‘Mekke’nin Fethi’ kaç Ocak’tır?
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

‘Mekke’nin Fethi’ kaç Ocak’tır?

06.01.2017 03:01
Güncellenme:
Takip Et:

Yılbaşını zehir etmeye azmetmiş dinbaz madrabazlıklar üzerine ilk yazıyı yaklaşık 20 yıl önce kaleme almışım, “Biz Noel’i değil Yeni Yıl’ı kutluyoruz” başlığı altında”… O gün bugündür bir dolu cehil cühelanın  “Müslümanlık” adına ortalığı velveleye verip 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece toplumun bir nebze umutla yeni bir yıla merhaba deme hevesini kursağında bırakma densizliklerine karşı yazıp duruyoruz.

Geçmişten bugüne laik toplumla hesaplaşma ve cebelleşme adına sergilenen bu “Yılbaşı, eşittir, Noel” velvelesine eşlik eden bir başka unsur daha vardır: “Mekke’nin Fethi”.

Yıllardır “Müslüman Noel kutlamaz” lafazanlığına, tarihte aynı gün kesitine denk düştüğü söylenen “Mekke’nin Fethi”ni kutlama çağrısı da eşlik eder. Yine ta 20 yıl öncesinden hatırlıyorum, yılbaşı sabahı İslâmcı basın organlarında “Mekke’nin Fethi” dualar, hamd-ü senâlar, salât u selâmlar, ilahiler eşliğinde kutlandı nev’inden haberleri… Nasıl Yılbaşını Noel’le özdeştirip 31 Aralık-1 Ocak gecesini kutlamaya kapama yolunda çaba harcanıyorsa, aynı tarihe “Mekke’nin Fethi” kaydını düşerek onu “cihadî” bir kutlamaya açma hamaratlığı da ekleniyordu.

Bu yıl da öyle oldu. Açın bakın, internette 31 Aralık’tan başlayarak Anadolu’nun dört bir yanında bir dolu dernek, vakıf, topluluk kanalıyla düzenlenen etkinliklerle “Mekke’nin Fethi”nin adeta yılbaşının üstünü huşu ile örtercesine kutlandığına dair haberler bulacaksınız!.. Noel Baba’yı “marizleyen” gösterilerde, afişlerde de vardı, “Müslüman Noel kutlamaz, Mekke’nin Fethi’nde buluşalım” vb. ifadeler…

Evet, böyle… Böyle de peki, “Mekke’nin Fethi” hakikaten tüm dünyada yılbaşının kutlandığı günde, gecede, gecenin ertesinde veya ertesinin de ertesinde mi gerçekleşmiştir?..

Cevabı verirken tüylerim diken diken oluyor ki hayır!..

Yıllardır Yılbaşını bu millete haram etmek adına İslâm tarihinin çok anlamlı ve üzerine titrenmesi gereken bir hadisesinin iğrenç bir tezgâha alet edildiğine şahit oluyoruz.

1 Ocak’ta bırakın Mekke’nin fethedilmesini, fethe yönelik sefer bile başlamamıştı henüz…

İki “güvenilir” kaynaktan alıntıyla netleştirelim! Bir tanesi Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in genel koordinatörlüğünde hazırlanıp Başkanlığın yayını olarak çıkmış “İslam’a Giriş-Temel Esaslar” (2. Baskı, 2008) kitabında “İslâmiyet’in Doğuşu ve Yayılışı” başlıklı 2’nci bölümde yer alan (s. 72) şu bilgi:

“Hz. Peygamber 13 Ramazan 8 (4 Ocak 630) tarihinde Mekke’yi fethetmek üzere 10.000 kişiyle yola çıktı, bir hafta sonra da Mekke’nin Fethi gerçekleştirildi.”

Fethe ilişkin daha “kesin” bir tarihleme, Türk Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nin “Mekke” maddesinden:

“Hz. Peygamber, ordusuyla 13 Ramazan 8’de (4 Ocak 630) şehirden [Medine’den] çıktı. (…) Resûl-i Ekrem’in Mekke’ye hangi tarihte girdiği konusunda farklı rivayetler bulunmakla birlikte fethin 20 Ramazan 8’de (11 Ocak 630) gerçekleştiği genel olarak kabul edilmektedir (Vâkıdî, II, 829; İbn Sa’d, II, 105; Halife b. Hayyât, s. 53).”

Gördünüz mü ben bu yazıyı kaleme alırken bile Mekke’nin fethedilmesine daha bir hafta var!..

Ve canlandırın zihninizde “İstanbul’un Fethi”nin de 29 Mayıs’ta değil “19 Mayıs”ta kutlandığını!..

Onun gibi bir şey bu…

Sırf insanlara yılbaşını zehir etmek adına “Mekke’nin Fethi”ni senelerdir istismar ediyorlar. Daha vahimi, yeni yıl kutlamasını bir çırpıda “gayrimeşru” ilan eden Diyanet, kendi yayınlarında gayet açık seçik tarihlendiği halde Mekke’nin fethini 31 Aralık-1 Ocak’a kaydırma cesaret ve cür'etini gösteren güruha iki çift lâf söyleyip onları edebe ve İslâm’a saygıya davet etmiyor.

Yıllardır hiç utanıp sıkılmadan ve de Allah’tan korkmadan “Mekke’nin Fethi”ni bu ülkede Yılbaşı gecesi kutlama atraksiyonlarında bulunanlara,  “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisini de unutarak seyirci kalıyor.

Yazıklar olsun!

İşte bu yüzden dindar değil “dinbaz” diyoruz bunlara…

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018