Zeytinime dokunma! - Kemal Anadol
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Zeytinime dokunma! - Kemal Anadol

30.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:


Doğal zenginliklerimizin başında gelen milyonlarca zeytin ağacımız büyük tehlike altında. Vahşi kapitalizmin acımasızca saldırdığı zeytin varlığımıza yönelik cinayet girişimi parlamentoda şimdiye dek tam 10 kez geri püskürtülmüştü.

Köylüler, üreticiler ve doğaseverler 11. tecavüz girişimine karşı savaşım veriyorlar. TBMM önünde gösteri yapıyorlar. Halkın meclisinde bu ilginç torba yasa görüşülürken onlar içeriye bile sokulmuyorlar. Yalnızca zeytin varlığımız mı? AKP’nin getirdiği bu torba yasa ile tüm ormanlarımız, SİT ve birinci sınıf tarım alanlarımız, su havzalarımız, turizm ve arkeoloji bölgelerimiz büyük tehlike ve tehdit altındadır.

KAZANÇ HIRSI, DOĞA KATLİAMI

Ulusal gelire büyük katkı veren ve milyonlarca yurttaşımızın geçimini sağlayan zeytincilik bu teklifle yok olacaktır. Bu teklif, telafisi olanaksız yaralar açacak, üretim alanı olan Çanakkale, Bursa, Balıkesir, İzmir, Aydın, Denizli, Muğla, Antalya, Mersin, Adana, Osmaniye, Gaziantep ve Kilis illerini etkileyecektir. Doğrusu Atatürk’ün armağanı olan 3573 sayılı “Zeytincilik Yasası”nı delmek değil, tastamam uygulamaktır.

Olayın özünde, vahşi madencilik yapan ve özelleştirilen termik santrallarını satın alan şirketlerin kazanç hırsı yatmaktadır. Özellikle Muğla ilindeki termik santrallar! İkisi Milas Ören’de canım Gökova Körfezi’nin içindeki Kemerköy’le Yeniköy santralları ve Yatağan santralları...

Eski TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun’dan aldığım rakamlara göre, Yeniköy ve Kemerköy santralları yılda 9.2 milyon, Yatağan da 5.5 milyon ton kömür tüketmektedirler. Bu santralları işleten gruplar şimdiye dek yatırım bedellerini fazlasıyla aldılar. Şimdi dertleri kârlarına kâr katmak! Durum böyle olunca kömür üretimi için en kolay yol açık işletme. Yani yerin üstündeki ormanları, zeytin ağaçlarını kesmek, arkeolojik alanlara, su havzalarına bile tecavüz ederek toprağı makinelerle kazımak ve altındaki kalitesiz ve yüksek kükürt içeren linyit kömürünü santral alanına çıkarmak...

KORUMA ÖNERİLERİ

Bu satırların yazarı işin başından beri fosil yakıtlarla dünyanın tehlike altına sokulmasına karşıdır ve bu konudaki uluslararası antlaşmalara taraf devletlerin tastamam uyması yanındadır. Özellikle termik santrallara!* Ama ülkemizde dünkü ve bugünkü iktidarlar bu santralları işletmekte ısrar etmekteler. O zaman en azından orman ve zeytin varlıklarımızı, su havzalarını, turizm ve arkeolojik alanlarımızı korumak için önerilerim var.

Santralların sahibi şirketler şimdiye dek, 9 Eylül ve Hacettepe üniversiteleri ile Çinli bir firmaya yeraltı işletmeleriyle ilgili projeler yaptırdılar. Yeraltında açılacak ocaklardan kömür yukarıya çıkarılacak. Toprağın üstündeki ağaçlar ve canlılar zarar görmeyecek. Ama çıkan maliyet şirketlerin kârdan zarar etmelerine yol açacağı için projeler hasıraltı ediliyor ve görmezden geliniyor. Hocaların hocası Prof. Doğan Kantarcı da geçtiğimiz günlerde aynı öneride bulundu.

Ekonomik açıdan baktığımız ve kâr-zarar hesabı yaptığımızda cinayet somut biçimde ortaya çıkıyor. Santralların yaktığı linyit rezervlerinin bazıları azalıyor bazıları da bitmek üzere. Üstelik açık işletmeler son bulduğunda toprağın üstünde tarım faaliyeti olanaksızdır. Oysa zeytin ölümsüz ağaçtır. Bin sene ömrü vardır ve altından çıkan filizlerle yaşamını sürdürür. Kökünden sökülerek başka bir yere taşınması ve orada meyve vermesi akıl ve bilim dışıdır, olanaksızdır!

BİR KİLO LİNYİT İÇİN...

Okurları rakamlara boğmadan günlük yaşamdan can alıcı bir örnek vermek istiyorum. Bu yıl fiyatı düşmesine karşın zeytinyağının litresi perakende fiyat olarak ortalama 200, zeytin de 150 liraya satılmaktadır. Oysa yine piyasaya sunulan kaliteli linyit kömürünün tonu 7 bin, kilosu 70 liradır. Yani bir kilo linyit için yerüstündeki zenginliklerimizi dozerlerle söküp atmak cinayet değil de nedir?

2023 TÜİK verilerine göre sadece Muğla’da 9 milyon 700 bin zeytin ağacı bulunmakta. Bölgede 36 bin aile zeytincilikle uğraşıyor. 2023 yılında 400 bin ton yağlık zeytin, 50 bin ton zeytinyağı üretilmiş. Oysa Milas’ın yüzde 75’i, Muğla’nın yüzde 70’ine maden ruhsatı verilmiş. TEMA verilerine göre Türkiye’deki tarım alanların yüzde 48’i, büyük ovaların yüzde 11’i, doğa koruma alanlarının yüzde 63’ü, milli parkların yüzde 85’i, SİT alanlarının yüzde 19’unda maden şirketlerine ruhsat verilmiştir.

Termik santralların ve linyit işletmelerin yerlerine güneş enerjisi tesislerinin kurulmasını ve bu bölgelerin organik tarıma açılmasını önerirken yazımı bir dörtlükle bitiriyorum:

Dünyada barışın simgesi zeytin/ Kutsal kitapların meyvesi zeytin/ Mutlu yaşamak istiyorsan eğer / Bunun ilacı çaresi zeytin.

KEMAL ANADOL

ESKİ CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ

---

* Kemal Anadol, Termik Santrallara Hayır, Ankara 1991 Verso Yayınları.

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025