Mümtaz Soysal

Kadın Cinayetleri

03 Şubat 2014 Pazartesi

ANLAŞILIR gibi değil; yedi aylık, yedisinde, on yedisinde, yetmişinde de olsa kadın cinsinin her yaşta olanları canavarca öldürülüyor: “Gayrimeşru” sayılan yasal ya da yasadışı bir ilişkinin ürünü denen bebekler, çok ağlayınca “keyif kaçıran” küçücük kız çocukları, oğlanlarla konuşup sinemaya gittikleri için öldüresiye dövülerek sokağa atılan genç kızlar, namus kirlettiğine inandıkları hamile kuzenlerini boğarak derin bir kuyuya veya balkondan cadde asfaltına atıverenler, yastık altındaki paralarına göz koydukları ninelerinin yüzüne yastıkla bastırarak nefessiz bırakanlar, hatta koyun keser gibi zarif boyunlarını kesenler…
Bu tür cinayetlerin nasıl işlendiğine akıl erdirmek sahiden güçtür. İnsan, biraz büyüdüğünde gururla dizine oturtarak bağrına bastığı kızını, sevip okşadığı sevgilisini, değerli eşini, unutamayacağı anasını nasıl öldürebilir? Korku romanlarının kadın düşmanı “Homongolos”u mu? Karanlık istibdat devirlerinin namus zaptiyesi mi? Yoksa “efendice içmenin” ne demek olduğunu hiç öğrenmemiş kara cahil bir terbiyesiz mi?
Belki, hayvanlar için bile artık terk edilmiş bağırmalı, sopalı, dayaklı terbiye yöntemlerinin, sıkı ve şiddetli asker disiplinlerinin baskısının ve hatta ezilmişliğinin hıncını kadınlara zulmetmekle çıkaran eski tür bir “erkeklik” anlayışının hiç bitmeyen kalıntısı mı? Yine, her zamanki alışkanlığımızla “çare eğitimdir” denecek ama, nasıl bir eğitim? Okulsuzluğun kalmadığı, hatta eğitim fakültelerinin çoğaldığı bir cumhuriyet döneminde artık bu soruya doğru bir yanıt bulamamış olmamız en büyük ayıplarımızdan biridir. “Aile terbiyesi” dediğimiz kavramın bile dengesiz ve çok tartışmalı bir ekonomik-sosyal düzende gitgide zorlaşmakta olduğunu yabana atamayız. “Önce eğitim” sloganının doğru, akılcı, planlı ve özgürlükçü niteliklerle tamamlanması gerekiyor. Felsefesiz, tartışmasız, derinlikten ve dünya çapında karşılaşmalardan yoksun ve siyasal ufuksuzluğa kurban edilmiş bir eğitimden uzaklaşmak ve aydınlanmayı doğru boyutuyla gerçek aydınlığa kavuşturmaya yönelmemiz gerekmiyor mu?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları