Çanakkale Boğaz Muharebelerini anlamak

Çanakkale Boğaz Muharebelerini anlamak

20.03.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Bizzat şimdi yanınıza hareket ediyorum. Benim oraya varışıma kadar sahile çıkmış olan düşman mutlaka denize dökülecektir.” (4 Mart 1915, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal)

Dün 18 Mart Çanakkale Boğaz Zaferi’nin 109. yıldönümüydü. En çok konuştuğumuz tarihi konuların başında Çanakkale Muharebeleri geliyor. Peki ama Atatürk’süz bir Çanakkale Muharebeleri tarihi yazma hırsıyla tarihi gerçeklerin olabildiğince çarpıtıldığı bir ortamda Çanakkale Muharebelerini ne kadar iyi biliyoruz? 

ÇANAKKALE CEPHESİ 

28 Haziran 1914’te Avusturya Macaristan Veliahtı Ferdinand’ın Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi üzerine I. Dünya Savaşı başladı. Osmanlı Devleti, Almanya’nın yanında bu savaşa girdi. 

I. Dünya Savaşı başında, Batı cephesinde, 5-10 Eylül 1914’te Marne Meydan Muharebesi’nde Fransızların, İngiliz desteğiyle Alman ordularını durdurması ve burada savaşın siper muharebelerine dönmesi üzerine İtilaf Devletleri, Batı cephesinin yükünü hafifletmek amacıyla doğuya yöneldiler. Almanların müttefiki Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak, müttefikleri Rusya’ya yardım edip Rusya’nın savaştan çekilmesini engellemek ve Almanları doğudan sıkıştırmak istiyorlardı. Bunun için de Çanakkale Boğazı’ndan geçip İstanbul’u işgal etmeyi planlıyorlardı. İşte Çanakkale cephesi bu amaçla açıldı. 

İNGİLTERE'NİN GELİBOLU'YA YUNAN ORDUSUNU ÇIKARMA PLANI

Ekim 1914’ten itibaren Londra’da, Çanakkale Boğazı’nın nasıl geçilebileceği sorusuna yanıt aranmaya başlandı. Başlangıçta İngiliz Genelkurmayı, Çanakkale Boğazı’nın sadece donanmayla geçilmesinin çok zor olduğunu düşünerek bölgeye eşzamanlı olarak bir çıkarma yapılması gerektiğini düşündü. Ancak böyle bir harekât için en az 60 bin kişilik kuvvet gerekiyordu. Batı cephesinde sıkışan İngiltere ve Fransa’nın, o sırada Çanakkale’ye yeterli asker göndermeleri çok zordu. Bunun üzerine İngiltere Deniz Kuvvetleri Bakanı Winston Churchill, 1 Eylül 1914’te, İngiliz Genelkurmay Başkanlığı’ndan, İtilaf donanmasının Çanakkale Boğazı’ndan geçebilmesi için Gelibolu Yarımadası’na Yunan ordusuyla çıkarma yapılmasını önerdi. Bu arada Churchill, Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos’la görüşüp bu konuda yardım istedi. Venzelos, bu isteği kabul etse de Genelkurmay Başkanı Yannis Metaksas ve Kral Konstantin karşı çıktılar. Yunanistan, önce Bulgaristan’ın Osmanlı’ya saldırması şartıyla savaşa girebileceğini bildirdi. Ayrıca Ruslar da İstanbul’u amaçlayan bir çıkarma planında Yunanistan’ın yer almasını doğru bulmadılar. Bu nedenlerle İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Boğaz Harekâtı sırasında Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapma planı şimdilik devre dışı kaldı. Ancak 2 Ocak 1915’te Rusya, İngiltere’den, Kafkasya’daki Türk baskısını azaltmak için Osmanlı’ya karadan veya denizden baskı yapılmasını istedi. Bunun üzerine W. Churchill, Çanakkale Boğazı’nın sadece donanmayla geçilmesini istedi. İngiltere Savaş Meclisi, 28 Ocak 1915’te Çanakkale’nin sadece boğazdan zorlanarak geçirilmesine karar verdi. İtilaf Devletleri, “Hasta Adam” Osmanlı’nın, Çanakkale Boğazı’nda İngiliz-Fransız Birleşik Donanması’na karşı direnemeyeceğini düşünüyordu. Daha doğrusu öyle umuyorlardı. 

