Öner Yağcı

Umutla dolmak

02 Eylül 2023 Cumartesi

Savaşımımız, insanlaşma ve özgürleşme kavgasının bir parçasıdır.

Hiçbir şey birdenbire olmaz, yaşadıklarımız zamandaki birikimin sonucudur.

Bugünü dün hazırladı ve yarına bugün götürecek bizi.

YAŞANAN DRAM

Yaşadığımız, emperyalist boyunduruğun çaresizlik ve bilgisizlikle köleleştirdiği insanların dramıdır.

Yaşadığımız, çaresizlikleri ve bilgisizlikleri nedeniyle inançlarına sığınan ama aynı dinden olma gerçeğini bile göz ardı ederek birbirinin amansız düşmanı kesilen insanların dramıdır.

Yaşadığımız, onlarca parçaya bölünerek hem başka dinden olanlara hem de aynı dinden olmasına karşın kendisi gibi inanmayan başka mezhepteki, tarikattaki, inanıştaki insanlara karşı öfkeyle bilenen ve işbirlikçiler aracılığıyla sürdürülen sömürü düzenlerinde yaşamak zorunda bırakılan ve bir yandan da var olma savaşı veren insanların dramıdır.

DİRENİŞ

Bu dramda, özgürlük arayışındaki insanların aman vermeyen emperyalist politikalara karşı onurlu direnişi var.

Bu dramda, yalnızlığa mahkûm edilmek istenen “Büyük İnsanlık” var.

Bu dramda silah, bomba, kan, ölüm, yıkım, zorbalık, tuzak, kışkırtma, provokasyon var ama insanın tarih boyunca en çaresiz durumlarda bile sürdürdüğü insanlaşma savaşımının öznesi “akıl” da var.

Aklın yaşadığımız gerçeklikteki arayışı, aynı zamanda, insanın direnişinin özünün, özgürlük tutkusunun 21. yüzyıl dünyasına denk düşen arayışıdır.

CUMHURİYET TEHLİKEDE

Yaşadığımız seçim demokrasisi, yurttaş ve seçmen olan özneyi nesneleştiriyor.

Demografik yapının değiştirilmesiyle, beyin göçüyle, eğitimdeki dinselleştirmeyle, dinsel faşizmin baskısıyla şükür toplumu, sadaka toplumu, tüketim toplumu, tarikat toplumu yaratılmak isteniyor ve bu doğrultuda çok adımlar atıldı, atılıyor.

Bu adımlar, insanın özgürlük tutkusunun en değerli kazanımı olan Cumhuriyetimizi büyük bir tehlikeye sürüklüyor.

Tehlikenin farkında olan büyük insanlığın gelecek umudunun içimizde mayalandığını unutamayız.

DEVAM

İşbirlikçilerin yalanla, korkuyla karabasana dönüştürmeye çalıştığı yaşamımızı, insan olduğumuzun bilincini ve Cumhuriyet değerlerinin birikimini doğru algılayarak koruyabiliriz.

İçimizin sıcaklığını korumayı başarırsak, Namık Kemal’den, Tevfik Fikret’ten, Mustafa Kemal Atatürk’ten, Nâzım Hikmet’ten, Aziz Nesin’den, Server Tanilli’den, kısacası aydınlığımızın tüm ustalarından gelen selamları doğru algılarsak Ulusal Kurtuluş Savaşımızda olduğu gibi yine umudu oluruz büyük insanlığın.

Yolumuzu aydınlatacak olan düşünsel birikimimizdir, düşüncenin en güzel çocuğu olan eylemdir.

“Bu daha başlangıç/ Mücadeleye devam!...” sözlerinin coşkusuyla, umuduyla dolmak boynumuza borç.

Borcu ödemek, insanım, yurttaşım, cumhuriyetçiyim, yurtseverim, devrimciyim diyen insanlara büyük sorumluluklar yüklüyor.

Kulak verelim yine şairimize:

“...ve güneş doğarken hiç umut yok mu/ umut umut umut... umut insanda.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024
Günümüzün Nazizmi 23 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları