Hani, Erdoğan’ın “Uluslararası tahkim var, parayı sizden söke söke alırlar” dediği ihaleler var ya...
Hani, Kılıçdaroğlu ile Akşener’in, “Bu paraları ödemeyeceğiz, geleceğimizi borç yükü altına soktunuz” dediği...
Benim, uzman görüşü ve Sayıştay raporlarının belgeleri ile anlattığım büyük soygun modeli...
*
Denetim yok, yargı yok, “Bu anlaşmaları kaça, neden yapıyorsunuz?” diyen yok... Rekabetçi ihale yok...
Adrese teslim, devletin zararına, müteahhidin kârına kamu projeleri... Adına kamu/özel işbirliği denilen milletin Hazinesi’ne boru hattı döşeyen projeler...
Şehir hastanelerinden köprü, tünel ve otoyol ihalelerine...
Türk tipi, Hazine beslemeli, tahkim garantili piyango diye yazmıştım...
İşte bu büyük piyangonun vurduğu Rönesans Holding ülkenin gündeminde...
*
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) kimliği belirsiz bir kaynaktan sızdırılan 12 milyon belgeyi inceledi.
Vergi cenneti adalarda, off shore hesaplarda gizlenen milyonların listesi olur da Türkiye o liste dışında kalır mı?
DW Türkçe ile çalışan gazeteciler konsorsiyumu, politikacılardan sanatçı ve sporculara kadar dünya çapında vergi kaçıranların listesini yayımladı.
Türkiye’den şimdilik öne çıkan şirket, Saray’ın en yakın halkasında bulunan Rönesans oldu.
*
Mesele off shore olunca “vergi kaçırmak” tanımını kullanamıyorsunuz. Çünkü yapılan işlemler uluslararası hukuk çerçevesinde gerçekleştiriliyor.
Türkiye’de kazanılan paralar vergi cenneti adalarda çoğunlukla “taşıyıcı” isimler üzerine kurulan şirketlere, oradan da vergiden arındırılmış şekilde ceplere aktarılıyor.
Belgelerde yer alan Rönesans Holding, hem Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı hem de Okluk Koyu’ndaki yazlık sarayı yapan müteahhit şirket...
Ayrıca Türkiye’de soygun modeli olarak tanımlayıp çok sayıda TV programı ve yazılarımda anlattığım şehir hastanelerinde en çok işi alan holding...
Rönesans Holding, Başakşehir Çam/Sakura Şehir Hastanesi (2010), Bursa Şehir Hastanesi (2019), Elazığ Entegre Sağlık Kampusu (2018), Yozgat Şehir Hastanesi (2017), Adana Entegre Sağlık Tesisi (2017) hastanelerinin sahibi... 13 şehir hastanesinin 5’i bu holdinge ait...
Ayrıca MİT, Yargıtay, Hava Harp Okulu gibi devletin devasa bütçeli işlerinin de yüklenicisi...
Belgelere göre Rönesans’ın para aktardığı ilk hesabın açılış tarihi 2014 yılı. Bir yıl sonra bu hesaba 105 milyon dolar aktarılıyor ve bir süre sonra hesaptan bu para “bağış” adı altında çekiliyor.
Açılan bir başka offshore hesaba da yine 2015’te 105 milyon dolar daha yatırılıyor...
Benim belgeler ilk açıklandığında dikkatimi çeken bu büyüklükte bir bağışın kime yapıldığıydı...
Hesabın açıldığı 2014 yılı, 1 milyar 300 milyon TL’ye mal olan Saray’ın tamamlanıp teslim edildiği yıla denk geliyor...
*
Rönesans Holding, haberler ve yorumlar üzerine bir açıklama yaptı. Vergi cennetlerinde yaptıkları işlemin yasal olduğunu, aile üyeleri dışında kimseye bir fon aktarımı yapmadıklarını belirtti.
İşin vergi “kaçırma” demeyelim, vergiden kurtulma kısmı ile ilgili bir gerekçe ortaya koymadılar. Bu adalar ve hesaplar dünyanın süper zenginleri ve rüşvetçi politikacılarının para kaçırmaları için yaratılmış bir dünya...
Levo lakabı ile yüz binlerce gencin internet üzerinden yayınlarını takip ettiği 30 yaşındaki Levent Balım, TV programımda konuktu. “Kazandığım her kuruşun vergisini ödüyorum, 100 TL kazancımın 42 lirasını devlete veriyorum” dedi...
Esnaf vergi ödüyor, çiftçi vergi ödüyor, öğretmen, polis, asker, memur, işçi, emekli vergi ödüyor. Namuslu iş insanları vergi ödüyor... Asgari ücretliden vergisi peşin kesiliyor, yoksulluk içindeki milyonlarca yurttaş, barınma ve nitelikli eğitim sorunu yaşayan milyonlarca genç yaptıkları her harcamadan devlete vergi ödüyor.
Devleti keyiflerince yönetenlere saray yapanların, kamu ihaleleri ile milyarlar kazananların vergiden “kaçınmasını” başta gençler olmak üzere vicdan sahibi kimse anlamıyor!...
*
Pandora belgeleri 2015- 2017 yılları arasında gerçekleşen bazı off shore işlemlere ışık tutuyor.
Dünyayı saran şeffaflık, adalet arayışı, şifreli hesap sahiplerinin uykularını daha çok kaçıracağa benziyor.