İNGİLTERE'NİN HAREKÂT PLANI 

Akdeniz Filosu Komutanı Amiral Carden’in dört aşamalı harekât planı şöyleydi: 

1- Boğazın girişindeki dış tabyaların (Anadolu Yakası’nda Orhaniye ve Kumkale, Rumeli yakasında Ertuğrul ve Seddülbahir) uzaktan ateşlerle susturulması. 

2- Boğaza girilerek Anadolu yakasında Kepez’e ve Rumeli yakasında Kilitbahir’e kadar iç savunma sisteminin (sabit ve hareketli bataryaların) susturulması. 

3- Darboğazdaki merkez tabyalarının ve bataryaların düşürülmesi. 

4- Mayın hatlarının temizlenip Marmara’ya girilerek İstanbul’a gelinmesi. 

BOĞAZ'I SAVUNMA PLANI 

Çanakkale Boğazı’nı savunmak için kurulan Müstahkem Mevki Komutanlığı’nın başına Cevat Paşa, Çanakkale Deniz Komutanlığı’nın başına Amiral Marten getirildi. Ayrıca muhtemel bir çıkarmaya karşı Gelibolu Yarımadası Ege kıyılarını (Ece Limanı’ndan boğazın girişindeki Morto Limanı’na kadar olan şeridi) savunmak için kurulan Maydos Bölge Komutanlığı’nın başına da 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal getirildi. 

Almanların planına göre asıl savunma Çanakkale Boğazı girişinde Seddülbahir ve Kumkale’den yapılmalıydı. Bunun için boğazın girişindeki dış tabyalar güçlü tutulmalı, boğazın merkezi ise zayıf bırakılmalıydı. Ancak bu durumda dış tabyalar susturulduğu an Çanakkale geçilebilirdi. Buna karşın Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, Çanakkale Boğaz girişinin daha zayıf bırakılmasını, asıl savunmanın Çanakkale Boğazı’nın içinde yapılmasını istiyordu. Böylece boğazda harekât alanı daralan düşman donanmasının daha kolay imha edileceğini düşünüyordu. Boğaz savunması, Cevat Paşa’nın bu planına göre yapıldı. 

Çanakkale Boğazı’ndaki Türk-Alman savunma düzeni, boğazdaki kaleler, Anadolu ve Rumeli kıyılarındaki tabyalar, özellikle Kilitbahir-Çanakkale civarındaki merkez tabyaları, buralardaki sabit ve hareketli bataryalar ve boğazdaki mayın hatlarından oluşuyordu. (401 mayınlık 11 mayın hattı) Özellikle 8 Mart 1915’te Nusret Mayın gemisinin Karanlık Liman’a, Erenköy Koyu’na dikey olarak 100 metre aralıklarla, denizin 4.5 metre altına döşediği 26 mayın, İtilaf donanmasının kâbusu olacaktı.

BOĞAZ MUHAREBELERİ

İngiliz-Fransız Birleşik Donanması, 19 Şubat 1915 günü 07.45-17.20 arasında Çanakkale Boğazı girişindeki Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını bombaladı. Ancak uzaktaki gemilerden top atışlarıyla yapılan bu saldırı başarısız oldu. Girişteki Türk topları susturulamadı. Hava şartlarının olumsuzluğu nedeniyle 20 Şubat-25 Şubat arasında Çanakkale Boğazı’na yönelik bir girişim olmadı.

25 Şubat 1915’te İngiliz-Fransız gemilerinden oluşan İtilaf donanması, saat 10.00’dan itibaren boğaz girişindeki kale ve tabyaları yeniden bombalamaya başladı. Bu sefer bombardıman başarılı oldu. Boğaz girişindeki kale ve tabyalar zarar gördü. Bunun üzerine Cevat Paşa, Seddülbahir ve Kumkale’deki personele geri çekilme emri verildi. 25 Şubat 1915 saldırısında boğaz girişindeki tabyalar susturuldu. Böylece Amiral Carden Planı’nın ilk aşaması başarılı oldu. İtilaf Devletleri’nin şimdiki amacı Çanakkale Boğazı’nın içindeki savunmayı kırıp boğaz yolunu açmaktı. 

Bu arada birkaç gün sonra Çanakkale Boğazı girişinde susturulan kale ve tabyalara keşif amaçlı birlikler çıkarıldı.

4, 7 ve 8 Mart 1915’te İngiliz piyade keşif birlikleri, hem kıyıda keşif yapmak hem de sağlam tabya ve bataryaları kullanılamaz hale getirmek için karaya çıkmak istediler. Ancak bu küçük çaplı çıkarmalar sırasında Maydos Bölge Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in kıyı savunma planı çerçevesinde kıyılara yakın yerleştirilmiş olan Türk birliklerince karşılandılar. Örneğin 4 Mart 1915’te Seddülbahir’e çıkan bir İngiliz taburu, 27. Alay 10. Bölük’ten Bigalı Mehmet Çavuş ve arkadaşlarının kahramanca direnişi karşısında geri çekilmek zoruna kaldı. Yaralanan Mehmet Çavuş, komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in önerisiyle imtiyaz madalyasıyla onurlandırıldı. 

İtilaf Devletleri, 18 Mart 1915’e kadar bir taraftan Kabatepe açıklarındaki gemilerinden Gelibolu Yarımadası’na top atışları yaparken diğer taraftan mayın arama-tarama çalışmalarına devam ettiler. Bu arada 16 Mart 1915’te İngilizFransız Birleşik Donanma Komutanı Amiral Carden, psikolojisinin bozulması üzerine görevi Amiral John de Robeck’e devretti. 

18 Mart sabahı saat 10.00 gibi İngiliz- Fransız Birleşik Donanması’nın Çanakkale Boğazı’ndan girmesiyle başlayan boğaz/deniz savaşı, akşam saat 18.00 gibi sona erdi. Yaklaşık 7-8 saat içinde kıyılardaki Türk topçularının isabetli atışlarıyla ve boğaza Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlara çarpan düşman donanması ağır hasar görüp geri çekildi. 

18 Mart Boğaz Muharebesi’nde Türk tarafının 26 şehit, 53 yaralısı, Almanların ise 3 ölüsü 15 yaralısı vardı. Dolayısıyla Türk-Alman toplam kaybı (79+18) 97 kişiydi. Sadece 6 top hasar aldı. Toplam 2250 cephane harcandı. Buna karşın İngiliz-Fransız Birleşik Donanması’nın kaybı çok daha büyüktü. 18 gemiden 3’ü (Bouvet, Ocean, Irresistible) battı, 4’ü (Inflexible, Golva, Suffren ve Agamemnon) ağır hasar aldı. Toplam 44 top ve 800 insan kaybettiler. Ayrıca irili ufaklı birçok küçük tekneleri ve 7-8 muhripleri battı. 

Sonuçta İtilaf Devletleri, kıyılardaki toplara ve Nusret Mayın Gemisi’nin Erenköy Koyu’na döktüğü mayınlara takıldılar. Diğer mayın hatlarına ulaşamadılar bile. Böylece Çanakkale Boğazı’nın sadece donanma ateşiyle aşılamayacağını gördüler. Çanakkale Boğazı’nı aşmak için Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapmaya karar verdiler. 

ÇANAKKALE'DEKİ ATATÜRK ETKİSİ

18 Mart 1915’da Çanakkale Muharebelerinin ilk aşaması, Çanakkale Boğaz Muharebeleriyle tamamlandı. Bir ay kadar sonra 25 Nisan 1915’te yaklaşık 8 ay devam edecek Çanakkale Kara Muharebeleri başlayacaktı. 

