Darbeciye işkence demokrasi getirmez
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

Darbeciye işkence demokrasi getirmez

23.07.2016 03:34
Güncellenme:
Takip Et:

Askeri darbelerin toplumsal maliyetini en iyi bilen sivil toplum kuruluşlarından ikisi İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) galiba. İHD 1986, TİHV ise 1990’da bizatihi 80 darbesinin hak ihlallerini belgelemek, mağdurların hak mücadelesine destek maksadıyla kurulmuşlardı.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından bu iki kurum darbeyi kınayan ilk açıklamalarının ardından idam cezası ve işkenceye dair uyarılarda bulundular. “Darbeciler işledikleri suçun tüm ağırlığına rağmen hiçbir şekilde işkence ve kötü muameleye maruz bırakılamazlar” diyorlardı. Sivillerin üzerine sürülen tankların, öldürülme anlarının görüntüleri çıktıkça, kamuoyunda tabanı bulunan bir kanı pekişiyor; adil yargılamanın suçluları yeterince cezalandırmayacağına inanılıyor. Siyasi iktidar işkence edilmiş asker görüntülerinin sızmasına izin vererek bunu katlıyor.

TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, 80 darbesinin mağdurlarından, beş buçuk yılını da cezaevinde geçirmiş. “Tabii ki gereken cezaları almalılar” diye başlıyor: “Fakat insanlık tarihinin acı deneyimlerinden süzülmüş değerler var. Dünyanın meşru gördüğü, en son BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’yle şekillenen, aslen insanlık onurunun korunmasına yönelik bu değerler, bir günlük tartışmayla polemik konusu haline getirilemez. İstisnası olmayan hakların başında işkence gelir. Bu değerleri çiğnersek basacağımız hiçbir yer kalmaz. Bugün de çöker, yarın da. Tahayyül edemeyeceğimiz acılar yaşarız” diyor.

12 Eylül’le yüzleşme

Son yıllarda zedelenmekte olan adalet duygusunun toptan yitirilmesinin büyük kayıp olacağını söylüyor Bakkalcı. Adil yargılama, onarım ve topyekûn bir program olmaksızın hesaplaşmanın başarılamayacağını, bunun da yeni darbelere yol açacağını düşünüyor. 12 Eylül’le yüzleşememenin bugünlere tesirine değiniyor. “90’lar ve sonrasının insanlık suçlarıyla yargılananların yargı süreçleri de ne yazık ki adil olmadı. Dahası bu kişiler terfi ettirildi. Bölgede etkin görevlere getirildi” diyor, “Darbe durduk yere gelmez, ortam ortaya çıkacağı vasatı engellemişse gerçekleşme şansı düşüktür. Deyim yerindeyse güç kimdeyse kafasına göre takılıyor. Bunca yıllık insanlık tarihinin birikimleri nerede?”

Destek çağrısı

Şimdiye dek 15 Temmuz’da ölenlerin aileleri ya da yaralılardan sınırlı sayıda başvuru olmuş kendilerine. Er ailelerinin başvurularıyla ilgili bir basın toplantısı zaten yapılmıştı. Belgeleme, onarım ve hukuki süreçte destek başlıklarında çağrılarını da yineliyorlar.

KOLUMU KOPARANIN İŞKENCE GÖRMESİ BENİ MUTLU ETMEZ

‘Darbeciler arasında benim kolumu cezaevinde kopartanlar var. Ama hiçbirine linç uygulanmasını, işkence edilmesini kabul etmiyorum.’ Gözaltında işkence gördüklerini gösteren asker fotoğraflarının kamuoyuna sızdırılmaya başlandığı sırada Veli Saçılık, Twitter hesabından böyle yazdı. 2000 yılında bulunduğu Burdur Cezaevi’ne polis ve jandarmanın operasyonu sırasında Saçılık’ın sağ kolu kopmuştu. Yıllar içinde açtığı davayı kazandıysa da, karar Danıştay’da bozulduğunda kendisine o zaman ödenen tazminat geri istendi.

Darbe teşebbüsünün ardından ortalıkta dolaşan Jandarma Genel Komutanlığı’ndan isimler arasında bizzat Burdur Cezaevi’nde o operasyonun emrini verenler, uygulatanlar, hatta sonra tazminat meselesinin kapatılması için savcılığa yazı yazanlar da vardı. Saçılık’a sorulacak soru şuydu: Neden şimdi onların da kolunun kopmasını istemiyorsunuz?

“Ben hiçbir zaman öç alma duygusunda olmadım. Cezaevinde yaşadığımız vahşeti de canavarlaştırarak oradaki askerin, komutanın bireysel işi olarak değil, sistem problemi olarak gördüm. Biz askeri darbeyi yaşadık ama şimdi görüyorum ki askerler üzerinden bir şiddet sarmalı, yeni bir darbe oluşturuluyor. O kişilerin işkence görmesiyle, hele yanlarında alakasız kişilerin de alınmasıyla demokratik bir Türkiye gelmeyecek. Yarın başka birinin kolu kopacak. Kolumu koparanın işkence görmesi beni mutlu etmez; ben işkencenin ortadan kalkmasını isterim. Beş yaşında bir kız çocuğu babasıyım. Yaşadıklarımın bu ülkede tekrar yaşanmamasını istiyorum.”

Saçılık, çıkan haberlerde o askerlerin konacağı hücreleri görmüş. Zamanında cezaevine yapılan operasyon, tutuklu ve hükümlüleri tam da öyle hücrelere koyabilmek içindi. Ama o şöyle diyor:

“Bu kişilerin üç metrekarelik hücreye konmasına da şiddetle karşıyım. En sevmediğim, düşmanım olsa dahi gönlüm elvermez. Birinin yaptıklarından dolayı yargılanması başka, ona işkenceye varacak muamele yapmak başka. Bu muameleyi onaylamak beni düşmanımla aynı seviyeye koyar, o zaman da kolumun kopmasını hakk etmiş sayılırım.”

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016