Mozaikler Sıvanırken - Erendiz Atasü
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Mozaikler Sıvanırken - Erendiz Atasü

31.08.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bakın Nâzım Hikmet, Süleymaniye’yi nasıl anlatıyor:

“Açılan öğle güneşinin altında, Sinan’ın Süleymaniyesi bulutlara yaslanmış bir dağ gibiydi.... Süleymaniye benim için Türk halk dehasının, şeriat ve softa karanlığından kurtulmuş, hesaba, maddeye, hesapla maddenin ahengine dayanan en muazzam verimlerinden biridir. Sinan’ın evi, maddenin ve aydınlığın mabedidir. Ben ne zaman Sinan’ın Süleymaniyesi’ni hatırlasam, Türk emekçisinin yaratıcılığına olan inancım artar. Feraha çıkarım.” (Nâzım Hikmet Bütün Eserleri, yayına hazırlayan: Ekber Babaef, 3. Cilt, sayfa 249-50, Narodna Prosveta, Sofya, 1968)

SANAT BUDUR

Bir mimari şaheser, her şeyden önce ve her şeyden sonra, fiziğin ve geometrinin güzelliğe bürünmüş halidir. Mimariden müziğe hangi sanat dalı olursa olsun, eser nasıl bir esinle yaratılırsa yaratılsın ya da seslendirilsin, yapıt esini aşar ve bambaşka kanallara uzanabilir. O nedenledir ki bugün çoktan toprak olmuş, o çok güzel sesli, alaturka müziğin makam bilgisine vakıf müezzinlerin, minare merdivenlerine tırmanarak doğal seslerini rüzgâra katıp da okudukları ezan, sadece dindarları değil, dine tamamen ilgisiz kişileri bile küçük hırslar dünyasının ötelerine taşırdı... O nedenledir ki Bach’ın kilise müziği, şu dinden bu dinden ya da dinsiz, herkese hitap eder, bir anlamda tüm insanlığa aittir.

Sanat budur, “sanatın aşkınlığı” deyimiyle ifade edilmek istenen budur.

1988 yılında Kariye Müzesi’ni gezerken, duvar mozaiklerinin türünün en üstün örnekleri arasında olduğunu, 1.5 inç’in (aşağı yukarı 3 cm.) on altıda biri (1/16) boyutlarındaki taşlarla örülmüş oldukları için tasvirlerdeki yüz çizgilerinin, elbise kıvrımlarının bir Rönesans tablosundaki kadar belirgin olduğunu öğrenmiş, resimlerin ifade gücüne ve renklerin canlılığına hayran kalmış, onları tasarlayan ressamlara ve taşları sonsuz bir sabırla yerleştiren maharetli ustaların göz ve el emeğine saygı duymuştum.

SÜMER’DEN BUGÜNE

On yıl kadar sonra, Antakya Müzesi’ni, çok değerli bir sanat tarihi hocasıyla birlikte gezmiş, Roma-Bizans mozaiklerinin Rönesans tablolarını esinlediğini öğrenmiştim. Mozaik, doruğunu Roma İmparatorluğu zamanında bulmuş, Bizans’a miras kalmış, tektanrılı dinler öncesine ait çok eski bir sanat; bir Sümer sanatı.

OLGUNLAŞTIRICI İŞLEV

Sanat evrenseldir, hangi yörede doğmuş olursa olsun, tarihin eski çağlarından beri, bir yolunu bulup başka yörelere ulaşır ve oraların sanatıyla etkileşime girer. Yurdumuzdaki sanat eserlerini karartmak, sanatın evrensel dolaşımına engel olmaktır. Kendi insanlarımızı güzellikten yoksun bırakmaktır.

Güzellik duygusu ve güzellik arayışı insan soyunun içinde var; belki de fizyolojik bir şey. Bunun en birinci kanıtı, güzellik karşısında, onu düşünsel olarak değerlendirebilmekten uzak küçük çocukların gösterdiği saf hayranlıktır. Anadolu’nun bütün oyaları ve kilim desenleri şahidimdir ki kitabi bilgi yoksunluğu insanın içindeki bu duyguyu ve arayışı söndüremez.

İRONİYE ACI TANIKLIK

Perişan patikalarında aç çocukların yalın ayak koşturduğu Yemen köylerindeki, kerpiç evlerin duvarlarını bezeyen, alçıdan yapılmış zarif biçimsellikler tanığımdır ki güzellik ihtiyacını en sefil savaş bile tamamen susturamaz. Bu ihtiyacı insandan söküp atabilmek için bambaşka bir baskı, bambaşka bir beyin yıkayıcılığı gerekli. Sanat elbette tek başına insanlığı kurtarmaya yetmez, ama kişiliğin olgunlaşmasında önemli bir aşamadır. Bu aşama toplumdan sökülürse... Ham insanlardan olgun bir toplum çıkamaz ki…

Bizim elbette Orta Asya’dan süren köklerimiz var, elbette İslam uygarlığına uzanan köklerimiz var, ama bin yıldır üstünde yaşadığımız toprağın eski uygarlıklardan taşıdığı izler de bizim ve biziz. Özbeöz yurduna bin yıldır manen yerleşememek nasıl bir rahatsızlıktır…

700 küsur yaşındaki dinsel tasvirlerde insan ıstırabının o pek açık dile gelişini görememek, usta zihinlerin ve ellerin o taşlarda içkin yaratıcılığını ve muazzam emeğini hissedememek, tasvirleri dinleri yarıştıran ve kendi dininin baskın çıkması arzusunu uyandıran bir kışkırtıcılık olarak algılamak, nasıl bir ruh halidir?

İleri yaşıma rağmen, çocuksu bir saflıktan hâlâ kurtulamamışım ki ilgili sanat kuruşlarından ve öğretim üyelerinden, Mehmet Aksoy’un heykeli ucube olduğu gerekçesiyle kaldırılırken, mafyöz bir yerel yönetici sanatın içine “tükürürken” gelmeyen tepkiyi, mozaikler örtülürken bekliyorum, gelmeyeceğini bile bile, aydınların bindikleri dal kesilirken ses çıkarmayış ya da çıkaramayışlarındaki acıklı ironiye acıyla tanık olarak...



ERENDİZ ATASÜ

Yazarın Son Yazıları

Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025