‘OHAL hatırası’
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

‘OHAL hatırası’

03.11.2016 05:57
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhuriyet’in hemen karşısındaki duvar boyunca sıra sıra ilan panoları uzanır. Tahmin edebileceğiniz türde ticari reklamlar... Yapılan operasyon sonrası gazetenin önü değişen kalabalıklarla dolduğunda, tam kapının karşısına denk gelen iki panoda “Hakimiyet milletindir” yazıyordu. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, Türkiye’nin birçok noktasına yerleştirilen ilanlardan biri.

O pazartesi günü Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, bu gözaltıları Türkiye’de ifade özgürlüğüne dair kırmızı çizginin aşılması olarak tarif etmişti. O güne dek basın özgürlüğüne dair kısıtlamalar, haber alma ve verme hakkı ihlalleri uç uca eklendiğinde kırmızı çizginin çoktan geçilip üzerinde tepinildiğini iddia eden de çıkacaktır tabii. Lakin nitelendirme önemliydi.

Hükümetin buna cevabı Başbakan Binali Yıldırım’dan parti grup toplantısında geldi. Yıldırım “Hemen koro halinde başladılar. Basın özgürlüğü elden gidiyor. Biz buna alışığız. Basın özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıkacağız. Basın özgürlüğüyle bir meselemiz yok” diyordu. İsteyen gülebilirdi. Ve hemen ardında da “kırmızı çizgi” alarmı veren Schulz’a onun değil de Kasımpaşa’nın anlayacağı dilden cevap veriyordu: “Kardeşim senin çizgine mizgine biz bakmayız. Kırmızı çizgiyi millet çizer bize, millet. Senin çizginin ne hükmü var? Senin çizginin üstüne bir çizgi de biz çizeriz.” Yıldırım, 15 Temmuz’dan sonra partisinin seçmeni olmayanlara yönelik bir tür silah gibi kullanılan “millet”i, Avrupa Parlamentosu Başkanı’na yöneltiyordu şimdi, hâkimiyet bütün dünyada millletindi sanki.

Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin gözaltına alınmaya başladığı pazartesi sabahından beri kapının önü hiç boşalmadı. Gecenin saati ilerledikçe, ayazın yüzü sertleştiğinde azaldı; hiçbir saatte caddeler boyu genişleyerek on binleri de bulmadı ama birileri gazetenin yalnız olmadığını hissettirmek için, “Haber alma hakkı engellenemez” demek için hep oradaydı. CHP’den, HDP’den milletvekilleri dışında birçok CHP ilçe teşkilatı, bir dolu demokratik kitle örgütü üyesi bahçeyi boş bırakmadı. Sözleşip, örgütlenip topluca gelenler dışında tek başına orada bulunanlar var bir de. Ülkede olağanüstü hal pervasızlığının ayyuka çıktığı günlerde, bir insanı tek başına evinden çıkaran hakiki bir güçtür. Bir kitle örgütü gücüdür yerine göre. Evinde dursa duramayacak, kararını verecek, kapısını kilitleyip, belki belediye otobüsüne binip sadece bir gazetenin başına gelenlere itiraz etmek için yollara düşecek. Aslında kendisi için yapacak bunu. Bu yazıyı yazarken böyle kadınlar var aşağıda, böyle erkekler var. Bekliyorlar.

Misal Cumartesi Anneleri/İnsanları yıllar boyu devlet gözetiminde kaybolmuş kayıp yakınlarının haberlerini yayımlayan Cumhuriyet’e destek ziyaretine geliyor. Onları dinleyip alkışlıyorlar. Misal Türkiye Gazeteciler Sendikası ilk kez grev değil, cesaret duyuran bir afiş asıyor binaya; “Bu işyerinde cesaret var” yazıyor kocaman harflerle.

Kapının önündekiler biraz daha uzun sohbete girse siyaseten anlaşamayacakları mevzu yok değil, bu da bir hakikat, ama ortaklaştıklarından çok değil. Bu yüzden de “Özgür basın susturulamaz”, en üst katlara kadar yükselen, en güçlü slogan galiba. Bir de “Faşizme karşı omuz omuza”. Girişe konmuş, desteğe gelenlerin özenerek doldurduğu defterde en sık kullanılan kelime “faşizm” olabilir.

Çizgiyi kim çizer?

Destek için ziyarete gelenlerden Türkiye’nin olağanüstü hal günlerine dair şipşak bir fotoğraf çıkıyor. Televizyonu, gazetesi, ajansı kanun hükmünde kararnamelerle kapatılmış meslektaşlar, işten atılıp aylardır iş arayan, bulamayınca hayatlarında ilk kez başka bir iş yapmayı deneyen gazeteciler, barış için imza attıkları gerekçesiyle üniversitesinden atılmış hocalar...

Sanki arkasında “OHAL hatırası” yazan bir fotoğraf karesi bu. Kiminin içi daha beyaza yakın, kimi kararmış. “Kardeşim senin çizgine mizgine biz bakmayız. Kırmızı çizgiyi millet çizer bize, millet” der gibi duruyor karşı kaldırımda “Hakimiyet milletindir”. Tarihin bu evresinde milletin bir kısmının iradesi alet edilerek geri kalanının hayatı, hakkı hukuku yeni çizgilerle belirlenmek istiyor. Hâkimiyet kurulmak isteniyor. Bunun bir adı var. Ve kesinlikle demokrasi değil.

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016