Biz barışın arkasından koşuyoruz
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

Biz barışın arkasından koşuyoruz

22.03.2015 00:01
Güncellenme:
Takip Et:

‘Kürt sorunu yokmuş. Kürt sorunu yok demek, Kürt yok demektir. Newroz’da görsün ha Kürt vardır ya da yoktur.’

Nevriye Kaçan’la önce Barış Anneleri’nin evinde buluştuk. Burası çocukları ya dağda, ya hayatını kaybetmiş ya da cezaevinde olan, 35 kadar kadının barış için bir araya geldiği dernek. Basın açıklamaları yapıyorlar, kendi eylemlerini düzenliyorlar. Bunlardan biri askerken çocuğunu kaybetmiş annelere buluşmaktı. Kaçan, o dönem Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu buluşmanın gerçekleşmesini istemediğini söylüyor.

64 yaşındaki Nevriye Kaçan’ın misafiriyim bu buluşmanın sonrasında. 21 Mart’ta eşitlenmeden, gündüzden uzun son gecede, kendi evinde hikâyesini anlatacak uzun uzun, 22 yıldır haber alamadığı oğluna bir daha ağlayacak, sabah gün ağarırken kalkıp Newroz alanına gitmek için birlikte yollara düşeceğiz.

 

Bu dili parayla almadım

En az üç dört kuşaktır Diyarbakır merkeze bağlı Simaki köyünden. Sonradan devlet köyün adını Eremli yapmış. Kocası Ali Kaçan’ı “İlkokul mezunuydu ama çok akılıydı. Durmadan kitap okurdu, sosyalist fikirliydi” diye tarif ediyor. Evlendiklerinde damat 15, o 16. Nevriye Kaçan ilkokul birden terk çünkü Türkçe diye bir dilin varlığını yeni öğrenmişken, adını hâlâ hatırladığı öğretmeni, Kürtçe konuşanları okulun bodrumuna kapatıyor. Korkup bırakmış. “Ben bu dili parayla almadım” diyor şimdi gülerek.

 

Öldü mü ölmedi mi?

Kocasının jandarma gözünde “elebaşı” olarak görülmesinden dolayı 1990’ları sayısız ev baskınıyla, işkenceyle hatırlıyor. Köyün tamamının meydanda toplandığı, çocukların dahi işkence gördüğü, insanların kafalarına poşet geçirilip öldürüldüğü günler. Nevriye Kaçan, en büyük oğlu Mustafa’nın 1993’te 20 yaşındayken dağa çıkmasını bunlara şahit olmasına, babasına yapılanları kendisine yedirememesine bağlıyor. Üç yıl sonra tek bir fotoğrafını görüyor ama bir daha haber alamıyor. Ne öldüğünü biliyor, ne ölmediğini. Bir o fotoğraf, bir de köyde çekilmiş olanı, ikisi de yanımızda, konuşurken onlara bakıyor ara ara.

 

Köyün bakkal teyzesi

Kocası askerdeyken o iki çocukla beşik bile sığmayan küçücük evin yanına kendisi kerpiçten oda yapıp orayı bakkala çeviren, köyün ilk kadın bakkalı olan bir kadın Kaçan. Baskınlara, baskıya ve tehditlere dayanamayıp 19 yıl önce taşındıkları Bağlar’daki evlerinin altı hâlâ bakkal, o hâlâ bakkal teyze olarak tanınıyor.

Köyü terk etseler de baskınlar Bağlar’da da sürmüş. Bu sefer sebep oğlunun nerede olduğunu öğrenmek. Öyle ki evde kemer geçirilmiş iki pantolon dahi oğullarını sakladıklarında dair gerekçe sayılabiliyormuş. 2006’da bakkala gelip tekrar oğullarını sordukları bir gün eşi kalp krizinden ölmüş.

 

AKP’ye değil kendimize

Çocukluğundan hatırladığı Newrozları soruyorum. “Newroz’u o zaman bilirdik ama bilmezdik. Çünkü Kürt olduğumuzu unutmuştuk” diye cevap veriyor. Kaçan en başından beri çözüm sürecine çok umutlu yaklaşmadığını, AKP’ye güvenmediğini söylüyor. “Ama biz zaten AKP’ye değil, kendimize güvenerek girdik bu işe” diyor.

Newroz alanında bata çıka yürürken tanıdıklarda selamlaşıyor, sarı-kırmızıyeşil dolu tezgâhlara uğruyor. Onunla konuşan yabancılar özellikle, bu kadar acı yaşadıktan sonra nasıl hâlâ barış istediğini sorarmış. Karşımda yaşını unutturacak hafiflikte alanda gezen, koşturan, gülen bir kadın var. Gururla “Görüyorsun bunu...” demesi etrafımızdaki bir milyon insandan yayılan o acayip enerjiyi özetliyor. “Yeter ki hükümet de iyi niyetini göstersin, bir öyle, bir böyle demesin. Biz barışın arkasından koşan insanlarız”. Evet, bir öyle bir böyle dendiği çok oluyor.

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016