Sevdiğimiz bir romanın ya da öykünün kahramanları, artık hayatımızın bir parçası olmuştur. Onların hayat karşısındaki tutumları, yaşadıkları serüvenler biz okurlar için de çoğu yerde örnek ya da esin kaynağı olur. Dahası pek çok şeyi bizim yerimize onlar yaşar.\n
\nEmin Özdemir’in yeni yayımlanan Kurmaca Kişiler Kenti (Bilgi Yayınevi) adlı kitabı, Türk ve dünya edebiyatından böylesi on dört kahramanın dünyasına götürüyor bizleri.\n
\nEmin Özdemir, köy öğretmenliği yıllarından başlayarak bütün hayatını bir yandan Türkçenin gelişmesine, öte yandan da insanlarımızın edebiyat yoluyla aydınlanmalarına, özgür, çağdaş kişilikler olmalarına adadı. \n
\nİnsanı insan yapan, en başta kendi kişiliğini bulabilmesi, sonra da onu özgürce yaşayabilmesidir.\n
\nNasıl olacak peki, insan kişiliğinin özgürleşmesi?\n
\nEmin Özdemir, günümüzün de yakıcı sorunlarından biri olan, ilkokul dördüncü sınıftaki öğrencisi Seher’in cezaevinden yeni çıkan bir katille evlendirilmek istenmesi üzerine kendini öldürmesinden beri bu konuyu düşünmektedir.\n
\nEdebiyatın, sanatın, sonsuz geniş ülkesidir insanı, yaşadığı sıradan hayatların dar kalıplarından çıkarıp, aklını ve vicdanını özgürleştirecek olan.\n
\nDon Kişot, kırlarda sıska atıyla dolaşan zavallı biri midir yalnızca, yoksa bizi hayatın bilmediğimiz serüvenlerine götüren bir kahraman mı?\n
\nMoby Dick’te bir balinanın peşinde denizler aşan Kaptan Ahab, okurlarını da sonsuz okyanuslarda, bir tutkunun peşinde dolaştırmaz mı?\n
\nEmma Bovary ya da Anna Karenina, aşk tutkusunu ölüme dek götürebilen gözükara, kişilikli kadınlar değiller mi?\n
\nBir sabah uyandığında, kendini bir böcek olarak bulan Gregor Samsa, aslında her gün içinde yaşadığımız, hepimizi birer böcek kadar değersizleştiren bu iğrenç para düzeninin, edebiyattaki ilk yansımalarından değil mi? \n
\nBizim zengin çağdaş edebiyatımız da unutulmaz kahramanlarla doludur. Emin Özdemir, kitabında Anayurt Oteli’nin Zebercet’iyle, Huzur’un Mümtaz’ıyla, Tutunamayanlar’ın Selim Işık’ıyla ve İnce Memed’le söyleşiyor. Onların dünyalarıyla, insan gerçeği arasında bağlar kuruyor.\n
\nAslında her gerçek edebiyat yapıtı başlı başına bir dünya, bir okuldur herkes için. Üstelik hepimize ayrı şeyler öğreten okullardır. Çünkü hepimiz kendi dünyamızın içinden bakarız onlara. Kendi dünyamızın içinde bize yeni evrenler açar okuduklarımız.\n
\nEmin Özdemir’in Kurmaca Kişiler Kenti’ni okurken, edebiyatın ne denli geniş bir evren olduğunu düşündüm bir kez daha. Biz okurlara sunduğu sonsuz zenginliklerin ne kadar azına ulaşabildiğimizi...\n
\nAma bir kılavuzdur bu kitap. Okuduğumuz bir romanla, onun bir kişisiyle ne denli yakınlık kurabildiğimizi anlamaya yarayacak bir kılavuz. Sonra aynı yoldan kim bilir daha ne dünyalara ulaşacağız.\n
\n“İnsan kalbi, kıyısız deniz, yapraksız ağaç” der Cahit Külebi. İnsan, şu kısacık yeryüzü konukluğunda ne kadar azını yaşayabiliyor dünya nimetlerinin.\n
\nEdebiyat, kişiliği özgürleştirecek en temel gereçtir bütün insanlar için. Ve insan özgürleştikçe dünyayla ve öteki insanlarla dostluğu ve mutluluğu paylaşabilecektir.
\n