Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ülkemiz yasal zeminde mi? - Yiğit Güralp
Türkiye tarih boyunca sürekli tekrar eden doğal afetlerin “kader planı” olarak fatura edildiği usa sığmaz döngüsünü yaşarken, sorumlular istifa etmemekteki tavrını, bizler de onları istifaya davet etmekteki tavrımızı sürdürüyoruz. Peki tabiat kanunları coğrafyamızda bilimin de işaret ettiği biçimde işlerken, bizler de hak arayışımızı hukukun işaret ettiği biçimde sürdürebiliyor muyuz?
“İstifa” çağrılarımızı savcılıklara ve adliyelere suç duyurusu şeklinde yaptık mı? Hayır. Burası anayasal bir ülke ama biz anayasaya göre mi hareket ediyoruz? Hayır. Sosyal medyada tweet, maçlarda slogan atıyoruz. Çünkü maça gitmek, tweet atmak basit, adliyeye gitmek, hakkını takip etmek ise emek ve mücadele istiyor.
Depreme dayanıklı koltuklar!
Sermayenin temel dişlilerinden futbol üzerinden ifade geliştirirseniz sermayesiyaset kardeşliği gelir futbol topunuzu keser. Burası bir futbol ülkesi değil hukuk devletiyse hesabı da hukuk yoluyla sormayı öğrenmemiz gerekiyor. Hakkımızı hukukla arar, hesabı hukukla sorarsak, sonrasında sosyal medyada ya da stadyumda da kol kola hesap sorabiliriz, bu da en temel hakkımızdır, çok da şık olur.
Keza tweet ve slogan atınca istifa edilen üçüncü dünya ülkesi göremezsiniz. O dediğiniz, hayatın “yasal zeminde” sürdüğü, işlerin ve ilişkilerin “yasal zeminde” yürüdüğü, anayasal hukuk devletlerinde olur. Yargıdan çok önyargının bağımsız olduğu bizim gibi ülkelerde makam koltukları her tür depreme dayanıklı imal edilir. Neden? 50 bin kişi öldü ve adliyelerde yargı mensuplarının iş yükü çoğaldı mı? Hayır. Baskı kurduk mu? Hayır. Bence yargı mensupları da hafta sonu maça gitmiştir. Akşam da hasarlı evlere dönüş.
Hukuk işlemiyorsa kamuoyu baskısını kurmuyor demektir. Şu an stadyumların değil, adliyelerin önünde kuyruk olmamız gerekirdi. Yargıyı göreve davet etmiyoruz, sistem işlemiyorsa sistemi dilekçeye boğup, adliyelere hücum edip kaçak güreşçiyi mindere geri çağırmıyoruz. Böyle hiçbir şeyi düzeltemeyiz.
Hukuk devleti
Anayasal bir ülkede tüm eylem ve söylemler anayasaya paralel olmalı. Ama kim uğraşacak şimdi bunlarla değil mi? Hesabımızı hep en basitinden yapıyoruz. Uzun vadeli kararlı şeylere sabrımız yok. İnşaatçı da binayı en kolay yoldan yapıyor. Kolaycılık mağdurun da katilin de ortak paydası. Bina yapar gibi hak arıyoruz. Eleştirdiğimiz müteahhitlerle ve siyasetçilerle tam da bu yönde aynıyız. Onlar da “Kim uğraşacak, zamanıma ve maliyetine değer mi?” diye ev ve siyaset yapıyor. Bina değil Ortadoğu ve Akdeniz tipi toplum çürük. Çöken de zaten ne yazıktır ki o oluyor.
Pantolon ve etek lazım olduğunda AVM’ye, başımız ağrıdı mı reçete yazdırmak için aile hekimine, maaş çekmeye bankamatiğe gittiğimiz gibi vatandaş olarak hakkımız her gasp edildiğinde adliyelere gitmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Bir hukuk devleti olduğumuzu idrak edebilmiş, yasal zeminde düşünen, yasal zeminde hareket eden bir toplum olabilmemiz dileklerimle.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı