Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ziya Şav
Bu yazın yitiklerinden biri de, 22 Haziran günü, 91 yaşında dünyamızdan ayrılan Ziya Şav’dı. Gençliğimden bu yana kültür dünyasının içinde biri olmama karşın onu çok geç, 90’lı yıllarda rastlantıyla tanımıştım. Gönül ve Cevat Çapan’ın çağrısıyla bir bayram yemeğinde Mina Urgan ve onunla aynı masada buluşmuştuk. Işıklar saçan bir enerjiyle her konuya, her şeye egemen baskın bir kişilikti. Sanki yeryüzüne ilişkin bilmediği hiçbir şey yokmuş gibi konuşan; kurduğu cümleler, anlattığı olaylarla çevresindekileri büyüleyen bir insandı. Bilgi, mizah, engin bir kültür, hepsi bir arada. Hem de nasıl güçlü bir bellek: Otuz kırk yıl öncesinde Galata Köprüsü’nde otururlarken Sabahattin Eyuboğlu, Süleymaniye Camisi için ne demiş, Melih Cevdet ona ne karşılık vermiş, dün olmuş gibi anlatıyordu. İngilizce ve Fransızcanın yanında Almancayı da çok iyi bilmesi bir başka baskınlık unsuruydu. O yemekte birkaç kez, Mina Urgan’ın ona hak verirken “Tabii sen Almanca da biliyorsun, daha iyi bilirsin” dediğini unutamadım. Ziya Şav’ın babası Saffet Şav, ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal’in yakın çevresinde bulunmuş, Lozan barış görüşmelerinde Türk heyetinde yer almış, sonrasında da Mustafa Kemal tarafından Haydarpaşa Lisesi’nin kuruluşuyla görevlendirilmişti. Hem mücadele hem de kültür insanıydı. Böyle bir çevrede yetişen Ziya Şav da çocukluğundan başlayarak aydınlar arasında bir yaşam alanı kurmuştu. Doksan yaşındayken yazdığı “İki Kuleli Yalı” adlı anı kitabında Orhan Veli’den Halikarnas Balıkçısı’na, oradan günümüz kuşaklarına, kendi geçmişini ve içinde bulunduğu aydın çevreleri anlattı.
\n***
\nBugünün insanına ne der Ziya Şav, pek kestiremiyorum. Değerler dünyası çok değişti çünkü. Hayatı değerli bir armağan olarak yaşama kültürü yerine, onu bir an önce ve en hızlı biçimde tüketme anlayışı öne çıktı. Çok kutsal olması gereken hayat denen mucize anlamını yitirdi insanların gözünde. Bedri Rahmi’nin oğlu Mehmet Eyüboğlu şöyle tanımlıyor bu değişimi: “Bence, eski ve yeni Mavi Yolculukların arasındaki en önemli fark burada. Eski yolcuların yürekleri ve kafaları dolu, cüzdanları boştu. Şimdilerde ise cüzdanlar tıka basa dolu, yürekler ise...” Boş yürekler bir yere götüremez ne insanı ne de dünyayı. Bu yüzden unutulmuyor, her gün daha çok özlem duyuluyor dolu dolu yaşayabilmiş örnek insanlara. İlhan Berk’in unutulmaz dizesi, “Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün”, sanki Ziya Şav için söylenmişti. O günlere tanık olmuş, o çocukluk coşkusunu hiç yitirmeden doksanlı yaşlarına ulaşmıştı. Cuma günleri Çiçek Pasajı’na gelişi de gidişi de ayrı bir olaydı. Ziya Şav’ın ölümüyle, Orhan Veli’yi tanıyan, onunla arkadaşlık etmiş bir Mücap Ofluoğlu kaldı dünyamızda. Zaman, ne hüzün verici bir şey.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama