Kahramanlarımız

Kahramanlarımız

07.03.2013 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

5 Mart 2009 Perşembe...
Sabah saat 07.45 dolayları... Radyo Tatlıses’teki stüdyomda
“Sesli Gazete” programımın son hazırlıklarını yapıyor, gazetelere göz gezdiriyordum... Stüdyo telefonu çaldı, “Mustafa Balbay arıyor” dedi görevli... Gözüm saate kaydı, “Allah Allah” diye mırıldandım... Sonra “eyvah, galiba Balbay programa katılamayacağını söyleyecek” diye düşünerek bekledim.. Balbay, neredeyse 15 yıl, kurduğum ya da çalıştığım tüm radyolarda, “Sesli Gazete”nin ayrılmaz parçası olmuştu... Onunla hafta içi her gün yaklaşık yarım saat süreyle yaptığımız sohbetler bilgi, mizah ve kahkahanın harmanlandığı tadına doyum olmayan dakikalardı... Hemen her gün, gittiğim her yerde, dinleyicilerin, bizim sohbetleri adeta ezberden anlatmaları, esprileri neredeyse aynı sözcüklerle tekrarlayıp kahkahayı patlatmaları sıradan olaylardan biri haline gelmişti!..
İşte tam da bu yüzden, canım sıkkın bir şekilde
“Alo” dedim. Balbay’ın o sakin, sıcak sesi duyuldu ahizenin diğer ucundan, “Ümit günaydın... Ben bugün programa katılamayacağım...” Ben tam, “anlamıştım zaten...” girişiyle şakadan bir kızgınlık göstermeye hazırlanırken o devam etti:
- Polis arkadaşlar var yanımda... Beni İstanbul’a götürmeye gelmişler. O nedenle bugün yokum, kusura bakma...
Donup kalmıştım..
“tamam kardeşim, merak etme” gibisinden abuk subuk bir şeyler geveledim... Telefonu kapattıktan sonra anladım, Sevgili Balbay ikinci kez gözaltına alınıyordu...
-
Bu kısacık konuşma onunla demir parmaklıkların dışında yaptığım son konuşmaydı...

\n

***

\n

Aradan dört koca yıl geçti...
İlk günler, ilk aylar, ilk yıl içimde hep umutla koştum, koştuk Silivri’ye... Her duruşmada, her açık ya da kapalı görüşte hep o umuda sarıldık; hep tahliye bekledik... Yalnız o mu,
Tuncay’ın da, Fatih Hoca’nın da, Yalçın Hoca’nın da, Doğu’nun da, diğerlerinin de salıverileceğini düşündük...
- Adaleti bekledik...
Godot’yu bekler gibi!.. O umutla köşemde bir de bölüm açtım,
Bir Yurtsevere Mektuplar...” Tam 120 mektup yazdım Balbay’a ve diğer kahramanlara içeriği giderek acılaşan... Silivri’yle ilgili başka yazılarımı da sayarsam neredeyse 3 yıla yakın bir süre... Balbay milletvekili seçildiği gün sonlandırdım mektupları... Artık söylenecek bir şey kalmadı diye düşünmüştüm. Ama o, onlar ısrarla aynı şeyi söylediler:
- Biz burada rehin alındık. Kafalarındaki planı sonuçlandırmadan bırakmazlar bizi!..
Hep haklı çıktılar!.. Bırakın salıverilmelerini, yeni arkadaşlar getirdiler yanlarına.. Yeni davalar, yeni dosyalar, yeni tutuklular... Bırakın tahliyeyi, siroz, karaciğer kanseri, kalp yetmezliği bile sebep teşkil etmedi hürriyeti görmelerine... Bırakın özgürlüğü, tecrit hücrelerine tıkıldılar... Ne de güzel bir yerde yatırıldıklarını, ne de güzel beslendiklerini ispatlamak için yandaş kalemleri, Adalet Bakanı’nın peşine takıp Silivri gezisi bile düzenlediler, tek bir tutukluyla bile görüştürmeden, iyi mi!.. Sonunda anladık ki bu operasyonun bir tek hedefi var:
-
Ruhlarını esir almak!..
İşte bunu başaramadılar!.. 4 yıl, 5 yıl, 6 yıl cendereden geçirilen, her türlü zulmü tadan yurtseverler dimdik durdular... İzlediğim onlarca duruşmada, hapishane ziyaretlerimde karşımda hep, bize moral veren, parmakları elle yazmaktan nasır bağlamış, gözlerinin içi gülen devrimcileri buldum... Ve o beton yığınından her defasında yüreğim kanayarak aklımda
Nâzım’ın dizeleriyle çıktım:
- Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin beyaz gömleğinle bir laboratuvarda, insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Silivri’deki, Hasdal’daki, Maltepe’deki tüm yurtseverlerin, tüm kahramanların önünde saygı ve sevgiyle eğiliyorum…

