Nükleer Yalanlar!..

17 Nisan 2015 Cuma

Yalanlarla iktidarını sürdüren bir düzende yaşıyoruz.
Gerçekler öylesine karartılıyor, çarpıtılıyor ki...
Utanç verici...
Bunlar,
Soma’da, Ermenek’te ilkel çalışma koşullarında diri diri insanlarını toprağın altına gömerken, ulusça yaşadığımız utancın asıl sorumluları...
Yaptıkları köprüyü bile sel sularına kaptırıp yurttaşlarımızı boğduran, cesetlerine bile ulaşamayan düzenin sahipleri...
Cumhuriyet tarihinde görülmedik elektrik kesintilerinin gerekçelerini bile açıklayamayanlar...
Radyoaktif atıklarla yüklü Kuito’yu topraklarımıza sokanlar.
Her türlü felaketin sorumlularına soruşturma izni vermeyip yargıdan kaçıranlar...
Bunlar şimdi dünyanın terk etmeye başladığı nükleer santralları Türkiye’nin başına bela ediyor...

***

Kendi ülkesini, toplumunu bile bile riske atan bir anlayış.
Üstüne üstlük büyük bir sorumsuzluk, aymazlık.
Bilime, akla, gerçeklere zarar bir iktidar.
Deneyimleri, felaketleri umursamayan bir zihniyet.
Çernobil, Fukuşima gibi büyük felaketlerden ders almayan yönetim.
Topraklarımıza ölüm getiriyor...
Devletin Ajansı’nın, TRT’nin, yandaş basının borazanlığını yaptığı, ulusal duyguları kabartan reklam filmi bile yalanlarla dolu.
Neymiş..
Enerjide bağımsızlık sağlanıyormuş...
Varlığı dışa bağımlı iktidarın bu savı, çok gülünç olmalı...

***

Türkiye’nin ilk nükleer santralını kuruyorlarmış..
Yerli değil, Rusların oysa... Rosatom firması yapacak ve işletecek. Akkuyu, bir devletin sınırları içinde, bir başka devlete ait olan ilk ve tek santral!
Bunlar Akkuyu inşa alanını bedelsiz Rosatom’a teslim etti.
Üretilecek elektrik için de 12.35 dolardan satın alma güvencesi verildi.
Her şey santralın yüzde 51 hissesine sahip Rus şirketin elinde.
İnşaatın bir bölümünü, “milletin a... koyacak” bir yandaş şirket üstlendi.
Tehlike böylesine büyük, daha ne olsun!..

***

“Elektrik enerjisine ihtiyacımız var” diyorlar.
O da yalan!..
Geçen günlerde ülke genelindeki kesintilerde Enerji Bakanı eksiklik değil, fazlalık olduğunu itiraf etmedi mi?
Kirli, tehlikeli, büyük riskler taşıyan santrallara ihtiyacımız yok.
Akkuyu’nun ülke gereksiniminin yüzde 6-7’sini karşılayacağı söyleniyor. Oysa toplam enerjinin yüzde 17’si iletim hatlarında kayboluyor. Altyapı düzeltilse ne Akkuyu’ya ne de Sinop santralına gerek olacak...
Üstelik ülkemiz güneş gibi, rüzgâr gibi, jeotermal gibi yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına sahip.
Bütün dünya bu alana yönelirken AKP neden özellikle güneş enerjisi yatırımlarını gerçekleştirmiyor?

***

Nükleer temiz değil, ucuz değil, güvenli hiç değil.
Felaketlerin bedelleri çok ağır. Dünya bunu gördü, nükleeri terk ediyor.
Ölümler, asla yok olmayan kirlilik... Sonraki kuşaklara da bırakılan ağır bir miras.
Çernobil’in etkileri Avrupa’ya kadar uzandı, kanser Karadeniz’de patlama yaptı.
Fukuşima’nın sızıntısı okyanuslara, Kanada kıyılarına ulaştı.
Fukuşima felaketi deprem ve tsunamiden değil, elektrik kesintisi yüzünden başladı.
Japonlar bir türlü önleyemedikleri sızıntı ve temizlik için bugüne değin milyarlarca dolar harcadı.
Türkiye’yi böyle bir belaya sürüklemeye, tehlikeye atmaya kimsenin hakkı yok.
Nükleer santrallara karşı çıkmak, en temel insan hakkıdır.
Direniş meşrudur...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları