CHP’nin Akbelen faciası
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

CHP’nin Akbelen faciası

30.07.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

İki aydır süren lider ve parti krizinin üzerine belli ki sünger çekmek için düşünülmüş bir çıkış...

Doğa kıyımının yaşandığı Akbelen’de “destek şovu” yapılacak.

Bir-iki tumturaklı sözün ardından eylemcilerle çekilen “Kemal kardeşiniz” fotoğrafları sosyal medya ve basına servis edilecek.

Ama o da ne?

“Akbelen şov”u ters tepiyor.

Sözde destek için gittikleri yerde CHP ekibi tepkiyle karşılanıyor.

Sabırlar tükenmiş, CHP’nin çekirdek kitlesi olması beklenen eylemciler ateş püskürüyor...

Grup toplantısı tadında bir konuşma yapıp bölgeden ayrılmaya niyetlenen Kemal Bey’in arabasının önü, “Yok öyle artistlik!” kıvamında protestolarla kesiliyor.

“AKP provokatörü! Sizin gibiler yüzünden iktidarı kaybettik!” söylemleriyle eylemcileri dumura düşüren CHP milletvekillerinden biri sahadan “çık, çık” bağırışlarıyla kovalanıyor, göstericilere parmak sallayan bir başkası yuhalanıyor.

Bu yalnız bir pi-ar faciası değil.

Heyet, Akbelen’e adeta paralel evrenden ışınlanmış izlenimi yaratıyor.

Seçmenden ne kertede kopmuş olduklarını belgelemek ve kanıtlamak için sanki orada bulunuyorlar.

Akbelen badiresi çok açıdan CHP krizinin özeti.

Seçimlerden bu yana seçmenini temsil yeteneğini yitiren, liderlik ve kimlik bunalımı içinde olan, ilaveten güvenilirlik, inandırıcılık krizi yaşayan bir partiyi konuşuyoruz.

Hal böyleyken antenleri en gelişmiş ve en duyarlı muhalif kesimlerin olduğu bir gösteri alanına, samimiyetten yoksun olduğu düşünülen jestlerle eklemlenmeye çalışmak... istenilenin tam tersi etki yaratıyor.

Seçmenle açılan mesafeler, bütünüyle faş oluyor.

Bir siyasi parti için, seçmeni nezdinde inandırıcılık gerçekte tüm sermayesidir. İnandırıcılık yitirildiğinde, partinin varlık nedeni sorgulanmaya başlar.

İktidar partisi, ana muhalefeti bilfiil kaale almıyor. 

Parti, bu kez kendi seçmeni nezdinde de temsil gücünü yitirdiğinde, aldığı inisiyatifin ve söylediği sözün bir anlamı kalmıyor.

KAFKA KÂBUSU GİBİ

Parti yöneticileri ne var ki gözler önünde cereyan eden bu baş döndürücü yıpranma ve aşınmadan tümüyle azade bir kayıtsızlık sergiliyorlar.

Kılıçdaroğlu bir şey olmamış gibi, seçim öncesinde sözde “veda ettiğini söylediği” salı grup konuşmalarına tam gaz devam ediyor.

Şak şak alkışlar, ceket iliklemeler arasında sürdürülen “mutfakta yangın var!” konuşmaları, iktidarın bir kulağından girip öbür kulağından çıkıyor...

CHP seçmeni ise yılgın, bezgin, kırgın ve kızgın.

Değil bu Kuzey Kore mizansenlerini izlemeyi, haber programlarına bile kulak vermek istemiyor.

Kılıçdaroğlu bu durumda kendi kendine konuşmaya devam ediyor: “Ben hata yapmadım. Kusurum olmadı. Yüzde 48 oy aldık. Seçim kaybetmedik. Çalışsaydınız da beni gizli protokole zorlamasaydınız. Özdağ’a bakanlık verdiysem, partimizin hakkından verdim. 600 milletvekilini ben yazabilir miyim? (Milletvekili lisetelerini hazırlamak) için komisyon kurduk. Bir de ne göreyim? Ahbap, çavuşlarını, siyasi yakınlarını yazmışlar” minvalinden... “Valla elden gelen bir şey olsa, dükkân sizin!” havasında çalıyor.

Tam Kafkavari bir bürokrasi kâbusu.

Bir o, genel başkanın kendisi sorumsuz. Ama bütün güç onda.

Elinde olmayan iktidarı ona buna sürreel bir cömertlikle dağıtıyor.

Seçmenle irtibatlandırmayı asla düşünmediği partinin “parti içi sorunlarının kamuoyu önünde tartışılmasını talimatla” yasaklıyor.

Düpedüz ferman kafasında.

Partide neyin tartışılıp, neyin tartışılmayacağına o karar veriyor.

Keza kimin gene genel başkan adayı olup, kimin olamayacağına “temiz geçmiş” kontenjanından yalnızca kendisini karar almaya yetkili görüyor.

CHP’NİN FABRİKA AYARLARI

Kılıçdaroğlu’nu 13 yıl önce genel başkanlığa taşıyan Önder Sav bugün bu yüzden “Bunu kim belirleyecek? Kemal Bey mi” diye soruyor: “Adaylar boy boy ona mı gidecek?”

Önceki gece Habertürk’te uzun bir söyleşi veren eski CHP genel başkanı; “Parti son on yılda bir arpa boyu yol almadı” dedi ve özetle ilave etti:

“Mayıs seçimlerinde CHP başarısız oldu. Bu sonuç, bir yanlışlıklar manzumesi ile geldi. Yanlış, hayalperest ve olanaksız vaatlerde bulunuldu. Çok vahim bir yenilgi oldu. Seçmen Kemal Bey’e güvenini yitirdi. Sıkıntı orada. Kemal Bey’in bu güveni sağlayabilmesi olanaksız. Tartışmalı lider konumu sürerse bu tartışmalar bitmez. CHP fabrika ayarlarına dönmeli. Atatürk, İnönü, Ecevit, Baykal, Hikmet Çetin, Altan Öymen genel başkanlığı boşalttıklarında parti boşlukta mı kaldı? Kılıçdaroğlu da giderse parti boşta kalmaz. Sayın Kılıçdaroğlu fazla eğmeden bükmeden istifa etmeli. Kendisinin partiye katacağı bir şey yok artık”.

CHP’li eski tüfeklerden ilk defa birinin bu netlikte konuşmasına tanık oluyorum.

Yazarın Son Yazıları

Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025
Çirkin Amerikalı

Çirkin Amerikalı

Devamını Oku
23.02.2025