Totem ve kurban
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Totem ve kurban

01.09.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Tu-kiuler [Türkler] Hiong-nuların [Hunların] özel bir kolu. Komşularından bir devlet onları yendi ve 10 yaşında bir oğlan çocuğu dışında ailenin tümünü yok etti. Çocuğun da ayaklarını keserek otlarla kaplı bir bataklığa attılar. Orada bir dişi kurt çocuğu besledi, büyüttü ve çocuk kurtla çiftleşip kurt gebe kaldı. Adamlar çocuğu öldürmek üzere geri geldiklerinde kurdu da öldürmek istediler ama o, Turfan ülkesinin kuzeyinde bir dağa kaçtı. Orada bir mağarada 10 oğlan çocuğu dünyaya getirdi. Onların çoluk çocukları birer aile adı seçti ve içlerinden biri de kendisine [Göktürk devletini kuran] A-se-na adını verdi.” (Jean-Paul Roux, “Türklerin Tarihi”nden).
Türklükte “Bozkurt”un değerine temel oluşturan bu “Türeyiş Destanı” ya da Bozkurt Efsanesi, Türklerin güçlenip yayılmasını anlatan Ergenekon Destanı’yla tamamlanır.
Bozkurt, “Ergenekon” demektir.
“Hilal” ise “Malazgirt”!..

***

Türkiye’de milliyetçimuhafazakâr düşünce ve siyaset, dünden bugüne “tarih inşası” temelli bir “Ergenekon- Malazgirt”, “Bozkurt-Hilal”, yani Orta Asya Türklüğü mü, İslam Türklüğü mü kavgasını sürdüre gelmiştir. (Detaylara giremiyoruz!)
Şu ara yine gündemde bu. Önceki gün Soner Yalçın, bu “iç-çatışma”nın Türkeş’le Atsız arasında MHP’nin 1969 kuruluş kongresindeki seyrinden yola çıkarak Meral Akşener öncülüğünde kurulan yeni partiyi “Üç Hilal”ci Türkeş çizgisinin tarihsel mirasını redde çağırdı.
Fakat dün gelen haberden anlıyoruz ki yeni parti, “Başbuğ” kadar “Bozkurt”ta simgeselleşen tarihsel mirasa da mesafe koymaktan yana; ne Türkeş’in resmini asacaklar, ne de elle Bozkurt selâmı yapacaklarmış.
Yeni partinin ağır toplarından Ümit Özdağ’ı rahatsız etti bu ve onun, “Bozkurt bir partinin değil, Türk milletinin tarih ve kültürünün ayrılmaz parçasıdır. Yasaklanamaz” diye sosyal medya tepkisine neden oldu.

***

“Bozkurt” ve “Hilal” ikiliğinin bu politik-ideolojik iç çekişmesine “antropolojik” bir mesafe alıp Ergenekon’dan Malazgirt’e tarihsel maceramızın “kutsi” altyapısına, şu Kurban Bayramı’nı da es geçmeksizin bakalım mı?!
Türklüğün “Bozkurt efsanesi” temelinde tarihte doğuşu, bizi “totemizm”e çıkarır! Sosyolog Durkheim’in “dinin başlangıcı” saydığı inanç sistemine…
“Totem”, bir insan topluluğunun türediğine inanılan varlık. Sözcüğün köken aldığı “Ototeman”, Amerika yerli dilinde “O, benim akrabam” demek.
Kurt da Türkler, Romalılar ve başka pek çok toplulukta totem sayılmış bir “yüce” hayvan.
Aslında bu topraklarda yaşayanların “manevi” serüvenini, “Kurt ile akrabalık”tan “Allah ile akraba”lığa bir yol alıştan ibaret saymak mümkün!..
Bugün idrak ettiğimiz bayramın “Kurban”ı da Allah’a “yakın” olma adına sembolik bir jestle kesiliyor. Kurban ve akraba sözcükleri Arapça aynı kökten (“k-r-b” ) doğuş buluyor.

***

Ancak Türk totemizmi ile İslam monoteizmini de “akraba” kılan bir başka unsur var: “Ruh”...
Çünkü totemist topluluk, kendine totem yaptığı varlığın ruh ve gücünü kazandığına da inanır.
Böylece totemizm, insanlığın bir başka “ilksel” inancı sayılan “Animizm”i içselleştirmiş olur.
Animizm gayet basit: Ruhsal varlıklara inanç…
Bu inancı dinin en erken tezahürü sayan antropolog Edward Tylor, animizmden politeizm, yani çoktanrıcılık (“putperestlik”), oradan da monoteizm yani tektanrıcılığa geçişlilik olduğunu ileri sürer.
Ona göre, İslam’ın da bir türünü oluşturduğu tektanrıcılık, özde “günümüz insanının animizmi”dir.
Reddetmek kolay mı; “ruh”, insanda Allah’tan bir parça değil mi?!..

***

Bakın milliyetçimuhafazakârlarımızın kendi içlerinde zaman zaman kapıştıkları şu “Bozkurtçuluk-Hilalcilik” ikiliğini nasıl antropolojik marifetle “katıştırıverdik”!
İster Kurt’la, ister Allah ile akrabalık hayatınızda öne çıkıyor olsun, esasen “Bozkurt”la “Hilal” arasında “kutsal”ın sürekliliğinde karşımıza çıkan akrabalığın ayırdında olun!..
Bu itibarla, “Tanrı Dağı kadar Türk”, “Hira Dağı kadar Müslüman” ruhların derinliklerindeki totemik-animist inançlar önünde saygıyla eğilerek Kurban Bayramı’nızı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018