Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yükselen ve hep yükselecek olan bir değer: Laiklik
Dünya tarihinde yaşanan ihtilafların, kavgaların, kanlı savaşların yerine toplumsal barışı inşa etmenin tek yolu olan laiklik, ne yazık ki hak ettiği şekilde kavranamamıştır. Dindarlığın da güvencesi olan laiklik, demokrasinin işleyebilmesinin en önemli dayanağıdır.
Keşfedildiği zamanlardan itibaren 20. yüzyılın sonuna kadar laikliğin önemi ve değeri layık olduğu oranda anlaşılamamış, buna bağlı olarak da yeterli şekilde sahiplenilmemiştir. Bunun sebebi önceki yüzyıllarda laikliğin toplumsal barış ve uzlaşmaya katkısının tam olarak fark edilememesidir. Bu yüzdendir ki dünyada çok az devlet, temel ilkeleri ve hukuki düzenlemeleri arasında laikliğe yer vermiştir. Ama içinde ve henüz başında bulunduğumuz 21. yüzyılda ise laikliğin değeri hızla öne çıkmış, hiç ilgisiz sanılan ülke ve toplumlar bile en başta Müslümanlar olmak üzere ona karşı kulak kabartmaya başlamıştır. Yakın bir gelecekte hemen her devlet laiklik olmadan yönettiği topluma barış ve huzur getiremeyeceğini idrak edecektir. İşte bunun için bundan sonraki zamanlarda laiklik daima yükselen bir değer ve hemen her devletin olmazsa olmaz temel bir düzenlemesi olacaktır.
Toplumsal barış için laiklik
Tarih boyunca toplumsal ihtilaflara, kavgalara, kanlı savaşlara en fazla din ve mezhep farklılıkları ile etnik ayrılıklar sebep olmuştur. Din ve mezhep farklılıklarını kavga ve savaş nedeni olmaktan çıkarıp toplumsal barış, uzlaşma ve rahatlama sağlamanın tek yolu laikliktir. Bu konuda laikliğin alternatifi yoktur. Laiklik, yüzyıllarca çok kanlı bir şekilde sürmüş olan din, inanç ve mezhep kavgalarına son vermek ve bu alanda köklü bir özgürlük sağlamak için yürütülen uzun çabaların sonunda keşfedilmiş son derece akılcı, o ölçüde değerli ve tutarlı bir formüldür...
Laiklik asla din karşıtlığı ve dinsizlik değil, dinin devleti yönetme amaçlı siyasal bir ideoloji haline getirilmemesidir. Din böyle bir amaca yöneldiğinde, böyle bir amacın ideolojisi haline getirildiğinde toplumda özgürlük, demokrasi ve çağdaşlığın alamet-i farikası olan çoğulculuk bitiyor; tek inancın, tek görüşün, tek yorumun dayatmaları ve o dayatmalardan doğan çatışmalar başlıyor. Bu sebeple bir demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işleyebilmesinin en önemli dayanağı, bir anlamda omurgası da laikliktir.
İlk Müslüman laik ülke: Türkiye
Türkiye, Müslüman ülkeler içinde Atatürk’ün öngörüsü sayesinde laikliği en erken kabul eden ülke olmuştur. Katı ve kraldan fazla kralcı uygulamalarıyla zaman zaman sorunlar yaşanmış olsa da laiklik kabulünden bu yana Türkiye’yi din ve mezhep ayrılıklarının sebep olduğu gerginliklerden, çatışmalardan; tarikat ve cemaatlerin rekabet ve çıkar savaşlarının bütün topluma egemen olmasından korumuştur.
Türkiye’de laiklik sayesinde kadın erkek eşitliğinde önemli mesafeler alınmış; kızlarımız, kadınlarımız her alanda eğitim görebilmiş; kişilik ve bireysellik kazanabilmiş; bazı İslam ülkelerinde kadınlar sürücü belgesi bile alamazken bizim kadınlarımız her türlü memuriyeti elde edebilmiş; bütün kamusal alanlarda var olabilmiş; ülke kalkınmasında önemli roller üstlenmiştir.
Laiklik, din ve inanç özgürlüğü kadar inancın dışavurumu ve yaşanması olan dindarlığın da güvencesidir. Bu sistemde dileyen ve isteyen; kimseye din ve dindarlık empoze etmemek, dini siyasete ve kişisel çıkarlara araç yapmamak koşuluyla dilediği kadar dindar olabilir. Sadece devlet laik olur, vatandaş laik olmaz düşüncesi yanlıştır. Birey ve vatandaş da hem laik hem dindar olabilir. Laiklik dindarlığa, dindarlık laikliğe engel değildir.
Türkiye’de ve bütün Müslüman ülkelerde dindar Müslümanların atması gereken en önemli adım, kendileri için istedikleri özgürlük, demokrasi ve hoşgörüyü, kendileri gibi olmayanlara da tanıyacaklarını açık seçik ifade ve ilan etmektir. Ancak böyle bir adım laikliğin ve onun üzerinde yeşerecek olan toplumsal barış ve istikrarın temel zemini olabilir.
Türkiye’de devletin ve onun sahadaki temsilcisi olan hükümetlerin asla savsaklamaması gereken en önemli görevleri her yerde ve her fırsatta laikliğin eğitimini çok iyi vermek; önemini, değerini çok iyi anlatmaktır. Bu, çağdaş bir devlet ve toplum olma yolunda yapılacak en önemli iştir.
İsmail Özcan
Eğitimci
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği