‘155’i ararım!..’
Zafer Arapkirli
Son Köşe Yazıları

‘155’i ararım!..’

20.10.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Artık duymayan, izlemeyen kalmamıştır ama hatırlayalım. 

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hafızalara en çok kazınan sokak röportajlarından birinde, bugünün iktidarını savunan ve geçmiş “vesayet” dönemlerini eleştiren “sakallı tonton bir abi”, kenardan laf atan ve yürüyüp giden “laik görünümlü” bir hanımefendiye öfke ile aynen şöyle seslenmişti:

“Bak vallahi 155’i ararım. Seni içeri aldırırım. Vatan haini seni!.. Hain seniii!.”

Aslında, sıradan vatandaşların kendini güçsüz hissettiği ve tartışamayacak kadar savunmasız hale geldiği noktada hep başvurduğu bir silaha sarılmaktır bu:

“Seni içeri aldırırım...”

Devleti arkasına alacak ya. Kendi açığını, devletin gücü ile kapatacak ya. Rakibini (!) de bu şekilde etkisiz hale getirecek ya... Bundan güzel bir çare olamaz tabii. 

Sadece telefonun üç tane tuşuna basacaksın: 1, 5, 5... 

Devlet gelecek ve senin yardımına koşuverecek. “Ötekini dövüp” seni sevindirecek. Bu şekilde de “haklı” olacaksın. Aklınca, “maçı” kazanacaksın. 

Kendisi (ve hatta yedi sülalesi) de devlet denen devasa aygıt tarafından ezim ezim ezilmiş eziklerin böyle bir davranış içinde olmasını gayet iyi anlayabilmek için insanın sosyoloji profesörü, psikoloji doktoru, psikiyatri master’ı filan yapmış biri olması şart değil. Peki, ama devleti bizzat temsil eden insanların böyle bir haletiruhiye içine girmesinin ya da daha açık ifade etmek gerekirse, “düşmesini” nasıl izah edeceğiz?

Bugün geldiğimiz noktada, ülkeyi yönetme durumunda bulunanlar, yönetemedikleri iyice açığa çıktıkça, sorunlar karşısında çaresiz kaldıkça, dertlerin altında ezildikçe, başarısızlık üzerine başarısızlıklara imza attıkça hemen her tartışmada “sopaya” sarılmaya başladılar. 

Yani “155’i ararım ha!..” diye bağıran ve “devlet”ten medet uman o meşhur “dayı” benzeri, bizzat kendi emirlerindeki “155’e emir vererek” göreve çağırmaktalar.

Ülkenin dört bir yanında sorunlarını dile getiren ve hukuksuzluklara itiraz eden gazeteciye, öğrenciye, akademisyene, aydına, memura, işçiye, emekliye karşı elindeki silahlı, sopalı, gazlı, tazyikli sulu, mermili, kelepçeli, tekmeli, yumruklu, tokatlı gücü sorgusuz sualsiz derhal kullanan devlet, kendini neden o “ezik dayı”nın durumuna düşürür? 

Daha da ileri giderek, bu ülkenin ana muhalefet liderinden ve diğer muhalefet liderlerinden gelen en ufak bir eleştiriye dahi tahammül göstermeden, duyduğu anda adeta telefona sarılıp “155’i ya da cumhuriyet savcılığı”nı aramaya neden tevessül eder, bu ülkeyi yöneten insanlar?

En doğal haklarını kullanarak, daha doğrusu anayasal görevlerini yerine getirerek “uyarıcı” olmak adına bir çıkış yapan muhalefet temsilcileri hakkında hemen savcılığa şikâyette bulunmak ne demektir? Nasıl bir arızalı aklın ürünüdür?

En son örneğini, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı son iki çıkışta gördük. 

Kılıçdaroğlu, önce (mealen) “Siyasi iklimin, iktidar tarafından daha da gerilebileceği ve önümüzdeki dönemde siyasi cinayetlerin işlenebileceği bir ortamın oluşmasından endişe duyduğunu” söyledi. Bunun karşısında, ülkeye ve ortama hâkim, güçlü bir iktidarın yapması gereken tek şey vardır. Kılıçdaroğlu’nu ve tüm vatandaşları ikna edici biçimde, bu “kaygıların doğru olmadığını” beyan etmek ve korkuları giderici bir tavır almak. 

Peki, bugünün iktidarı ne yapıyor? 

Tam da yukarıda örneklediğimiz gibi “155’i ararım ha!.. Aldırırım seni içeri ha!.. Seni hain seniii” refleksine sarılıyor. 

Sonra aynı Kılıçdaroğlu çıkıyor, kamuda görev yapan herkese sesleniyor, (mealen) “Bu devletin memuru, bugünün iktidarı tarafından bir parti devleti haline getirilmiş devlet mekanizmasının kanunsuz işlerine imza atmasın, alet olmasın, yasadışı emirleri uygulamasın” diyor. Bunun neresinde “ihanet, tehdit, vesayet özlemi, darbeci zihniyet” var? Ülkenin kontrolünü elinden kaçırmış, kendine güveni sıfırlanmış, savrulmakta olan, artık “sopa”dan başka bir seçenek görmeyen yöneticiler, anında telefona sarılıp “155 moduna” giriverdiler. Yok efendim şikâyet, yok efendim soruşturma, yok efendim savcılık vesaire. 

Bu sağlıksız ve arızalı anlayıştan bir an önce kurtulmadıkça ülkeyi daha da kötü bir yere taşıdıklarının farkında olmayanlar, yapılacak ilk “serbest ve özgür” seçimde, gidici olduklarını anladıkları için böyle davrandıklarını kendileri de biliyorlar aslında. 

Çünkü başka çareleri kalmadı. 

Değişim, eleştiri özgürlüğü, demokrasi ve adalete susamış bu toprakların tüm onurlu yurttaşları, artık bu çaresizlik içinde “155’e bağlamış” iktidardan kurtulmak istiyor. 

Geliyor gelmekte olan. 

Sandık. 

Hemen, şimdi!

Yazarın Son Yazıları

Mektep...

Mektep...

Devamını Oku
29.12.2021
Yandaşlık zor zenaat

Yandaşlık zor zenaat

Devamını Oku
24.12.2021
Nas Nas Paraları Leyla’ya...

Nas Nas Paraları Leyla’ya...

Devamını Oku
22.12.2021
Sefil bir tiyatro

Sefil bir tiyatro

Devamını Oku
17.12.2021
Kezzap

Kezzap

Devamını Oku
15.12.2021
İşte, bunun için sevmiyoruz

İşte, bunun için sevmiyoruz

Devamını Oku
10.12.2021
‘Gelmekte olan’ değişmez

‘Gelmekte olan’ değişmez

Devamını Oku
08.12.2021
Millete ‘nanik’ yapıyorlar...

Millete ‘nanik’ yapıyorlar...

Devamını Oku
03.12.2021
Dördüncü kuvvetin kuvveti

Dördüncü kuvvetin kuvveti

Devamını Oku
01.12.2021
Fırıl, fırıl, fırıl...

Fırıl, fırıl, fırıl...

Devamını Oku
26.11.2021
Kreşendo zamanı

Kreşendo zamanı

Devamını Oku
24.11.2021
‘Bu can bu bedenden çıkmadan...’

‘Bu can bu bedenden çıkmadan...’

Devamını Oku
19.11.2021
‘Açık yaralar’ ve Kılıçdaroğlu

‘Açık yaralar’ ve Kılıçdaroğlu

Devamını Oku
17.11.2021
Bugs Bunny’nin ölümü

Bugs Bunny’nin ölümü

Devamını Oku
12.11.2021
Tehlikenin farkındayız

Tehlikenin farkındayız

Devamını Oku
10.11.2021
Ekmek Bulamıyorsanız...

Ekmek Bulamıyorsanız...

Devamını Oku
05.11.2021
‘Sana ne oluyor ki?’

‘Sana ne oluyor ki?’

Devamını Oku
03.11.2021
‘İçişleri’ yalanı...

‘İçişleri’ yalanı...

Devamını Oku
27.10.2021
Milletle alay etmenin dozu kaçtı

Milletle alay etmenin dozu kaçtı

Devamını Oku
22.10.2021
‘155’i ararım!..’

‘155’i ararım!..’

Devamını Oku
20.10.2021
Giderayak güldürüyorlar

Giderayak güldürüyorlar

Devamını Oku
15.10.2021
Kazanımlar, kayıplar...

Kazanımlar, kayıplar...

Devamını Oku
13.10.2021
Taklitler, mukallitler...

Taklitler, mukallitler...

Devamını Oku
08.10.2021
6 Ekim ruhu

6 Ekim ruhu

Devamını Oku
06.10.2021
Antikorun Kadar Konuş!..

Antikorun Kadar Konuş!..

Devamını Oku
01.10.2021
Otokrat

Otokrat

Devamını Oku
29.09.2021
New York Seferi Abuklukları

New York Seferi Abuklukları

Devamını Oku
24.09.2021
Ayran - tahtırevan

Ayran - tahtırevan

Devamını Oku
22.09.2021
‘Al gülüm - Ver gülüm’

‘Al gülüm - Ver gülüm’

Devamını Oku
17.09.2021
Makas değişikliği (15.09.2021)

Makas değişikliği

Devamını Oku
15.09.2021
‘Ben yaptım abi’ devri...

‘Ben yaptım abi’ devri...

Devamını Oku
10.09.2021
‘Ali Bey kafası’

‘Ali Bey kafası’

Devamını Oku
08.09.2021
‘Cüppeli hâkim’

‘Cüppeli hâkim’

Devamını Oku
03.09.2021
Ne işimiz vardı?

Ne işimiz vardı?

Devamını Oku
27.08.2021
Yahu, siz aklınızı mı yitirdiniz?

Yahu, siz aklınızı mı yitirdiniz?

Devamını Oku
20.08.2021
‘Alarm zili’ mi dedin?

‘Alarm zili’ mi dedin?

Devamını Oku
13.08.2021
Rehber belli: Bilim

Rehber belli: Bilim

Devamını Oku
06.08.2021
Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

Devamını Oku
30.07.2021
Yoruldu-k

Yoruldu-k

Devamını Oku
23.07.2021
O kelepçe…

O kelepçe…

Devamını Oku
16.07.2021

İlgili Haberler