“İkinci Yüzyılda Birlik ve Demokrasi” sloganıyla düzenlenen CHP kurultayı genel başkan değişikliğiyle sonuçlandı. Bu yönüyle “tarihi” bir kurultaydır. Mayıs 2023 seçimlerinden sonra parti tabanında giderek yoğun bir biçimde dile getirilen “değişim” talebi kurultaya damga vurdu. Kurultay sonrasında iki şey için zamana ihtiyaç var: Birincisi, değişim rüzgârını arkasına alan Özgür Özel, genel başkan olarak mı anılacak yoksa “İmamoğlu-Özel” ikilisi olarak mı anılmaya başlanacak? İkincisi, kurultaya damga vuran bu “değişim” talebi, öncelikle önümüzdeki yerel seçimlerde, 1989 yerel seçimlerinde olduğu gibi, ülke çapında toplumsal ve siyasal bir “değişim” talebine dönüştürülebilecek mi? Yoksa kurultayda dile getirilen “değişim”, CHP’yle “sınırlı” mı kalacak? Kurultaydan çıkan “değişim iradesi”nin toplum kesimleri ile ülkedeki kutuplaşmış siyasal yapı üzerindeki etkilerini zaman gösterecek.

Kurultay sonrası yüksek motivasyon, heyecan, büyük işler başarma isteği değerlidir ve anlaşılabilir bir şeydir. Ancak, ülkenin iç ve dış siyaset gündemi, aşırı kutuplaştırılmış bir siyasal ortamda kışkırtıcı polemiklerle büyük ölçüde Saray tarafından belirlenmektedir. Üstelik bu antidemokratik ağır siyasal ortam, “beka” gerekçe gösterilerek her geçen gün daha da ağırlaştırılmaktadır. Ekonomik ve siyasal talepler, kitleselleşme eğilimi gösteren toplantı ve gösteriler kolayca yasaklanabilmektedir. 

UNUTULMAMASI GEREKENLER

Siyasallaşmış yargının yol açtığı hasar bugün artık iyice görünür olmuştur. İşsizliğin yoksulluğun, hayat pahalılığının yaşandığı derin ekonomik kriz koşullarında “değişim” talebinin geniş halk kesimlerine, diğer bir deyişle sokağa taşınması hiç de kolay değildir. Bu, esnaf gezmeleriyle olacak şeyler değildir. Kurultay sonrasında ve yerel seçim öncesinde CHP’yi bekleyen siyasal ortam budur. Bu ağır, baskıcı ve adaletsiz siyasal ortamda Saray ittifakı ile siyasal mücadeleye girişmek, o ittifaka karşı seçimlere girip başarılı olmak kurultaydan önce de zordu şimdi de zor. Bu zorluklar bilinmelidir. 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerine bu ağır, baskıcı siyasal ortamda girildiği unutulmamalıdır. 

Özgür Özel’in kurultayda yaptığı konuşmada dile getirdiği kimi genel siyasal söylemler dışında partinin “değişim siyaseti” henüz olgunlaşmış değildir. Kurultayda “değişim” yönünde oy kullanan delegeler bile değişimden henüz aynı şeyi anlamamaktadır. Kurultay tamamlanıp genel başkan ve parti meclisi seçildiğine göre, yapılacak işlerden ilki, partinin kurumsal hafızasını, insan kaynaklarını ve tüm birikimini harekete geçirerek ülke siyasetine yön verecek, iç ve dış siyasette yeni perspektifler sunacak, toplumun beklentilerini karşılayacak nitelikte, geleceğe yönelik açık, anlaşılır, somut bir “değişim siyaseti bildirgesi”ni ortaya koymaktır. Partinin tüm teorik ve pratik birikiminden hareketle ortaya konulacak olan strateji doğrultusunda hiç vakit kaybedilmeksizin önümüzdeki yerel seçimlere ve sonrasında da genel seçimlere hazırlanılmalıdır. 

Kurultay sonrasının heyecanını yaşayan CHP bugün artık yeni bir yol ayrımındadır. Yeni yüzyılda CHP gibi aslında Türkiye de yol ayrımındadır. Son 20 yıllık siyasal dönem artık sürdürülebilir değildir. Cumhuriyetin kurucu partisi olarak bugün CHP’ye düşen tarihi görev; ilerici, devrimci, halkçı bir perspektifle, yol ayrımındaki Türkiye’yi güvenli bir limana ulaştıracak şekilde halka önderlik etmektir. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlamalarına halkın gösterdiği yoğun ilgi, içten ve coşkulu katılım aslında toplumun nasıl bir “değişim” beklentisi içerisinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Halkın bu büyük beklentisinin boşa çıkarılmaması dileğiyle.  

İBRAHİM BERKSOY

MAKİNE MÜHENDİSİ