Mümtaz Soysal

‘Zito Venizelos’suz Kurtuluş

03 Ocak 2014 Cuma

ZONGULDAK işgalinde küçücük genç kız iken çarşafa yeni girmiş zavallı anneannemin peçesini açtırır ve Rumca “Yaşasın Venizelosdiye böyle bağırtırmış Fransız askerler. “Zebellah gibilerdi” demişti onlardan söz ederken. Çünkü asıl Fransalı değil, istilacı sömürge ordusuna alınmış koskoca Afrikalı zencilermiş onlar ve insanlara böyle zulmederlermiş.
İstiklal Harbi’nin başlangıç aylarında halkın kızgınlığını bileyip 9 Eylül zaferine kadar savaştıran etkenlerin başında İngilizlerin Yunan’ı kandırıp İzmir’e çıkartması ve Fransızların da Ereğli kömür havzasını ve Zonguldak limanını ele geçirmek için bunu fırsat bilmesi gibi etkenler vardır.
Bundan dolayı, insanlarımızın uyuşukluktan gaflete daldığı ve başkaldırmadığı durumlarda, içinizden “Ah şu Yunan yeniden İzmir’e çıksa da uyansak” diye bir istek bile geçebilir. Köklü çareler aramak için daha beklemek mi gerekir?
Devletin çivisi çıkıp tam kargaşanın her yerde egemen olduğu ve nereye doğru gidildiğinin hiç belli olmadığı bir dönemde ne idüğü belirsiz ve tüzelkişiliksiz “cemaat” denen gruplaşmalardan medet ummak olacak iş midir? Yakın tarihimizde safsatanın çöpe atıldığı, laik gerçekçiliğin öne çıktığı, o hırsla somut ve yapıcı mücadelelerin başlatıldığı örnekler hiç mi yoktur? Acaba anayasalı bir siyasal düzenin içtüzüklü ve programlı siyasal partileriyle düşünmeye yeniden başlasak daha doğru olmaz mı?
Vaktiyle “hukuk devleti” dediğimiz ilke, her şeyden önce kuruluş yapısının, kurallarının, işleyişinin ve kararlarının hukuka dayandığı, anlaşmazlıklarının hukukla çözüldüğü bir düzenin ilkesi değil miydi? Çivisi çıkmış devleti yerine oturtacak olan da bu ilke olmamalı mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları