Özdemir İnce

Helal mi haram mı?

08 Mart 2024 Cuma

Mümtaz, ferasetli, hak sever, merhametli, dürendiş (akıllı, uzak görüşlü) ama madrabaz, cambaz halkımızın vaziyetinin durumu, amelleri (amacı gerçekleştirmek için yapılan işler) ve emellleri beni çok kaygılandırıyor ve karamsar yapıyor. Yaptıkları ama kötü olduğundan kuşkulandıkları işlerin varsa cezasını bir avukata sormak yerine Diyanet TV’de Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Kurulu’na soruyorlar. Bu acayip işler sanki AKP iktidara geldiğinden beri kullanışlı oldu. Bir örnek verelim:

Dindar ve sıkı ahlak sahibi bir vatandaş, Diyanet TV’de yayımlanan “Diyanet’e Soralım” programına, AKP saltanatı döneminde pek revaçta olan torpille işe girmek hususunda bir soru yöneltmiş ve DİB Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi bir zat şöyle cevap vermiş:

“Bir kişinin hak etmediği işe girmesi, o şekilde girmesi kul hakkıdır, vebaldir, mesuliyeti vardır, başkalarının haklarını gasp etmek vardır. O şekilde işe girmesi kimsenin tasvip edeceği bir şey değil, hoş değil. Fakat girdikten sonra emek verdi, bir mesai harcadı ve onun karşılığında da bir kazanç elde etti. Onu ayrı tutmak lazım. Yani işe girdikten sonra elde edeceğimiz kazanç, tamamen meşrudur. Emeğimizin karşılığıdır. Yapılan iş de meşrudur. Oradan elde edilen kazancın, işe girme sebebimizle ayırt etmemiz lazım. Farklı tutmamız lazım. Yani elde edilen kazanç helaldir.”

Sınavlarda kopya çekerek başarılı olan vicdan sahibi bir gencimiz, yaptığı işten dolayı vicdan azabı çektiği için aynı programa bu hususta soru sormuş: “Üniversitede bazı sınavlarda kopya çektim ve mezun oldum. Acaba mesleğimi yaptığımda kazandığım maaşa bir sıkıntı, halel gelir mi?”

Soruyu yanıtlayan ulema zat şöyle buyurmuş:

“Kopya çekmek, hak etmediğimiz bir şeyi elde etmeye çalışmaktır, bir bakıma hak gaspıdır ve hırsızlıktır. Bunu tasvip etmek, takdir etmek mümkün mü? Vicdanlı hiç kimse bunu kabul edemez. Dolayısıyla kopya çekmeyi teşvik etmek, bunun üzerinde maddi manevi hatta belli bir makamı, mevkiyi, konumu elde etmek, o hırsızlığın basamaklarını aşarak elde edilmiş bir sonuçtur. Yapılan iş haksız bir kazanımdır. Fakat bunun üzerine bir iş bulunmuş ve iş neticesinde de bir mesai sarf ederek elde edilmiş kazanç, haram olarak değerlendirilemez. O ayrı bir şey. Karıştırmamak lazım. Yapılan iş yanlıştır fakat yaptığımız işin karşılığında emek vererek aldığımız maaş helaldir.”

Torpille işe giren yurttaşın ve sınavlarda kopya çeken delikanlının durumlarını değerlendiren ulema zat, yapılan işin yasa açısından suç, İslam açısından haram olduğunu bile bile bu sayede elde edilen kazancın helal olduğunu söylemekte. Bu durumda bize de bir yorum yapmak düşüyor: Bir yöntem suç ya da haram olabilir yeter ki (kendince) yararlı (?) bir sonuç versin.

Suça karşı hoşgörülü bu kafa yapısının yasal olmayan bu işleri AKP saltanatı döneminde deterjanlı bir eylem haline geldi. Bundan cesaret alarak ve örnek sayıp anonim bir ulema zata iki soru yöneltmek istiyorum:

Hocam seçimlerde rakiplerini ve seçmenleri tehdit etmek helal midir?

Halk da iyidir ama cahildir. Ancak bu cehalet münevverin dediği cehalet değildir, bir başka cehalettir. Bu halk dinini bilmez. Kendi menfaatine asidir. Bilmez. Kendi aleyhine mi, tersine mi bilemez. O zaman ne yapacaksın?

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” atasözündeki gibi önce nazikçe öğüt verilir, eğer bu öğüt işe yaramazsa daha sert bir uyarı yapılması gerektir. Kendi iyiliği bilmez adam. Para kimdeyse onun yanında olacaksın. Züğürdün yanında ne işin var? Züğürdün biti kanlansın diye ona neden arka çıksın? O hesap, seçimde tehdit iyi niyetli ve yol gösterici olup günah, haram değildir.

Hocam yönetimde partizanlık etmek haram mıdır?

Saban nedir? Toprağı süren, toprakta karıklar açan, onu altüst eden alettir. Eskiden iki öküz çekerdi sabanı ama iki öküzün de ortak huylu olması lazımdır; biri çeker, biri kendi kafasına giderse olur mu, olamaz. Teşbihte hata olmaz, iki öküzün de aynı partiden olması iyidir. Bu sebeple de koalisyon kötüdür. Biri çeker, biri çekmez. Ama artık traktör var. Var ama bir de süreni var. O zaman sürücü derdi çıkar. Çıkar mı? Çıkar! İşte o zaman da sürücü senden olacak. Partizanlık bu manada haram değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları