Nerede bir haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik varsa, direniş yasaldır, insan olmanın gereğidir.
Yeni yıla “merhaba” denilen saatlerde İztuzu’ndaki direniş gibi...
Duyarlı yurttaşların, dünyaca değerli bir koruma alanında, insan olmanın gereği
“yağmaya hayır” demeleri gibi...
Yılbaşındaki bu duyarlılık önemlidir, alkışlanmalı, desteklenmelidir.
Korumaya alınmış, caretta carettaların yüzlerce deniz mili yapıp, yumurtladıkları bir alandır çünkü İztuzu Plajı.
Eşsizdir, değerlidir...
AKP iktidarının özel idareleri kaldıran yasa değişikliğinin ardından, yerel yönetimin, halkın elinden alınıp, sermayeye peşkeş çekiliyor.
Arda kalan kıyılar, koylar, yandaşlara, şirketlere, holdinglere bir bir armağan ediliyor...
Muğla Valiliği, plajın işletme hakkını, DALÇEV adlı şirkete verdi.
Sermayenin azgınlığına, doymak bilmez iştahına teslim etti.
Her nasılsa, paradan başka bir çıkar gözetmeyecek bir anlayış, burada doğal yaşamı koruyacak sözüm ona...
Bu devri yargıya taşıyan yurttaşlar, mahkemeden işlemin durdurulmasını istedi önce.
Yargı haklı buldu.
Ancak ne olduysa bir hafta sonra itiraz üzerine karar kaldırıldı!
Ne değişti bir haftada, ne oldu?
Hukuk sancılıdır bu ülkede...
DALÇEV yetkilileri, geçen pazartesi gecesi, tesislerin kapılarını kırarak alana girdi.
Sahili işgal etti.
Çadır nöbetindeki çevreciler direndi; Yırca’da yüzlerce zeytin ağacının kesildiği gece yaşandığı gibi, karşılarında jandarmayı buldu...
Anımsadım. Yıllar önce aynı alana devasa bir otel yapılacaktı, jandarma o zaman da sermayenin çıkarı için çevrecilerin, ekolojistlerin karşısına çıkmıştı.
Ne çare ki direniş sonucu şirket değil, halk kazanmıştı!
İztuzu’ndaki nöbet sürüyor şimdi. Umudumuz duyarlı yurttaşların, doğal yaşamın kazanmasıdır yeniden.
Sol duyuya güveniyoruz çünkü.
İztuzu Kurtarma Platformu (İKUP) Sözcüsü Murat Demirci, direneceklerini, değil ülkeyi, dünyayı ayağa kaldıracaklarını söylüyor.
Muğla Milletvekili Nurettin Demir, valilik eliyle, şirket çıkarına ihalenin “açık bir işgal” olduğunu belirtiyor.
Çevrecileri ziyaret eden Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, hukuk ve demokrasi adına iyi dileklerin, beklentilerin yeterli olmayacağına, mücadele etmek gerektiğine dikkat çekiyor...
Kıyılar, korumacı bir yaklaşımla carettalara bırakılıncaya kadar mücadeleye devam...
Sol Duyu...
Yazarın Son Yazıları
Yaşasın Cumhuriyet
Sesler kısılırken...
İnsanlığın toplu intiharı!..
‘Adaletin terazisi’ mi demiştiniz?..
Sahipsiz Saip Köyü...
Rüzgârgülleri...
Karizmanın sınırı!..
Adım adım uçuruma!..
Korkunç gerçeğe doğru
Kuklanın kuklacıya tekmesi!
Canavarı kim yarattı?
Sadeleşmek, netleşmek!..
Sahici olmak...
Ardıç ağacı direniyorsa...
Mavi Yeşil Direniş
Devrimin rotası!..
İktidarın psikozu!..
Kaostan çıkış yolu!..
Zaaf değil ‘açık’ var!
Terör sahnesi!..
Ne zaafı, gülüyorsun işte!
Asıl Ergenekon!..
Kumpasın dersi!
Bedelsiz özgürlük yok!..
Kayıtsız-III ve bilinmeyen Karadeniz...
Güldürmeyin bizi!..
İktidar hastalığı!..
Uyanan uyanıklar!
12 Eylül çocuğu AKP
Oyunu bozmak gerek
Sahte gözyaşları
Aylan’ın katili kim?
Cumhuriyet çınarı Oktay Ağabey
Su yolunu bulur!..
Çare direniş!..
Emperyalizmin değirmenine su taşımak!..
Knidos’un ışığı...
Akılla oynama!..
Utanmadan, sıkılmadan...
Yeşil Yol mu yolsuzluk mu?