Mudanya Mütarekesi 98 Yaşında - Prof. Dr. Mustafa ÖZYURT
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Mudanya Mütarekesi 98 Yaşında - Prof. Dr. Mustafa ÖZYURT

03.10.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Mudanya, Marmara kıyısında sıcak, toz toprak içinde, yolları arnavutkaldırımı döşeli, evleri ahşap, sivrisinek yuvası ikinci sınıf bir kıyı kasabası. Batılılar buraya barış dilenmeye geliyorlardı. Yoksa barış istemeye ya da barış koşullarını dikte ettirmeye değil’’ diye yazıyordu Ernest Hemingway, 23 Ekim 1922 günkü The Toronto Daily Star gazetesine.

Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın sonunda, birbirine zıt koşulları içeren, iki ateşkes antlaşması imzalanmıştır. İlki Limni Adası’nın küçük Mondros Limanı’nda demirli Agamemnon zırhlısında yapılan Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti için kayıtsız, koşulsuz esaret fermanıdır. Diğeri ise Mudanya Mütarekesi, göğsümüzü kabartan, başımızı dikleştiren, bizi dünyaya tanıtan ve Lozan Barışı’nın yolunu açan silah bırakışmasıdır.

Tam 2 yıl 29 gün sonra padişahın adamlarınca imzalanan Sevr, 9 Eylül 1922 günü Atatürk ve silah arkadaşlarının İzmir Hükümet Konağı’na şanlı bayrağımızı çekmesiyle çöpe atılmış oluyordu. Gerçi Anadolu düşman askerinden tam temizlenmiş sayılmazdı.

Türk birlikleri 24 Eylül günü Çanakkale üzerine yürümeye ve İtilaf Devletlerinin tarafsız bölge diye tanımladıkları yerlere girmeye başladı. Bütün dünya ve Türkiye nefesini tutmuş, İngilizlerle bir çatışma olasılığını, kaygılı gözlerle izliyordu. İşte tam bu aşamada Müttefiklerin İzmit veya Mudanya’da ateşkes önerisine Mustafa Kemal ve arkadaşları Mudanya için olur’’ diyeceklerdir.

Neden Mudanya da bir başka yer değil, diye bir sorusu akla gelebilir. Belki de 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin öcünü, adı yine M harfiyle başlayan ve yine küçük bir kıyı kasabası Mudanya’da almak gibi bilinçaltı içgüdüsünden kaynaklanmış olabilirdi.

DENGE DEĞİŞTİREN ANLAŞMA

Mudanya Mütarekesi görüşmeleri, 3 Ekim günü başladı ve 11 Ekim 1922 Çarşamba günü sabaha saat 6’da imzalandı. Toplantı, Ernest Hemingway’in de haberinde sözünü ettiği ahşap evlerden, Rus asıllı bir ticaret adamı Aleksandr Ganyanof’un iki katlı beyaz yalısında yapıldı. Dokuz gün süren tartışmalar, Trakya’yı tekrar anavatana kattığı için hiç kuşkusuz çok önemlidir.

Yunan ordusu, sivil memurları da birlikte olmak koşuluyla, Edirne’yi ve Meriç Nehri’nin batısına kadar tüm Trakya’yı 15 günde boşaltacaktır. Bu tarihten başlayarak 30 gün içinde Doğu Trakya, Türklere teslim edilecektir. Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bir süre sonra İstanbul ve boğazlar Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin yönetimine bırakılacaktır. Toplam 14 maddeden oluşan bu anlaşmanın koşulları 14-15 Ekim 1922 gece yarısından geçerli olmakla üzere yürürlüğe girmiş oluyordu.

11 Ekim 1922 günü imzalanan Mudanya Mütarekesi’nin getirileri, hiç kuşkusuz bunlarla sınırlı kalmadı. Daha imzaların mürekkebi bile kurumadan, 5 gün sonra Lloyd George, Manchester Reform Club’de Mudanya’nın nedenlerini açıklarken Türk gibi birinci sınıf savaşçıya blöf yapmayı denemek iyi değildir. Türkler işin ciddiyetini veya gevşekliğini hemen anlarlar’’ diyecek kadar olayı kavramıştır, ama geç kalmıştır.

Çünkü bu demeç, İngiltere başbakanın son konuşması olmuştur. Yunanistan’da ise işler daha çok karışır. İktidar değişikliği olur. Kral tacını, tahtını bırakır ve sürgüne gönderilir. Savaş suçlusu sayılan generallerin çoğu kurşuna dizilir.

İSMET PAŞA İÇİN YENİ AŞAMA

Dışarıda bunlar olurken içeride olaylar çorap söküğü gibi birbirini izler. 1 Kasım’da saltanat kaldırılırdı. 4 Kasım’da Sadrazam Tevfik Paşa, Osmanlı Devleti’nin son hükümetinin mührünü Halife Sultan’a geriye verir ve izleyen cuma günü de müezzin ezanda, IV. Mehmet Vahdettin’i yalnız Halife’’ diye anacaktır. Vahdettin 16 Kasım’da işgal kuvvetleri başkomutanı General Harrington’a yazdığı sığınma isteğini içeren mektubunun alta köşesini Mehmet Vahdettin, Müslümanların Halifesi’’ diye imzalayacaktır.

İngiliz General Harrington, Fransız General Charpy ve İtalyan General Monbelli’ye karşı Türk hükümetinin temsilcisi 38 yaşındaki İsmet Paşa’nın Mudanya’da verdiği diplomatik sınav, Gazi’nin gözünden kaçmamıştır. Bu gözlemini Büyük Nutuk’ta Bursa’da kaldığım günlerde İsmet Paşa’yı murahhas heyeti reisliğini ifa edip edemeyeceğini mevcut bunca malumatıma rağmen, bir daha tetkik ettim. Ve nihayet müspet kararımı verdim’’ diye belirmektedir.

26 Ekim 1922’de İsmet Paşa Hariciye Vekili oldu. 2 Kasımda Millet Meclisi’nde Lozan Barış Konferansı’na delege seçimi yapıldı ve İsmet Paşa oybirliğiyle başdelege olarak atandı. Anadolu’nun bu küçük kıyı kasabasındaki silah bırakışması antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti için barış yıllarının başlangıcı olurken, daha sonraki yıllarda cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı sırada, İkinci Dünya Savaşı gibi bir karmaşaya bulaşmayarak tarihe damgasını vuracak olan İsmet Paşa’nın siyasi yaşamındaki yolun başladığı yer, Mudanya Mütarekesi olmuştur. 

PROF. DR. MUSTAFA ÖZYURT
22. DÖNEM MİLLETVEKİLİ

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025