‘İşimi bitireyim sonra öldürün’
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

24.09.2016 03:24
Güncellenme:
Takip Et:

Bu yıl Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nün sahiplerinden biri de Malavi tarihinin ilk kadın kabile reisi Theresa Kaçindamoto oldu. Yıllarını kız çocuklarının erkenden evlendirilmesiyle mücadele ederek geçirmiş. Ölüm tehditleri almış ama yılmamış. Tehditlere cevabı, ‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra öldürün’ olmuş. Sonuçta başarmış ülkesindeki evlilik yaşını 18’e çıkarmış. Şimdi ki hedefi ise evlilik yaşını 21’e çıkarmak ve yoksul ailelerin kız çocuklarına eğitim bursları vermek.

Bir gün Malavi’deki telefonu çalmış, “Türkiye’den mi?” diye sormuş hattın diğer tarafındaki kişiye şaşkınlıkla. “Türkiye neredeydi ki? Şimdi sen beni Türkiye’den mi arıyorsun yani, numaramı nereden buldun?” Bu yıl Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nün sahiplerinden biri de Malavili Theresa Kaçindamoto oldu. Peki neden?

Öncelikle kendisi Malavi tarihinin ilk kadın kabile reisi. Bu unvanın aileden geldiğini anlatıyor; soyla ilgiliyse de işin içinde bir seçim de mevcut. Kendisi yedisi erkek beşi kız olan 12 çocuğun en küçüğü. Babasından sonra sırayla iki abisi daha reislik yapmış, onların tek tek ölümlerinin ardından ise bu görev için onun adı layık görülmüş. Üzerine bir de seçilmesi hem büyük sürpriz, hem de büyük bir onur onun için. Belli ki onda başka bir ışık görülmüş. Kaçindamoto’nun bölgesinde her birinin ayrı şefi olan 51 grup, 545 köy var; toplam 900 bin kişi için karar verici durumda.

Ortalama gelir sıfır

Sadece bu bile bir başarı hikâyesiyken ona Hrant Dink Ödülü gibi, uluslararası alanda pek çok ödül kazandıran başka bir çabası, inadı var. Ülkesindeki evliliklerin neredeyse yarısı erken, zorla evlilik. Yıllarını kız çocuklarının erkenden evlendirilmesiyle mücadele ederek geçirmiş. Önce bölgesindeki bütün köyleri tek tek dolaşıp ailelerle konuşmuş, ikna etmeye çalışmış. Ortalama geliri soruyorum, gülüyor. Malavi Afrika’nın en yoksul ülkelerinden biri. “Ortalama diye bir şey yok bazı köylerde, çünkü gelir yok. Bütün bu insanlar sabah kalkıp ne yapsam da bir lokma bir şeyle karnımı doyursam diye düşünen aileler. Kız çocukları onlar için masraf kapısı, keçi ya da toprak karşılığında kızlarını erkenden evlendirmek istiyorlar. En azından maddi yük olmasınlar...”

O 51 grubun liderleriyle de görüşüp erken evliliği yasaklamaları için ikna etmeye uğraşmasıyla dizi dizi tehditler gelmeye başlamış. “Sen kimsin, diyorlardı. Bu tazecik yaşında ölmek mi istiyorsun? Reissin diye dünyayı değiştirebileceğini mi sanıyorsun? Hayatta kalmak istiyorsan bu işi bırak. Ben, tamam, dedim, öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra öldürün.”

Sene o zaman 2003. 39 yaşında bir kadın, durduğu yerden başlayarak dünyayı değiştirmek istiyor. Birilerinin işine gelmemiş tabii. “Senin beş oğlun var, kız çocuklardan ne anlarsın” diye eleştirmişler. “Yüzyılların geleneğini kadın başına sen mi değiştireceksin?” diye kafa tutmuşlar. O önce 51 şefin fikrinin, sonra da ülkesindeki evlenme yaşının yasalarda değişmesini sağlamış. Kulağa inanılmaz geliyor ama 13 yılda başardıkları bu. “Biz geleneklerine bağlı bir toplumuz. Ama gelenek kaç yıllık olursa olsun, bugünün kuşaklarına uymuyorsa değişir” diyor. Bugün Malavi’de evlenme yaşı 18; yetinmiyor, üniversite eğitimini göz önüne alarak 21’e çıkarılması için çalışıyormuş şimdi. Kaçindamoto, 1150 erken evliliğin iptalini de başarmış. Çoğu okula yollanmış tekrar. Bu çiftlerden çocuk sahibi olanlara “gizli anne” ya da “gizli baba” deniyor. 18’lerini doldurduktan sonra isteyen tekrar bir araya gelebiliyor; “Ona kimse karışamaz” diyor.

