Geçen hafta Türkiye yine Cumhuriyet düşmanlarının eylemlerine sahne oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Kurtuluş Savaşı’nın lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’daki heykeli saldırıya uğradı.

Atatürk’ün emperyalist işgalci güçlere karşı yürüttüğü Kurtuluş Savaşı’nı 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastıktan sonra başlatması nedeniyle, Samsun’daki Atatürk Anıtı’nın ve heykelinin ayrı bir önemi olduğu açıktır.

Bu olaydan birkaç gün sonra Çorum’da “devlet protokolü” ve AKP’li siyasetçiler, Kurtuluş Savaşı’na ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına karşı mücadele veren ve işgalci emperyalist güçlerle işbirliği yapan vatan haini İskilipli Atıf’ı mezarı başında andılar!

Britanya’nın desteğiyle kurulan Teali-i İslam Cemiyeti’nin kurucularından ve yöneticilerinden birisi olan İskilipli Atıf’ı anma törenine, Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, AKP Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın ve Hitit Üniversitesi Rektörü Ali Osman Öztürk katıldılar.

Böylece “devletin valisi”, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin düşmanı olan bir kişinin anma törenine katılmış oldu!

“Keşke Yunan galip gelseydi” ifadesinin sahibi olan, İskilipli Atıf gibi Kurtuluş Savaşı’na ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna karşı tavırlarıyla bilinen Kadir Mısıroğlu’nun, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı protokolünde ağırlandığı dikkate alınacak olursa, buna da şaşırmamak gerekir.

Aynı hafta içerisinde AKP’li Kocaeli Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, 2023 seçimlerinin yüz yıllık bir hesaplaşma olacağını ilan ederek AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için oy istedi.

Emperyalizmin Türkiye’deki uzantıları ve işbirlikçileri, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun özündeki demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yıkmak için örgütlü bir biçimde çalışmaktadırlar.

Bu örgütlenmenin odağında AKP bulunmaktadır. MHP de AKP’ye verdiği destekle bu örgütlenmenin bir parçası konumundadır. AKP’nin ve MHP’nin “yerli ve milli” söylemi büyük bir yalandan ibarettir. Atatürk’e düşman olanlar kategorik olarak yerli ve milli olamazlar.

***

20. yüzyılın ortalarına kadar dünyadaki laiklik karşıtı İslamcı hareketleri Britanya emperyalizmi destekliyordu. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu rolü ABD emperyalizmi üstlenmiştir. Suudi Arabistan, Pakistan, Afganistan gibi ülkelerdeki laiklik karşıtı İslamcı hareketler ABD tarafından desteklenmiştir.

Türkiye’de de hem AKP hem de Fethullah Gülen çetesi, ABD tarafından desteklenmektedir. Türkiye’nin Atatürk’ün aydınlanma devrimleri doğrultusunda bağımsız ve güçlü bir ülke durumuna gelmesi emperyalizmin planlarına aykırıdır. Türkiye’nin bir yandan cahil kalması ve ileri uygarlık seviyesine ulaşmaması, bir yandan da din, mezhep ve etnik kimlik üzerinden üretilen siyasetle bölünüp parçalanması, ABD emperyalizminin çıkarlarıyla uyuşmaktadır.

AKP, MHP, HDP gibi siyasi partiler bu nedenle ABD tarafından desteklenmektedir. Görünüşe aldananlar, ABD ile AKP-MHP ittifakının arasında bir karşıtlık olduğu sanısıyla yaşamaktadırlar.

***

MHP’nin ABD’nin çıkarlarına hizmet etmesi yeni bir şey değildir. MHP’nin eski lideri Alparslan Türkeş ABD’deki askeri akademilerde ve okullarda eğitim almıştır. MHP 1970’li yıllarda “Soğuk Savaş” döneminde, sosyalist hareketlere karşı ABD’nin ve CIA’nın taşeronluğunu üstlenmiştir.

MHP’nin Türkiye’nin bölünmesine karşı HDP’ye karşı yürüttüğü siyasetin ABD’nin çıkarlarıyla örtüşmediği gibi bir izlenim oluşsa da MHP’nin HDP gibi etnik kimlik üzerinden yürüttüğü siyaset ve Atatürk düşmanlığının odağı olan AKP’ye verdiği destek, ABD emperyalizminin çıkarlarına hizmet etmektedir.

ABD emperyalizmine karşı en büyük direnişi Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi ve bazı sosyalist partiler göstermiş olsa da CHP son yıllarda, içeri sızan Truva atları nedeniyle bu direnci göstermekte zorlanmaktadır, başta laiklik olmak üzere, Atatürk’ün devrimlerinden uzaklaşmaktadır.

Yüz yıllık hesaplaşmanın CHP’nin lehine gerçekleşmesi için, CHP yönetiminin sadece Atatürk’ün heykellerine değil, Atatürk’ün ilkelerine de sahip çıkması gerekmektedir.