25 Nisan 1915 sabahı Arıburnu sahillerine çıkan düşmana karşı kahramanca direnen ve gittikçe eriyen 9. Tümene bağlı 27. Alay’ın yardımına 57. Alay’la 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal yetişecekti. Mustafa Kemal, gün boyu devam eden savaşta düşmanı durdurmayı başaracaktı. Eğer Mustafa Kemal o gün o müdahaleyi yapmasa düşman Gelibolu Yarımadası’nın merkezini, Kilitbahir Platosu’nu kontrol edebilir ve Çanakkale Kara Muharebeleri bir günde kaybedilebilirdi. 

25 Nisan 1915’te Arıburnu’nda düşmanı durduran Mustafa Kemal, 1 Haziran 1915’te albaylığa terfi etti. 9 Ağustos 1. Anafartalar Zaferi, 21 Ağustos 2. Anafartalar Zaferi ve 10 Ağustos Conkbayırı Taarruzu ile Çanakkale’yi geçilmez yapan Mehmetçiğin başında “Anafartalar Kahramanı” olarak abideleşecekti. 

Mustafa Kemal, tam 9 ay 13 gün Gelibolu Yarımadası’ndaki muharebe alanlarında kaldı. Çanakkale’de kahramanlığın rütbeye göre dağıtıldığını sananlara da şunu hatırlatalım: 6 Ağustos 1915’ta başlayan düşman çıkarması sonrasında 8 Ağustos 1915 akşamı Anafartalar Grup Komutanlığı’na getirilen Albay Mustafa Kemal, bu görevde 4 ay boyunca 10 tümen civarında, 100 bini aşkın kuvveti idare etti. Çanakkale’de 5. Ordu Komutanı Liman von Sanders’ten sonra en uzun süre en kalabalık kuvveti yöneten komutan Albay Mustafa Kemal’di.

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir...

Devamını Oku
03.12.2025
Millet Mektepleri

“Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız.

Devamını Oku
26.11.2025
Vahdettin nasıl kaçtı?

“17 Kasım 1922 günlü resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi: ‘Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaçmıştır.’

Devamını Oku
19.11.2025
Türkiye'de Opera ve Vals

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” (M. Kemal Atatürk)

Devamını Oku
05.11.2025
Cumhuriyetimiz

Dile kolay, ilan edildiğinde bazı İngiliz yetkililerin sadece iki yıl ömür biçtikleri Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında...

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet’in şeker fabrikaları

“Meclis kürsüsünde bir de ‘üç beyaz’ parolası revaçtaydı...

Devamını Oku
22.10.2025
Nutuk 98 Yaşında: ‘İşte Bu Ahval ve Şerait İçinde…’

Atatürk Nutuk’u bir açılış ve kapanış döngüsüyle yapılandırır.

Devamını Oku
15.10.2025
Atatürk'e saygı duymayan teğmen: ‘Din Dilinin Türkçeleştirilmesi’

Mustafa Kemal Atatürk’e saygısı olmayanın onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Anayasasına da saygısı yoktur.

Devamını Oku
08.10.2025
Patrikhane ve Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı.

Devamını Oku
01.10.2025
Dil devrimini anlamak

“Gece meşguliyetimiz, bildiğin gibi dil dersleri… Gündüz de yalnız olarak aynı mesele üzerinde birkaç saat çalışıyorum.”

Devamını Oku
24.09.2025
Tek Partiden Çok Partiye: ‘Partili Cumhurbaşkanlığından Tarafsız Cumhurbaşkanlığına’

“Aramızdaki farkı bilelim. Biz, mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.”

Devamını Oku
17.09.2025
Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi.

Devamını Oku
11.09.2025
ETHEM: “İsyan ve İhanet”

“Efendiler, askerî harekâtı çapulculuktan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun mâsum çocuklarını fidye dilenmek için dağlara kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk vatanını bezdiren...

Devamını Oku
03.09.2025
Büyük Zafer'in sırrı

Tam 103 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de, Afyon Kocatepe’de, sabah saat 05.00’te, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın işaretiyle Türk tarihinin en önemli taarruzu Büyük Taarruz başladı.

Devamını Oku
27.08.2025
Aşiret-Tarikat Sorunu

Yeni açılım sürecinde etnik ayrılıkçı siyaset ve dinci, liberal ortakları, gerçeği çarpıtmaya devam ediyorlar.

