Duygudaşlık siyaseti ve liderlik - Ertuğrul Kılıç
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Duygudaşlık siyaseti ve liderlik - Ertuğrul Kılıç

13.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in talihsiz bir şekilde ölümü, siyaset dünyasında ve toplumda yeni bir duygu dünyası yarattı. Yerel anlamda halkla hemhal olmuş, onların dertleri ile dertlenmiş, sevinçleri ile toplumsal bir kaynaşma yaratmış bir belediye başkanına, ölümünün ardından on binlerce insanın gösterdiği duygudaşlık son zamanlarda bir siyasetçiye gösterilen ve nasip olan az sayıda bir örnek oluşturmaktadır.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hemşerisi olan belediye başkanı Zeyrek ile mekân ve zaman bağlılığı nedeniyle bir duygu bağı oluşturmuştur. Ancak Özel’in sergilediği insani duyguların toplumda özel bir bağ oluşturduğu görünmektedir.

Ülkede yaşanan gerilim ortamında sorunların toplumsal kesimleri giderek zorlaması, çok sayıda belediye başkanının tutuklanması nedeniyle siyasetteki fay hatlarının enerji kat sayısını artırması, CHP genel başkanında liderlik vasıflarını gündeme getirdi.

İKİ LİDER, İKİ FİGÜR

Zor durumlarda liderlik göstermek, siyasette deneyim kazanarak liderliğini pekiştirmek ya da sorunlar altında ezilerek yok olmak ikilemi ile karşı karşıya gelir. Bu yaşanılan sorunlara bir bütün olarak bakıldığında son zamanlarda iki farklı liderlik fonksiyonu ortaya çıkmıştır.

Siyaset, uzun yıllar boyunca “güçlü adam” figürüyle tanımlandı. Sert duruş, az konuşma, çok karar verme... Liderlik, çoğu zaman halkın üzerinde yükselen bir kule gibi algılandı. Oysa çağ değişiyor. İletişim ve ulaşım her şeye kolayca erişilmesine, değer yaratmanın güçleşmesine neden oluyor. Toplum artık yalnızca güçlü değil; yakın, ulaşılabilir ve duygudaş liderler arıyor. Empatik, duygularını paylaşan, “bizden biri” olan; duygularını kontrol eden, mesafeli ama güçlü ve kararlı bir lider...

Özgür Özel’in “yoldaşlarıyla aynı duyguları paylaşan”, “acıyı ve sevinci halkla birlikte yaşayan” bir lider profili çizmesi, duygudaşlık ve yakınlık kurmaya yöneliktir. Bu tarz liderlik, özellikle demokratik toplumlarda ve halkın siyasetçiden samimiyet ve ulaşılabilirlik beklediği dönemlerde, toplumsal buluşmayı kolaylaştırabilir. Seçmenle duygusal bağ kurar. İnsanlar, “o da bizim gibi düşünüyor, hissediyor” diyerek güven duyar; toplumda kutuplaşma azaldığında, bu tip liderlik daha etkili olur.

Tarihsel olarak kriz zamanlarında toplumlar çoğu zaman güçlü, soğukkanlı, duygularını kontrol eden, çözüme odaklı liderleri tercih edebilir. Bu tip liderlik, özellikle istikrar, güvenlik, ekonomik reform gibi somut adımlar beklendiğinde daha çok destek bulur. Çünkü halk, “kararlılık ve yön gösterme” arar.

DUYGUSUZ SİYASET

Peki hangi liderlik daha etkili? Bunun yanıtı, toplumun ruh haline ve dönemin gereksinimlerine bağlıdır.

Özgür Özel’in yaklaşımı, Türkiye’nin mevcut siyasi ikliminde, özellikle duygusal kutuplaşmadan yorgun düşmüş, daha insani siyaset isteyen kesimlerle buluşmayı kolaylaştırabilir. Bu liderlik anlayışı, son yaşanılan olaylara karşı gösterdiği tutum, klasik siyaset ezberlerini bozan bir çizgiye oturuyor. O, halkın karşısında değil, yanında durmayı tercih ediyor. Uzaktan bakan değil, acıyı ve sevinci halkıyla birlikte yaşayan bir lider. Ferdi Zeyrek’in cenazesinde gösterdiği içten duygular, birçok kişiye yalnızca bir siyasetçiyi değil, bir yoldaşı, bir dostu hatırlattı.

Bu sahne, Türk siyasetinde nadir rastlanan bir kırılma anını göstermektedir:

Liderlik artık gözyaşını saklayan değil, gerektiğinde gösteren bir cesaret meselesidir.

Siyaset duygusuzlaştıkça toplumla bağlarını yitiriyor. Kutuplaşma arttıkça ortak bir duygu zemininde buluşmak zorlaşıyor. İşte tam bu noktada Özgür Özel’in tarzı, sadece bir muhalefet lideri değil, toplumun vicdanını temsil eden bir figür olarak anlam kazanıyor.

Eleştirilebilir elbette. “Lider duygularını kontrol etmelidir” diyenler çıkacaktır. Fakat bir liderin güçlü olması ile insani olması arasında çelişki yoktur. Hatta günümüzün en etkili liderleri, bu iki unsuru birlikte taşıyabilenlerdir

TOPLUMSAL BAĞ

Özgür Özel’in çizdiği profil, belki de yeni bir liderlik paradigmasının habercisi. Kararlarında rasyonel, duruşunda kararlı ama aynı zamanda yüreğinde halkının acılarını taşıyan bir lider.

Toplumun beklediği artık tek başına güçlü olan değil, kendisine güç veren bir toplumla bütünleşebilen liderdir. Özgür Özel, tam da bu nedenle toplumda yarattığı birlik, kardeşlik, vefa, dostluk vb. değerler açısından dikkatle izlenmeli. Çünkü bu liderlik yalnızca bir siyasal pozisyon değil; aynı zamanda duyguların siyasette yeniden meşrulaşmasının adı olabilir.

Bugünün Türkiye’si, sadece kriz çözen değil; halkıyla birlikte üzülen, umutlanan, gülen bir liderlik anlayışına gereksinim duyuyor. Bu yaklaşım toplum karşısında kendi derdi ile dertlenen, neşe ve sevinciyle birleştiren bir lidere çok daha gereksinim duymaktadır. Toplumun her kesiminin yaşadığı umutsuzluk duygusu, yeni bir umut, yeni bir heyecan, yeni bir gelecek yaratılmasında önemli bir yön gösterebilir. Belki de gerçek güç, halkın yüreğinde yer bulabilmektir.

ERTUĞRUL KILIÇ

SMMM

Yazarın Son Yazıları

Yeni bir tür: ‘Barrack-us’ - Dr. Çiğdem Bayraktar Ör

“Devletler arasındaki çıkarları uzlaştırma sanatı” olarak tarif edilen diplomasiyle ülkelerarası diyalogun yapılandırılmasında; bir devletin kimi, nereye, ne zaman gönderdiği son derece önemlidir.

Devamını Oku
15.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025