Belgrad Ormanı ‘muhafaza’ edilmeli - Prof. Dr. Melih Boydak
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Belgrad Ormanı ‘muhafaza’ edilmeli - Prof. Dr. Melih Boydak

30.01.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İstanbul’un Kuzey Ormanları içinde yer alan Belgrad Ormanı, üstlendiği işlevler nedeniyle yaşamsal bir değere sahip olup “muhafaza ormanı” statüsü ile koruma altına alınmıştır. Belgrad Ormanı’nın bu statüsünün korunması zorunludur. Konuyu tarih, bilim, ekoloji, biyoloji ve insan sağlığı açılarından ele alalım.

Kanuni Sultan Süleyman Sırbistan seferinden dönerken beraberinde getirdiği Sırp savaş tutsaklarını bugünkü adı Belgrad Ormanı olan, orman içindeki Bizans döneminden kalma Ayvat köyüne yerleştirilmiştir. Köy, bu yerleşimden sonra, Belgrad köyü olarak anılmaya başlanmış, çevredeki ormanın adı da Belgrad Ormanı olarak benimsenmiştir. Bu orman, 5 bin 237 hektar alanı kapsamaktadır.

Karadeniz iklimi ile Akdeniz iklimi-Marmara tipinin geçiş kuşağında yer alan Belgrad Ormanı, özellikle iklim ve toprak koşulları nedeniyle çok sayıda ağaç ve diğer bitki türleri ile hayvan türünü barındırmaktadır. Ormanın “muhafaza ormanı” statüsünde olması ve korunması da bu zengin çeşitliliğin sürekliliğini sağlamıştır. Ülkemizde ilk yaban hayatı üretim istasyonu “Bahçeköy Geyik Üretim İstasyonu” 1959’da burada kurulmuştur.

AĞAÇLANDIRMA VE SU KAYNAĞI

Osmanlı döneminde Orman Mektebi Âlisi’nin ve Cumhuriyet döneminde İstanbul Üniversitesi(İÜ) Orman Fakültesi’nin araştırma ve uygulama ormanı olması nedeniyle, ülkemizin modern ormancılığa geçişinde ilk araştırmalar yapılan ve en çok deneme alanı kurulan araştırma ormanları arasındadır.

Ülkemizin ilk arboretumu (canlı ağaç müzesi) olan Atatürk Arboretumu, bu orman içinde ve 296 hektarlık bir alan üzerinde, 1949’da kurulmuştur. Atatürk Arboretumu, başta dünyanın meşe türleri olmak üzere, 2 binden fazla ağaç ve diğer bitki türünü içermektedir. İstanbul halkı ve akademisyenler, arboretumda bu türleri görme ve araştırma yapma olanağı bulabilmektedir.

Türkiye’de ilk orman fidanlığı Osmanlı döneminde, Orman Mektebi Âlisi öğrencileri için Belgrad Ormanı’nda kurulmuştur(1916). Bu fidanlıktan, Cumhuriyet döneminde Ankara-Gazi Çiftliği’ne de fidan gönderilmiştir. İÜ Orman Fakültesi öğrencilerinin uygulamaları ve iğne yapraklı fidan yetiştirmek için Belgrad Ormanı’nda 1944’te kurulan Bahçeköy Orman Fidanlığı, halen bu işlevleri ile kent ağaçlandırmaları için fidan yetiştirmeyi sürdürmektedir.

Oldukça zengin su kaynaklarına sahip olan Belgrad Ormanı’nda, bazı su kaynakların önüne Bizans zamanında bentler yapılmıştır. Mimar Sinan, yapılan bu su bentlerini onarmış ve yeni bentler eklemiştir. Bu bentler ve su kemerleri, İstanbul’a su sağlayan ana su yapıları durumundaydı ve hâlâ İstanbul’un su gereksinimine katkı yapmaktadır.

Osmanlı döneminde, İstanbul’da zaman zaman gündeme gelen tifo, dizanteri gibi salgın hastalıkların, Belgrad Ormanı’ndaki köylülerin kirlettiği su kaynaklarından oluştuğu saptanmış, köy halkı başka yerlere yerleştirilmiştir.

‘MUHAFAZA ORMANI’ STATÜSÜNÜN VERİLMESİ

Belgrad Ormanı’nın uygun bölümleri, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü tarafından 1956’da düzenlenip halka açılmıştır. Bu orman, çok sayıda dinlenme yeri ile İstanbul halkının gereksinimlerini karşılayan önemli bir işlevdedir.

