Yunan tahrikleri ve gerçekler - Prof. Dr. Cengiz KUDAY
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yunan tahrikleri ve gerçekler - Prof. Dr. Cengiz KUDAY

03.08.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

19. yüzyılda İngilizlerin gambot diplomasisi, Amerikalıların büyük sopa politikası adını verdikleri eski stratejisi günümüzde ABD tarafından ve onu destekleyen AB ülkeleri, İsrail ve kralları ölünce 3 gün yas ilan ettiğimiz Arap ülkeleri tarafından ülkemize ekonomik, siyasi yaptırımlarla yola getirmek istenen devlet masasına oturtmak, güç gösterisi ile muhataplarının yani biz Türkiye’nin gözünü korkutmak!

Ege adalarını (12 ada), Yunanların ısrarla Yunan adaları dediği adaları olağanüstü silahlandırmak.

Girit’ten Dedeağaç dediğimiz bölgeye kadar hatta ana karamızın burnundaki adalarda da hak iddia ederek bayrak dikmek, silahlandırmak... 

Adalara yığılan silahlara baktığımız zaman gerçekten çok güçlü silahlarla donatılmış bir Yunanistan ve arkasında ABD ve diğer ülkeleri görüyoruz.

Bu kadar tank, zırhlı araç, modern harp gemileri F-35 uçakları, uçaksavarlar, çıkartma gemileri Ukrayna’yı korumak ve Rusya’ya karşı bir gösteri amacını çoktan aşıyor. Herhalde bu zırhlı araçların Avrupa kıtasını Ruslara karşı savunmak amacıyla kullanılmasını düşünmek komik olacaktır.

ACI SONUÇLAR

Bu silahlandırma bize karşı artık aba altından sopa göstermek değil açık bir tehdittir. Gerçi bize zamanında Başkan Obama bu sopayı göstermişti. İstediklerini yaptırdı mı bilmiyoruz.

Batı Anadolu’yu kuşatan adaların bir kısmı Balkan Savaşları sırasında 1912’nin ekim ayında Yunanistan tarafından işgal edilmişti. 5 asırda kazandığımız Balkan topraklarını 5 haftada kaybettik. Bir Averof zırhlısı tüm Türk donanmasını (yarısı Haliç’te çürümüş) Çanakkale Boğazı’ndan çıkamaz hale getirmişti. 

Birinci Dünya Savaşı’nda Sevr Antlaşması ile fiilen tüm adalar Yunanlara verilmişti.

Balkan Savaşı’nın bu acı sonuçlarının temelinde Sultan Abdülaziz’in çabalarıyla dünyanın üçüncü büyük gücüne ulaştırılan Osmanlı donanmasının, Sultan Abdülhamit’in saltanatı boyunca çürümeye terk edilmesi, denizcilerin eğitimsiz ve silahların bakımsız ve yetersiz olması önemli bir etken olmuştur.

Sonuç olarak Balkan Savaşı’nın devamında donanmamızın Çanakkale Boğazı’ndan Ege’ye çıkması Yunanlarca önlenmiştir.

AMAÇ OLAYLARI BÜYÜTMEK

Bugün çeşitli komplolarla, Balyoz-Ergenekon, FETÖ kumpaslarıyla deniz gücümüz zaafa uğratılmıştır. Aynı şekilde hava kuvvetlerimiz, FETÖ yüzünden tecrübe kazanmış birçok pilotunu kaybetmiş, küstürmüş, ordudan atılmıştır. 

Kara kuvvetlerimiz her şeye rağmen Güneydoğu, Irak ve Suriye’de kahramanca savaşmaktadır. Her gün yeni şehitler vermektedir. Ölen şehitlerimizin pek çoğu eğitimli meslek sahibi olup şartlar gereği gönüllü olmuşlardır. Bilindiği gibi bazı milletlerin ordusu vardır, bazı orduların milletleri vardır.

Savunma Bakanı 27 Temmuz günü yaptığı açıklamasında Yunanistan için “İkinci el uçakla bize bir şey yapamazlar” demiştir.

Hamaset bu konularda en tehlikeli bir ruh halidir.

Türk ve Yunan halklarının iki ülke ilişkilerine genel bakışında temel farklılıklar vardır. Türkler tarihten gelen askeri özgüven duygusu, ülkenin stratejik derinlik yaratan coğrafi büyüklüğü, nüfusu, sanayileşmedeki başarıları göz önünde tutarak, sanki Yunanistan’ı ciddiye almayan bir düşünce yapısına sahipler. Yunanistan’ın her fırsatta ülkemiz aleyhine çalıştığını, bu konuda hiçbir fırsatı kaçırmak istemediği biliniyor. Sanki bir çatışma çıkması durumunda Türkiye’nin tehlikeyi kolaylıkla bertaraf edeceğine kesinlikle inanılıyor ve Yunanistan’ın niye böyle davrandığını anlamakta zorluk çekiliyor. Türkiye’de Yunanistan karşıtı genel bir hava yaşanmıyor, sistematik şekilde Yunan düşmanlığı aşılayan bir kurum yok. Genellikle Türk halkı ve kurumları Yunanistan’ın tahriklerine, gayri hukuki davranışlarına tepki göstermekten ileri gitmiyor, son derece sakin ve sabırlı davranıyor, sadece haklarını korumak istiyor ve olayları büyütmek amacı taşımıyor.

KONU ÖNEMLİ

Bu yüzden Kurtuluş Savaşı’nı nasıl kazandığımızı bilimsel olarak inceleyenler hamasetten uzak doğru değerlendirmeler yapabilirler. Yoksa biz Kurtuluş Savaşı’nı şöyle kazandık, yine kazanırız düşüncelerinin sonucu bizlere pahalıya mal olabilir. Çünkü biz yine kazanır fakat çok ağır bedeller ödeyebiliriz. O zaman başımızda Atatürk ve ona inanan bir avuç asker ve ona inanan ve her düşünceyi açıkça, korkmadan söyleyebilen bir Meclis vardı. Her zaman Atatürk gibi liderler çıkmıyor!

Konu önemlidir. Konunun hamasetten uzak, bilimsel gözlerle izlenerek ona göre önlemler alınması gerekir.

“Hazır ol cenge ister isen sulh-ü salah.” (Eğer barış istiyorsan savaşa hazır ol.)

“Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz.”

PROF. DR. CENGİZ KUDAY

Yazarın Son Yazıları

Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025