\n

Yazarın Son Yazıları

Ülkemizi Geri Almak (03.10.2013)

Ülkemizi Geri Almak

Devamını Oku
03.10.2013
Ülkemizi Geri Almak (11.07.2013)

Devamını Oku
11.07.2013
İhanet!..

Devamını Oku
04.07.2013
Destan...

Devamını Oku
27.06.2013
Kibir ve Bitiş!

Devamını Oku
20.06.2013
Tarih Babanın Defteri

Devamını Oku
13.06.2013
Hürriyet Kavgası

Devamını Oku
06.06.2013
'Fıkradan da Öte'

Devamını Oku
30.05.2013
Medyanın Zavallı Halleri!..

Devamını Oku
23.05.2013
Büyük Oyun, Büyük Millet!..

Devamını Oku
16.05.2013
Vallahi Pes!..

Devamını Oku
09.05.2013
İyi Uykular!..

Devamını Oku
02.05.2013
Milli Direniş!..

Devamını Oku
25.04.2013
Say Say Bitmez!..

Devamını Oku
18.04.2013
Ayağa Kalkanlar...

Devamını Oku
11.04.2013
Afiyet Olsun Millet!..

Devamını Oku
04.04.2013
Yeni Sevr Vizyonu!..

Devamını Oku
28.03.2013
Kuvayı Milliye Destanı!..

Devamını Oku
21.03.2013
Örümcek Kafa!..

Devamını Oku
14.03.2013
Kahramanlarımız

Devamını Oku
07.03.2013
Onurlu Babanın Yürekli Evladı

Devamını Oku
28.02.2013
Barış Sürecinin İftihar Tablosu!..

Devamını Oku
21.02.2013
Rezillikler Komedyası!.. Nasıl fotoğraftı ama...

Devamını Oku
14.02.2013
Utanç... (07.02.2013)

Devamını Oku
07.02.2013
Ulusalcıları Göm, Ulusu Parçala!..

Devamını Oku
31.01.2013
Kıyamete Koşmak!..

Devamını Oku
24.01.2013
'Beyefendi!..'

Devamını Oku
17.01.2013
Davulla Tokmak!..

Devamını Oku
10.01.2013
'Zulmün Artsın'

Devamını Oku
03.01.2013
Müstahak Değiliz!..

Devamını Oku
27.12.2012
Takke Düştü, Fena mı Oldu?!.

Devamını Oku
20.12.2012
Kırılma Noktası: 13 Aralık...

Devamını Oku
13.12.2012
Milliyetçilik Oyunu da Kurtarmaz!..

Devamını Oku
06.12.2012
Küba: Ambargo Altındaki Devrim

Devamını Oku
29.11.2012
Ateşi Kanla Tutuşturmak!..

Devamını Oku
22.11.2012
İpteki Cambazlar!..

Devamını Oku
15.11.2012
'Parmaksız Zeki' TSK'yi Yargılıyor!..

Devamını Oku
08.11.2012
Dipten Gelen Dalga!..

Devamını Oku
01.11.2012
Yiğit Bir Gençlik

Devamını Oku
25.10.2012
Emir ile Kaan

Devamını Oku
18.10.2012