Abdülhamit’in Askeri Hezimeti: 93 Harbi - Muharrem BAYRAKTAR
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Abdülhamit’in Askeri Hezimeti: 93 Harbi - Muharrem BAYRAKTAR

10.03.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Mart ayı... Rusların İstanbul’u ele geçirmelerine ramak kaldığı, Rus ordusunun Yeşilköy önlerine kadar girdiği, koskoca Osmanlı hakanı (!) Abdülhamitin içine düştüğü dramatik hezimetten kurtulmak için diplomatlarına Anlaşma için Ruslar ne istiyorsa kabul edin!” diye talimat verdiği; 3 Mart 1878 Ayastefanos Antlaşması’nın ve de Rus ordusunun İstanbul’u ele geçirmek üzere olduğu acı günlerin 143. yıldönümü.

Bugüne kadar 93 Harbi’nin neden kaybedildiği, Abdülhamit’in hangi askeri ve akıldışı talimat ve taktiklerinin savaşın kaybedilmesine yol açtığı pek gündeme gelmedi. Hamaset ve padişah kutsamaktan öte bir mantık taşımayan tarih anlayışı, gerçekleri hep örtbas etti.

Osmanlı-Rus Savaşı’nın diğer adıyla 93 Harbi’nin kaybedilmesinin asıl sebebi, Osmanlı ordusunun ve komutanlarının yetersizliği değil, tam tersine savaşı kazanacak yetenekte olan komutanların saray tarafından” korkunç bir cehaletle yönetilmesindendir.

Çağın en büyük direnişi olan Plevne Savunması bile sarayın bu yeteneksizliğine rağmen verilen bir kahramanlık örneği olmuştur.

NEDEN YENİLDİK?

Osmanlı ordusu, karşısındaki düşmanla sayı, silah, top gücü olarak aşağı yukarı eşitti. Sultan Abdülaziz, Abdülhamit’e iyi bir ordu ve güçlü bir donanma devretmişti. Komutanlar vatansever, azimli ve başarılı kişilerden oluşuyordu. Buna rağmen yenildik.

Yenilgimizin tek sebebi, savaşın, savaş meydanlarından değil, deneyimsiz ve yeni padişah olmuş Abdülhamit tarafından saraydan idare edilmesi yönündeki baskı ve kararı olmuştur.

Padişah, savaş boyunca meydana gelen bütün hareketleri saraydan değerlendirmek, saraydan emirler vermek, stratejik ve taktik manevraları saraydan düzenlemek ve bunları o zaman tek bir telgraf hattı olan Balkanlar’dan ordulara ulaştırmak gibi bir hata içine düşmüştü.

Abdülhamit ciddi bir eğitim görmemişti, devlet deneyimi hiç yoktu, hele harp sanatı konusunda hiçbir deneyimi yoktu, amcası Abdülaziz’le seyahati dışında İstanbul’dan hiç ayrılmamıştı, cuma selamlıklarındaki askeri merasim bölüklerini selamlamak dışında hiç asker görmemişti, harita okumak ve değerlendirmek nedir bilmiyordu ama Rusya’yla savaşan Osmanlı ordusuna komutanlık yapıyordu.

Böyle bir durumda padişahın yapması gereken şey harp sanatı konusunda uzman olan, hepsi de ordularının başında bulunan ve her an değişen durumları savaş alanında değerlendirmek yeteneğinde olan Türk komutanlarına harp meydanlarında inisiyatif” bırakmak olmalıydı.

Ama öyle yapmadı.

ABDÜLHAMİT:  EMRİM DIŞINDA BİR ŞEY YAPMAYIN!

Bu komutanlara Saray’dan sürekli emirler yağdırdı. Bu emirler tek bir telgraf hattının olduğu savaş bölgelerine üç gün, beş gün hatta sekiz gün gecikmeyle ulaşıyordu. Bu arada karşılıklı savaş pozisyonları ve hareket şartları değişiyor, savaş başka bir şekle bürünüyordu.

Saraydan gelen emrin dışında savaş planı uygulamama emri verilen komutanlar ise bu korkunç gecikmelerden dolayı, yapılması gereken ani hareketleri yapmakta sürekli geciktiler, sürekli toprak kaybettiler.

Ruslar, savaşın ilanı ile birlikte 24 Nisan 1877’de Romanya’ya girdi. Bize bağlı olmasına rağmen asker bulundurmadığımız Romanya, Rusların eline geçti. Büyük bir hızla ilerleyen Ruslar, Ziştovi’ye ulaşınca Türkler Tırnova’ya çekilmek zorunda kaldı. Halbuki Tuna’nın güney kıyılarındaki köprü boyları karşı hücumlarla rahatlıkla ele geçirilebilirdi ama komutanların karar yetkisi yoktu.

Bu sırada Çar ve komutanlar ise cephe hattındaydı!

Osmanlı padişahının savaşı idare ettiği sarayın pencerelerinden ise Boğaziçi ve Çamlıca tepeleri görülüyordu.

Marangozluk konusunda yetenekli olan padişahın, askeri yetenek ve eğitimi sıfırdı. Savaşı ve cepheyi denetlemesi gereken seraskerin bile cephe denetimi yapmak üzere İstanbul’dan ayrılmasına izin verilmiyordu!

93 Harbini değerlendiren uzmanlar, sarayın alandaki komutanlara işi bırakması durumunda savaşın renginin değişeceğini söylerler. Plevne Kalesi’nde Osman Paşa’ya destek gitmedi, büyük kahramanlıklar gösteren ve Şıpka Geçidi’ni ele geçiren Süleyman Paşa’ya destek gitmedi, sonunda da Ruslar, sarayın yönettiği Osmanlı ordusunu bugünkü Yeşilköy’e kadar atarak burada karargâh kurdu.

RUSLAR NE İSTİYORSA VERİN!

Abdülhamit Han, Yeşilköy’e dayanan Rus grandükü Nikola’nın gönlünü almak için ona ziyafetler tertipledi. Saraydan altın, gümüş kaplar, billur takımlar ve nefis yemekler gönderdi.

Ayastefanos Antlaşması’nın imzalanması için masaya oturulduğunda Abdulhamit’in, Osmanlı delege kuruluna verdiği talimat şuydu:

Ruslar her ne teklif ederlerse kabul edin.”

Sonuçta da bu anlaşma ile teslim bayrağı çekiliyordu. Ruslara yenilginin sonuçları ağırdı. Osmanlı devleti büyük toprak kaybına uğrayacak, 100 bin askerimiz şehit olacak, milyonlarca Osmanlı vatandaşı Balkanlar’dan ve Kafkasya’dan İstanbul’a göç edecekti.

İşi yetkilisine bırakmayan, saraydan savaş yönetme hatasına düşen deneyimsiz ve yeteneksiz bir padişahın yenilgi sonrasında Ruslar ne teklif ederse kabul edin” cümlesiyle şekillenen perişanlık üzerine başka bir şey söylemeye gerek kalmıyor.

MUHARREM BAYRAKTAR
GAZETECİ, YAZAR

(Bkz: Şevket Süreyya Aydemir’in Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa, Cilt 1” kitabından yararlanılmıştır.)

Yazarın Son Yazıları

Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025