Sevr’in adı değişti ama plan değişmedi - Kemal Kılıçdaroğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Sevr’in adı değişti ama plan değişmedi - Kemal Kılıçdaroğlu

15.01.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bugün yaşadığımız Suriye sürecinin gerek başlangıcı, gerekse emperyal güçlerin bölge ile ilgili amaçları, 105 yıl önce yırtıp attığımız Sevr Antlaşması’nın isim değiştirmiş hali olarak bize dayatılmak istenmektedir. Açıkça ifade etmek gerekir ki bu projenin günümüzdeki adı Büyük Ortadoğu Projesi’dir ve bu proje, Sevr’in ikinci aşaması olarak görülmelidir.   

Zaman değişir, şartlar değişir, isimler değişir ama emperyal güçlerin planları değişmez. Onların, “plana sadık kalan” işbirlikçileri her zaman vardır. 

ÖLEN KRALI İÇİN ULUSAL YAS İLAN ETTİĞİMİZ ÜLKE...

İsrail ve Suudi Arabistan yetkilileri 2014 yılında bir araya gelirler. Konu Ortadoğu haritasını yeniden belirlemektir. Beş ayrı toplantıdan sonra yedi maddelik bir plan üzerinde anlaşırlar. Yedi maddelik plan 4 Haziran 2015’te ABD’de kamuoyuna açıklanır.

Açıklamayı dönemin İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold ve Suudi Arabistan Kralı Selman’ın danışmanı Enver Macid Eşki birlikte yaparlar.

4 Haziran 2015 tarihinde yapılan ortak açıklamada şu ifade yer alır: “Suudi Arabistan ve İsrail, bağımsız bir ‘Büyük Kürdistan’ projesini desteklemektedir. Kurulacak bir Kürdistan, bölgede İsrail ve Suudi Arabistan’ın ortak hasmı İran’dan, Türkiye’den ve Suriye’den alınacak topraklar üzerinde kurulacağı için, iki ülke de (İsrail ve Suudi Arabistan) bundan memnuniyet duyacaktır.” (Naim Babüroğlu, 3 Ocak 2025, Sözcü.)

BİR İTİRAF VEYA BİR GERÇEK

Avrupa Birliği dış politika ve güvenlik politikaları yüksek temsilcisi Josep Borrell’in ifadeleriyle “İsrail, Hamas’ı Filistin yönetimini zayıflatmak için finanse ediyor”.

Peki, İsrail tarafından kurulduğuna ve finanse edildiğine şüphe olmayan Hamas ne yapıyor? Bir festivale saldırı düzenleyerek 260 sivili öldürüyor. Bu saldırı görüntüleri ve sivil kayıplar anında bütün dünyaya servis ediliyor ve artık Gazze’nin işgaline uluslararası arenada meşru bir zemin kazandırılıyor. Gazze’nin işgaliyle başlayan süreçte İsrail on binlerce Filistinliyi katlediyor, Lübnan ve Suriye’ye uzanıyor.

MEKTUP: ‘APTAL OLMA!’

9 Ekim 2019’da Türkiye Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG ve IŞİD’e yönelik “Barış Pınarı Harekâtı” başlatıyor. Aynı tarihte Trump, Edoğan’a bir mektup yazarak “Aptal olma” uyarısında bulunuyor. Mektup Erdoğan’a ulaşır ulaşmaz harekât sonlandırılıyor (17 Ekim 2019). Çünkü plana sadık kalan BOP eşbaşkanı görevini yapıyor.

TEK ADAM REJİMİNİN TÜRKİYE’YE FATURASI

Devlette liyakati bitirir, kurumların içini boşaltır, yetkileri tek adamda toplarsanız, egemen güçlerin emellerini gerçekleştirmelerine büyük olanak sağlarsınız. Mahkemedeki savunmamda da söylediğim gibi, “yasadışı mal varlığı” dolayısıyla “Egemen güçler tarafından teslim alınan bir devlet başkanı ülkesine hizmet edemez. Bu, tarihin önümüze koyduğu başka bir gerçektir.” (22 Kasım 2024) Bu süreçte İsrail ile ticari ilişkilerin kesintisiz devam etmesi hafızalarımızdan silinmemelidir.   

DEVLET BİR KİŞİNİN İRADESİNE TESLİM EDİLEMEZ

Suriye’deki son gelişmelerle ilgili olarak Erdoğan’ın ve Saray bürokrasisinin değil de ilgili bakanlıkların (bakanların) doğrudan kritik açılamalar yapması, Saray bürokrasisinin süreci yönetemeyeceğini açıkça göstermiştir. Bu süreçte Saray bürokrasisinin değil de sivil ve askeri bürokrasinin öne çıkması devlette liyakatin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. 

Devletin kurumsal olarak sorunun çözümüne odaklanması “reel politika”nın da değiştiğini gösterir. Bu aynı zamanda şu gerçeği de önümüze koyar: Saray’ın artık politika oluşturma gücü yoktur ve “tek adam sistemi” çökmüştür.  

NE YAPMALIYIZ?

Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesidir. Güçlü bir orduya ve küçümsenmeyecek entelektüel bir altyapıya sahiptir. Bunun içindir ki Ortadoğu halkları (yöneticiler hariç) hep Türkiye’yi ve Türkiye’nin laik demokratik yapısını kendi ülkelerinde de görmek istemişlerdir. Bu bağlamda Suriye ile ilgili önerilerimi de sizlerle paylaşmak isterim.

Türkiye bu yol haritasını Suriye’de gerçekleştirdiği takdirde başarılı olacaktır.

1- Suriye’nin toprak bütünlüğü korunmalı, başta İsrail olmak üzere tüm ülkeler uluslararası hukukun bütün gereklerine uymalıdır.

2- Suriye; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak yeniden inşa edilmelidir.

3- Tüm kimlikler ve inançlar yeni Suriye Cumhuriyeti Devleti’nin güvencesi altında olmalı, yurttaşlar için eşitlik ilkesi yaşamın her alanında uygulanmalıdır.

4- Devlet, tüm kimliklere ve inançlara eşit davranmalı, bu fay hatları üzerinden ayrışma ve bölünme riskini bertaraf etmelidir.

5- Kültürel farklılıklar ülkenin folklorik zenginliği olarak görülmeli ve korunmalıdır.

6- En başta ülkemiz Türkiye olmak üzere, bölgedeki bütün devletler üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeli, ülkemizin ve bölge coğrafyasının geleceği için laik ve demokratik Suriye Cumhuriyeti Devleti’nin inşasına katkı sunmalıdır.

7- Bölge barışını kalıcılaştırmak için Türkiye, ilk aşamada İran, Irak ve Suriye’nin de katılacağı “Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı”nın kurulmasına öncülük etmelidir.

KEMAL KILIÇDAROĞLU
CHP 7. GENEL BAŞKANI

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025