Su kaynaklarını kirletmeleri nedeniyle köy halkının başka yerlere yerleştirilmesi, daha Osmanlı o döneminde, Belgrad Ormanı’nda su kaynaklarının korunması için alınan bir önlemdir.

Bu koruma anlayışı, Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıl, ele alınan konular arasındadır. Kaynaklarda, Türkiye’de muhafaza ormanı kavramına ilk kez 1924’te çıkan 504 sayılı kanunda değinildiği ve ilk muhafaza ormanının 1950’de su kaynaklarının kalitesinin korunması amacıyla “Belgrad Muhafaza Ormanı” olduğu yer almaktadır. Ancak bir belgeye göre, Belgrad Ormanı’nın bu statüye alınması 1924’te gerçekleşmiştir.

Bu bağlamda, Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı sırasında çıkarılan kararnamenin içeriği şöyledir: “Muhafaza Ormanı Kararname Sureti: Belgrad Ormanı 1924 yılında Türkiye Reisi Cumhuru Gazi Mustafa Kemal’in Başkanlığındaki, Başvekil ve Hariciye Vekili İsmet ile diğer vekillerin 12. 11. 1924 (1340) tarihindeki oturumda; Belgrad Ormanlarının numune ormanı olarak Orman Mektebi Âlisi Rektörlüğü’nün tahtı emrine verilmesi, İstanbul’da tarihi su bentlerini ihtiva eyleyen ormanın her türlü tecavüzattan masun bulundurulması, imar ve ıslah edilmesi, talebelerinin tatbikat sahası olarak kullanılması, her ne nam ile olursa olsun mezkur ormana kimsenin girmemesi… karar altına alınmıştır.”

Daha sonra, ormanın “muhafaza ormanı” statüsü yasa kapsamında yeniden vurgulanmıştır: “17.10.1950 tarihinde Tarım Bakanlığı’nın önerisi ile 3116 sayılı kanunun 5653 sayılı kanunla değiştirilen 43. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nun 2.11.1950 tarihli toplantısında Belgrad Ormanı, muhafaza ormanı olarak ayrılmıştır.”

ORMAN RANTA AÇILMAMALI

1950’den sonraki tüm hükümetler, İstanbul halkı için yaşamsal öneme sahip Belgrad Ormanı’nın statüsüne saygılı davrandı. Son günlerde basında yer alan, Belgrad Ormanı’nın koruma statüsünün “milli park” düzeyine indirgenmesi yaklaşımı, bu ormana ve halka yapılabilecek büyük bir kötülüktür.

“Milli park” statüsüne indirgeme, Belgrad Ormanı’nın belirli kesimlerinde rant yaratacak yapılaşmalarla, bu kesimlerin İstanbul halkının elinden alınması anlamındadır. İstanbul halkının ormandaki piknik ve spor olanakları kısıtlanacaktır. Yapılaşma sonucu, ormana binlerce kişi sürekli olarak yerleşecek, araba trafiği artacak ve bu kesimlerdeki ormanlar başta olmak üzere, orman ve su kaynakları kirlenecektir. Orman ekosisteminin parçalanmasıyla yeni yapılaşma ve rant alanları gündeme gelecek ve orman alanı küçülecektir. Belgrad Ormanı’ndaki bitki ve hayvan sayısı azalacaktır. Ayrıca, İÜ Cerrahpaşa Orman Fakültesi akademisyenleri ve öğrencilerinin araştırma ve uygulama olanakları kısıtlanacaktır.

Belgrad Ormanı’nın koruma statüsünün “muhafaza ormanı” olarak devamı, orman ve İstanbul halkı için yaşamsal bir öneme sahiptir. Korumayı “milli park” statüsüne indirgeme, Belgrad Ormanı’nın tükenişinin başlangıcı olacaktır. Belirtilen nedenlerle; İstanbul halkı ve tüm vatandaşlarımızın, üniversitelerin, STK’lerin ve basının, Belgrad Ormanı’nın koruma statüsünün “milli park” düzeyine indirgenmesine karşı mücadele vermesi bir görevdir.

PROF. DR. MELİH BOYDAK

İÜ ORMAN FAKÜLTESİ ESKİ DEKANI

Yazarın Son Yazıları

Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025