Ölüm, adın ‘Şöhret’ olsun!
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Ölüm, adın ‘Şöhret’ olsun!

30.08.2017 02:15
Güncellenme:
Takip Et:

Bilenler, başlığın esin kaynağını çıkaracaktır; bizim 10’lu yaşlarımız “Ölüm adın kalleş olsun” şiarıyla geçti.

Enver Gökçe’nin bu dizesi, Ankara’da oturduğumuz apartmanın bodrum katında kalan üniversite öğrencisi “devrimci” gençlerin duvarında boya ile yazılıydı. Kolay değil, evden çıkıp geri dönmeme ihtimalinin büyük olduğu, günde 20 kişinin sokaklarda sağlı-sollu öldürüldüğü yıllardı.

Şimdi de bu dizeyi yastık-altı yaparak yaşayanlarımız elbette var!..

Ama hemen herkesin ille de “meşhur olmak” (ve meşhur “kalabilmek”) için can attığı “Meşhuriyet Çağı” dünyasında o dizeden başlıktaki çağrışıma varmayı mümkün kılan veriler de bu memlekette karşımıza gelmiyor değil…

Ve ben, “Vatan Şaşmaz-Filiz Aker” isimleri etrafında gerçekleşmiş elim hadiseye bu başlık altında bakmanın hem mümkün, hem de uygun olduğunu düşünüyorum.

***

Oyuncu-sunucu Vatan Şaşmaz’ın bir otel odasında eskiden sevgili olduğu, ama maddi/manevi uzatmalı bir ilişkiyi de hâlâ sürdürdüğü Filiz Aker tarafından öldürülmesi, üzüntülü suratlar arkasında cevval bir şevkle lime lime medyatikleştirilmekte üç gündür…

Biri cinayet, diğeri intihar sonucu hayatını kaybetmiş iki insanın otel odasına art arda gelişleri de, sonrasında odadaki kanlı görüntüleri de irili ufaklı ekranlarda karşımızda hep…

Trajikomik olan şu ki bu görüntüleri sosyal medyada hemen herkesin sergilediğinden yakınan ama aynı görüntüleri ha bire ekranda tutarak televizyon programı yapanlar var!

Ben, en son Vatan’ın henüz kazılmış boş mezarının başında çekim ve yayın yapılırken bıraktım izlemeyi yazının başına oturmak için!..

***

Filiz Aker’in (gerçek adı Fatma Bayer) yeğeni Dora’nın hem olayın uzun yıllar öncesine giden arka planını, hem de ölüme giden yolun her adımını saniye saniye anlattığı uzun konuşmasını izledim.

Diğer yeğen Gürbüz Bayer’in, “Onu [Vatan’ı] çok sevdiğini söylüyordu; sırtımdan vurdu beni diyordu; her yerde onu görüyorum diyordu” şeklinde ağlamaklı tonda sarf ettiği sözleri de izledim.

Sonra Aker’in ağabeyi Sümer Bayer’in, “Vatan’ın dolandırıcı olduğunu bir kenara, kızın [Filiz’in] dolandırıldığını öbür kenara koyacaksın” diye özetlediği, işin içinde manevi takıntıdan (kara sevda) öte maddi “takıntı” (2,5 milyon para kaybı) olduğuna ilişkin söylediklerini de dinledim.

Bunlar daha da çoğalabilir. Bunların çoğalması, cenazeler kalktıktan sonra da “BOMBA BOMBA BOMBA”; “SIKI DURUN”; “YER YERİNDEN OYNAYACAK” tarzı spotların benzerini üretecek malzemeyi ihtiyaç sahiplerine bol bol sunabilir.

Hakan Ergül’ün çığır açıcı kitabının adı “Televizyonda Haberin Magazinelleşmesi” idi (İletişim, 2000).

Ondan çağrışımla diyebiliriz ki bu olayda da televizyonda, daha geniş anlamda medyada “ölümün magazinelleşmesi”ne tanıklık ediyoruz!..

***

Anlatılanlara bakıldığında beni de acı acı düşündüren bu hadiseden çıkardığım yorum şu:

Eski manken ve bir dönem kalıcı şöhretin eşiğine kadar geldiği anlaşılan Filiz Aker, aslında yaşarken ölmüş!..

Kendisini yaşarken öldürenin de Vatan Şaşmaz olduğu duygu ve düşüncesinde.

Manen ölümü çoktan gerçekleşmiş Aker, bundan en çok sorumlu saydığı, içine düştüğü “kaybetmişlik” halinin sebebi gördüğü adamı, kendisini maddeten de öldürmeden önce cezalandırdı.

Böylece bir bakıma da 1980’lerden itibaren peşine düştüğü, yüzüp yüzüp kuyruğuna geldiği, ama sonra elinden kayıp gitmiş “şöhret”i yeniden yakalamış olmadı mı, oldu!..

***

Filiz Aker 1963 doğumlu. Hülya Avşar kuşağından…

“Meşhuriyet Çağı”mızın eleği, o kuşaktan bir (belki birkaç) tane “Hülya” çıkarıp starlaştırırken binlerce “Hülya”yı eledi, yok etti.

Filiz Aker, o “binlerce”den biri…

Yıldız olma ümidiyle manken olarak başlayan serüveninde sinema filmleri yaptı. Dönemin tanınmış ve güçlü erkekleriyle ilişkisi oldu. Zengin yabancı bir erkekle evlendi. Nihayet kendisinden 10 yaş kadar küçük Vatan Şaşmaz’a tutkuyla bağlanıp hayaller kurmaya devam etti.

Sonrası hüsran! Hem bir “ünlü” olarak unutuldu, hem de yetmezmiş gibi çok büyük paraları belli ki büyük bir zaafla bağlandığı genç bir adam uğrunda heba etti.

Bir başka yeğeni Dilek Bayer, tam da bu bağlamda dikkate alınması gereken bir şey söylemiş, bakın:

“Halamdan böyle bir şey bekliyorduk. (…) Öyle bir şey yapacağım ki herkes bizi konuşacak demişti.”

İşte şimdi herkes onu konuşuyor!

Filiz Aker, “şöhret”i yeniden yakaladı!..

***

Evet, “Meşhuriyet Çağı”ndayız ve bu çağda her canlı şöhreti tadacaktır!

Ölüm de şöhretin “mütemmim cüzü” olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018