Devamını Oku
20.08.2025
Saltanat Şurası’ndan Saray Komisyonu’na

1920 yılında Sevr Antlaşması’nı kabul etmek için kurulan “saltanat şurası”nın ve uygulamak için kurulan “barış komisyonu”nun amacı vatanı, milleti değil, sarayı, (sultanı) ve hükümeti kurtarmaktı.

Devamını Oku
13.08.2025
'Doğu Sorunu' devam ediyor! 'Kürt Sorunu mu Türk sorunu mu?'

İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919’da Londra’ya gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu...

Devamını Oku
06.08.2025
LOZAN: Onurlu Barış

Lozan Barış Antlaşması 102 yaşında…

Devamını Oku
23.07.2025
Hedefteki Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Türk milleti” kavramı, sadece bir ırkın, bir etnik kimliğin, bir dinin veya mezhebin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne “vatandaşlık bağı ile bağlı” eşit hukuka sahip tüm yurttaşların ortak-üst-ulusal kimliğinin adıdır.

Devamını Oku
16.07.2025
Atatürk’ün aşama stratejisi ve Türk Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü dinsel bir törenle açılacağını duyuran bildirinin, “O günün duygu ve anlayışına uyma zorunluluğundan kaynaklandığını” belirtmişti.

Devamını Oku
09.07.2025
Yaşasın laiklik

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil” (Uğur Mumcu- Cumhuriyet 1 Mart 1987)

Devamını Oku
02.07.2025
Atatürk’ün dünya barışını koruma formülü

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, güneyimizde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ediyordu ki, birden bire İsrail-İran Savaşı başladı.

Devamını Oku
25.06.2025
Sykes-Picot, Sevr, BOP ve Lozan

Şu gerçeği iyi görmek gerekir ki Sykes-Picot’tan Sevr’e, Sevr’den BOP’a, Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik planların önündeki en güçlü kalkan Lozan Antlaşması’dır.

Devamını Oku
18.06.2025
Tek parti döneminde hac yasak mıydı?

1 Haziran 1927 tarihli ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre “Hac mevsiminde Hicaz’a gönderilecek Hıfzıssıhha uzmanlarından Dr. Şerafeddin Bey’e siyasi pasaport verilmesi” kararlaştırılmıştı.

Devamını Oku
11.06.2025
Atatürk'ün Mirası Büyükdere Fidanlığı

Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle 1928 yılında İstanbul’da “Büyükdere Meyve Islah Enstitüsü” kuruldu...

Devamını Oku
04.06.2025
Lozan ve Kürtler

“Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türk’ün mukadderatıyla eştir. (…) TBMM Hükümeti dâhilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ederiz.”

Devamını Oku
28.05.2025
1921 Anayasası ve Muhtariyet

“Vilayetler kendi başına bir devlet değildir. Amerika hükümeti müttehidesi gibi değildir. Her vilayetin haiz olduğu muhtariyet, mahalli işlere münhasırdır. O işler ki yalnız vilayeti alakadar eder. O işler o vilayetin işleridir.”

Devamını Oku
21.05.2025
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak

Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.

Devamını Oku
14.05.2025
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Devamını Oku
07.05.2025
Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Devamını Oku
30.04.2025
‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’nin açılması

‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’NİN AÇILMASI

Devamını Oku
23.04.2025
Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Devamını Oku
16.04.2025
Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

Devamını Oku
02.04.2025
Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetçi direniş

ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYETÇİ DİRENİŞ

Devamını Oku
26.03.2025
Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Devamını Oku
19.03.2025
Laiklik neden gereklidir?

Laiklik neden gereklidir?

Devamını Oku
12.03.2025
Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Devamını Oku
05.03.2025
Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Devamını Oku
26.02.2025
ATATÜRK'ÜN KONUŞMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Atatürk’ün konuşmasının düşündürdükleri

Devamını Oku
19.02.2025
Şeyh Sait İsyanı

Şeyh Sait İsyanı

Devamını Oku
12.02.2025