bir suçlunun;

Savcıları ayağa kaldırmaya gücü yetmeyen...

Meclis’te araştırma komisyonu kurulmasına yaramayan...

Eski dosyaların yeniden açılmasına vesile olmayan...

Kimseyi yerinden etmeyen...

Suçlulara, yalancılara açık açık ecel teri döktürtmeyen...

Sistemi de ülkeyi de hızla kendisine getirmeyen...

İktidara ve yandaşlarına yönelik bir tehdit ve şantaj değeri taşımaktan öteye gitmeyen korkunç itiraflarıyla, bu itiraflara verilen pişkin yanıtları, içi boş lafları bir tenis maçı gibi seyreden bu ülkenin başına gelenin adını kimin koymasını bekliyorsunuz?

Sedat Peker’in mi?

Süleyman Soylu’nun mu?

Tayyip Erdoğan’ın mı?

Yoksa zamanın mı?

ZAMAN KALMADI

Ülke, bir mafya babasının parmağında oyuncak oldu.

Bir mafya babasının itiraflarına pervane oldu.

Bir mafya babasının hezeyanlarına muhtaç oldu.

Ülke, bugüne kadar suskunluğunu koruyan bir cumhurbaşkanının günler sonra ağzını ilk açtığında “Bunlar daha iyi günler” demesine, diyebilmesine şahit oldu.

Mafya ağzının ve ahlakının tüm siyasi iklime deniz salyası gibi yayılışına razı oldu. 

Kâğıt üzerinde bir hukuk devleti gibi görünen bu ülkenin kaderini belirleyecek olan en büyük ve en önemli davanın akıl almaz bir şekilde sosyal medyada hukukla bağlantısız bir şekilde görülüyor olmasına ikna oldu.

Ve ülkenin ufku, başına gelmekte olan korkunç şeylerin sonuçlarını hayal edemeyecek kadar daraldı; 

İçi, başına gelmekte olanları kabullenecek kadar karardı.

RÜYA TAKIMI

Ülkeyi bu darlıktan ve karanlıktan kurtarmak üzere...

Tüm farklılıklarınızı, tüm çatışmalarınızı, tüm uyuşmazlıklarınızı bir süreliğine unutmak için neyi bekliyorsunuz?

Neyi bekliyorsunuz güçlü ve kararlı bir çatıda birleşmek için?

Neyi bekliyorsunuz tek bir dil ve tek bir yürek olmanın çetin savaşını vermek için?

Neyi bekliyorsunuz öznel siyasi kaygılarınızı demokrasiyi geri getirene kadar rafa kaldırmak için?

Neyi bekliyorsunuz beklenmedik, umulmadık, hesaplanamaz ve dolayısıyla da engellenemez, önünde durulamaz bir hamleyle ve alnınızın teriyle bu ülkeyi bu beladan kurtarmak için?

Neyi bekliyorsunuz Meclis’in tüm muhalifleri;

Bir rüya takımı kurmak için?