Rengâranek boncuklu kolllarını, küpelerini savurarak konuşmasında, bakışında, gülüşünde o özgüveni görüyorsunuz. Bunun kaynağını merak ediyorum. Tamamen erkek bir toplum içinde büyümek mi öfkesini büyütmüş, bir ilham kişisi mi var, içindeki neye güvenmiş. Öncelikle babasını anıyor; belli ki çok sevdiği özel bir adammış. Babası Kaçindamoto’ya “Sen on iki kardeşin en küçüğüsün, hepsi kendini kurtarır, sen açıkta kalırsın, okuyacaksın” demiş hep. Kaçindamoto, “Gerçekten babam mısın diye sorardım o zaman, kızardım çünkü anlayamazdım. Herkes istediği yere giderken, abilerim ablalarım evde en güzel yemekleri yerken ben niye oralarda bir avuç pilavla gün geçiriyorum, ders çalışıyorum? Ben ölünce anlayacaksın, sonra da şükredeceksin, diyordu. Gerçekten bir bildiği varmış. Bir kadın için eğitim her şeymiş.”

‘Bizi affedin dediler’

18 yaşındayken erkek arkadaşının ona aşkını ilan ettiğini anlatıyor. Ama o “Önce okul” diye şart koşmuş. Tam da okuldan mezun olduğu gün, 22 yaşındayken evlenmiş ki, Malavi için bu da bir başarı hikâyesi. Onun ailesinden buralara yollanan tek kız çocuğu yoksa da, Malavi “evlilik kamplarının” ülkesi çünkü. Erken evlendirilen kızlara kocalarını mutlu etmenin yollarının öğretildiği, cinsel eğitim verildiği söylenirken aynı zamanda cinsel olarak taciz edildikleri, sömürüldükleri, hatta pazarlanabildikleri yerler burası. “Hele AIDS gibi bir hakikat varken, buraların sürmesi mümkün değildi. Bu kampların kaldırılması için çok uğraştık” diyor.

Kaçindamoto’nun bir çabası da yoksul ailelerin kız çocuklarına eğitim bursları vermek yönünde. Ona bağlı olan tüm reisleri bunun için fon ayırmaları, para toplamaları için düpedüz sıkıştırıyor. Kendi bölgesinden 200 öğrencinin bu yıl üniversite sınavına girdiğini söylüyor. Bu çok önemli bir rakam onun için, gururla zikrediyor. “Bir çocuğu eğitirsen bütün ülkeyi eğitirsin, bir kızın hayatını değiştirirsen, her şeyi değiştirirsin” diyor.

Peki zamanında onu öldürmekle tehdit edenler ne oldu sonra? İçlerinden “Bizi affedin, zamanında sizi anlayamadık” diyen dahi çıkmış. Kaçindamoto’nun başarı hikâyeleri bitmiyor.

‘Bizde Kadın Hakları Bakanlığı var

Kendi hayatından yola çıkarsak, kadın hakları mücadelesinde radikal değişimler sağlayabilmek için önerisi, önce politik gücü ele geçirmek mi? Theresa Kaçindamoto, kabile şefi olmasa, ulusal yasaları değiştirebilecek gücü nereden bulduracaktı?

Kendisini politik bir figür olarak görmüyor öncelikle. “Ben siyasetçi değilim, benim şefliğim kaynağını kültürden, gelenekten alıyor. Ama evet değiştirmek için bir tür otorite kullandım” diyor. Bunun yerel bir mücadele olarak kalmasına mani olan bir etken de merkezi politik irade olmalı. Bu anlamda destek gördü mü? Belli konularda kendisiyle benzer şekilde düşünen diğer kabile reislerini, cumhurbaşkanı ve eşini sayarken bir bakanlığın adı geçiyor: Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı. Türkiye’deki Kadın Bakanlığı’nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na dönüşümünden, Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı ile Kadın Bakanlığı’nın dahi aynı manaya gelemeyeceğinden konuşuyoruz. İsim icraatı belirliyor.

“Bizde kadınlarla ilgili bir bakanlık daha var tabii” diye ekliyor. Adı bile yetiyor: Kadın Hakları Bakanlığı.

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016