Trump 2.0 ve ötesi...
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Trump 2.0 ve ötesi...

08.11.2024 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

71 milyon Amerikalının oyunu aldı ve seçildi. Cumhuriyetçi-Muhafazakâr MAGA hareketi artık Amerikan siyasetinin baskın gücü. MAGA’nın kelime açılımı Amerika’yı yeniden büyük yapalım (Make America great again). İlk olarak 1980 yılında dönemin başkan adayı Ronald Reagan tarafından kullanılmıştı. Trump ise politikalarını sembolleştirmek adına bu sloganı tercih etmişti: Amerika’nın dünyaya karşı hiçbir sorumluluğu olmadığını iddia eden, küresel organizasyonların işlevsiz olduğunu savunan Trump’ın toplumdan en çok destek bulduğu konu ise büyük şirketlerin ucuz işgücü nedeniyle daha fazla kâr elde etmek amacıyla sermaye yatırımlarını Çin, Hindistan gibi ülkelere yapıyor olmasıydı. Neticede Trump; “kendisini unutulmuş, önemsiz, refah seviyesi giderek düşmekte olarak gören” orta sınıf Amerikalıyı kendisine hedef seçmen olarak belirledi ve kazandı. 

Dünya tarihi ta antik Yunan’dan başlayarak demagogların özgür ve adil seçimlerle iktidara gelip demokrasiyi devirip tiranlık yönetimi kurma örnekleriyle dolu. Yaşadığımız ülke de bundan fazlasıyla nasiplendi, iyi biliyoruz.

Bu artık tek başına Türkiye’nin, tek başına ABD’nin, tek başına X ülkenin kendi sorunu değil. 

Nobel ödüllü ekonomist Prof Dr. Daron Acemoğlu’nun vurguladığı gibi “Trump 2.0 dönemi çok daha büyük bir tehlike. Trump çok agresif durumda. Bu bir tek ABD için değil dünya için tehlike. ABD kurumları dünyayı etkiliyor. Önümüzde büyük bir belirsizlik çağı var. Demokratik boşluğu otoriter liderler ve şirketler dolduruyor. Bunlar sağlıklı çözümler değil. Otoriter liderler belirsizlikten ivme alıyor. Şirketler de çözüm getiremiyor. Şirketlerin elinde bu kadar güç olması bilgi eşitsizliğini artırıyor”.

DEMOKRASİNİN EN SAVUNMASIZ HALİ

Peki ne yapılabilir? Yanıtı gerçekten çok zor bir soru. Kesin olan şey, bir çözüm bulabilmek için önce bu durumun neden ve nasıl ortaya çıktığını iyice kavrayabilmek. 

Aydınlanma döneminin en büyük filozoflarından biri olan Jean-Jacques Rousseau önemli yapıtı “Toplum Sözleşmesi”nde “Demokrasi bir toplumdaki eşitsizlik kökleştiğinde ve çok belirgin hale geldiğinde en savunmasız haline gelir” diye yazar.

Merkezde olduklarını iddia eden iktidarlar işte bunu göz ardı ettiler. Demokrasinin kalkanı arkasında korunacaklarını ve istedikleri gibi at koşturacaklarını, liberal kapitalizmi mutlu mesut sürdürebileceklerini sandılar. 

Öyle olmadı, olmuyor, olmayacak.

Trump’ın zaferi, merkezin artan aşırılığa kıyasla ne kadar zayıf ve isteksiz hale geldiğini de gösteriyor. Daha da ötesi, aşırıcılığın ana akıma taşınması seçimleri kazanmanın kanıtlanmış bir formülü haline geldi.

Polonyalı ünlü sosyolog ve felsefeci Zygmund Bauman'ın “Akışkan Modernite” diye bir kuramı vardır. İçinde bulunduğumuz dünyayı böyle tanımlar: Akışkan modern dünyanın simgesi hızdır. Hız günümüzde sonsuz, bitmeyen, tükenmeyen bir inanç biçimidir. Akışkan modern dünya bireyi bu hız döngüsünün içerisine alarak gözetler, denetler ve köleleştirir. Denetimi ve gözetimi katı moderniteden farklı olarak bireyin rızasına bırakır. Bireyin prangaları artık telefonlar, tarayıcılar, iletişim programları, güvenlik kameraları gibi teknolojik vasıtalardır. Bunların yanı sıra “sinoptikon tarzı gözetleme” azınlığı gözetleyecek bir çoğunluk inşa etmiştir. Bireyi koruması gereken hükümetlerin ve politikacıların ise ulusaşırı şirketlere karşı elleri bağlıdır. Kapitalizm ve kapitalizmin reklam yüzleri günümüz politikacılarına meydan okurken sermaye ihtiyacıyla yanıp tutuşan politikacılar toplumsal alanı güvenlik politikaları üzerinden dizayn etmeyi ilke haline getirmeye devam ederler.

Bauman “Belirsizlik arttıkça, insanlar biraz daha kesinlik uğruna özgürlük alanlarından feragat etmeye onları sınırlamaya hazır hale geliyorlar. Akışkan modernite özgür olduğunu zanneden köleler üretiyor” demişti.

Akışkan modernite; Trump ve benzerlerinin önünü açarak gelişmiş toplumların kurumlarını aşağılamaya ve kuralları ihlal edenleri ödüllendirmeye devam ediyor. Bu yüzden bu seçimin hem ABD’yi hem de tüm liberal uluslarası düzeni etkileyeceğini ve dönüştüreceğini öngörmemek imkânsız.

Yazarın Son Yazıları

Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025
‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

‘Yeni Türkiye’de haddini bileceksin’

Devamını Oku
21.02.2025