Fremdschamen!
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Fremdschamen!

07.10.2018 09:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhuriyet gazetesi neden muktedirlerin değişmez hedefi, gazetecileri bombalı suikastlarda öldürülmedikleri zaman mahkemelerin ve mahpushanelerin müdavimi; neden Özal’cıların, Soros’çuların, yetmez ama evetçilerin, önce ateşli Erdoğan yandaşı şimdi harlı Erdoğan muhaliflerinin ve nedense hepsi eski solcu yeni liberallerin sahip olabilmek için çırpındığı bir ‘arzu objesi’dir?
Gazetedeki bir yönetim değişikliği Avrupa medyasını niçin ilgilendirir? Nasıl olur da genelinde AB, özelinde Alman basınında meslek etiğinin sınırlarını aşan bir iftira kampanyasının hedefi olur?

Cumhuriyet, Türkiye’de patronu olmayan tek gazete
İlhan Selçuk tarafından kurulan Cumhuriyet Vakfı, Fransız Le Monde gazetesinin kurumsal yapısını örnek alır. Türkiye’de “solcu olduğu” için her askeri darbede tutuklanan, işkence gören ve hapis yatan İlhan Selçuk bu vakfı, Cumhuriyet’e yapılan ilk liberal suikastı, 1992’de Hasan Cemal ekibini yönetimden kovaladıktan sonra siyasal görüşlerini hiç mi hiç paylaşmayan 185 şahsiyetin; editoryal çizgisinde hiçbir söz hakkı sahibi olamayacaklarını, zaten varlıklarında “pert” hanesine yazacaklarını bile bile satın aldıkları hisselerle kurdu ve gazeteyi böyle kurtardı.
İkinci liberal suikast, Cumhuriyet Vakfı’nın 04.02.2013 tarihli kurul seçimiyle başladı.
Av. Akın Atalay ekibi, İnan Kıraç gibi önemli bir vakıf üyesini hukuken usulsüz bir uygulamayla devre dışı bıraktı. Ve tabii, İlhan Selçuk’un 1992’den öteye gazetenin vakıf yönetimini emanet ettiği Dr. Alev Coşkun’u tasfiye etti.

Yargıtay kararıyla Vakıf Kurulu seçimleri
Alev Coşkun’un 2016’da usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle dava açıp 2018 Ağustos’ta Yargıtay’ın onamasıyla kesinleşen karar sonucu Cumhuriyet Vakıf Yönetim Kurulu seçimleri 7 Eylül’de yenilendi ve Atalay ekibi tasfiye oldu.
Tasfiye olan ekip gazeteyi şöyle şahlandıracağız, tirajı böyle artıracağız söylemiyle işbaşı yaptığında Cumhuriyet 60 bin satıyordu. İşbaşından gittiklerinde, 30 bin civarındaydı…
Büyüteceğiz dedikleri gazeteyi küçülttüler.
Liberal aşı bir kez daha tutmamış, Cumhuriyet’in kadim okurları gazetelerinin genetik kodlarıyla oynanmasını kabul etmemişti.
Ama okurun reddettiği yönetim, bu arada kâğıt savurganlığını had safhaya vardırdığı gazeteyi döndürmek için Cumhuriyet’in Ankara Büro binasını sattı. Kurucusu Berin ve Nadir Nadi’nin Harbiye’de müze eşyalarıyla dolu dairesini sattı. Antika eşyaların akıbeti henüz bilinmiyor…

İlkeli bir iş insanı: İnan Kıraç
2014’teki usulsüz seçimlerde, yurtdışında görevli olduğu için kapalı zarfla verdiği oy sayılmayan Galatasaray Üniversitesi’nin kurucularından İnan Kıraç; 7 Eylül’deki seçimlere çok az insanda var olan bir ahlak ve başka kimsenin yapmayacağı bir özveriyle “Bu kaos benim oyum yüzünden yaşandı, benim düzeltmem gerek” diyerek, tedavi gördüğü hastaneden yüksek ateşle gelip katıldı. Kendisini burada saygı ve sevgiyle anıyor, uzun ömürler diliyorum. Türkiye’nin onun gibi ilkeli ve kültürlü iş insanlarına çok ihtiyacı var.

Alman medya yöneticilerine soruyorum:
Şimdi Alman medyasının kimi liberal, kimi solcu, kimi orta yolcu, ama hepsi papağan gibi aynı iftiralarla Cumhuriyet’in yeni yönetimine saldıran ARD, Der Spiegel, Die Zeit, Frankfurter Allgemeine Zeitung, TAZ, Süddeutsche Zeitung, Frankfurter Rudsschau, Die Welt, Der Tagesspiegel, Neue Zürcher Zeitung vb. yöneticilerine soruyorum:
Cumhuriyet’in yönetim değişikliği sizi niçin bu kadar ilgilendiriyor? Sizin gazeteniz ya da kanalınız, yanlış bir yayın politikası yüzünden okur ya da izleyicilerinin yarısını kaybetse yönetimini değiştirmez miydi?
Hangi hakla, hangi cüretle okumadığınız, izlemediğiniz, zaten neyi nasıl yayımladığından ne dün ne de bugün haberiniz olan Cumhuriyet gazetesinin “Saray darbesiyle ele geçirildiğini” haber diye verebiliyorsunuz?

Ne zamandan beri desteksiz atmaya haber deniyor?
Hiçbirisini tanımadığınız, yazısını okumadığınız, geçmişini bilmediğiniz insanları gazeteciliğin en temel kuralı “farklı bir kaynaktan doğrulama” bile yapmaya gerek duymadan “ekstrem nasyonalist, ultra Kemalist, faşizan laik” diye nitelemek elbette gazetecilik değil.
Hele bir telefon açıp, görüşünü (savunmasını mı demeliydim) bile almadan yönetim kurulu başkanına yönelttiğiniz “denunziant” suçlaması, savcılık bile değil, kestirmeden infaz yargıçlığı!
Aralarında benim de olduğum Cumhuriyet gazetesinin yeni yöneticilerine yönelttiğiniz iftiralar, haşin '62içimde Der Stürmer gazeteciliğine benziyor. Hatta Der Stürmer’in müfteri propaganda stratejisini, farklı bir hedef grubuna tıpa tıp uyguluyorsunuz!
Alman basınının o gün dünya üzerindeki kapitalistleri, Yahudileri ve ari olmayan ırkları hedef alan söylemiyle bugün Türkiye’deki aşırı milliyetçi, ultra Kemalist ve faşizan laik diye yaftaladıklarını hedef almakta gösterdiği taktik istikrarını, doğrusu şaşkınlıkla karşılıyorum!

Cumhuriyet yeniden Cumhuriyet
Cumhuriyet gazetesi, artık onu ikinci kez fabrika ayarlarına, varoluş nedenine döndüren ve hepsi orada yetişmiş, bazıları gazetenin sıkıntıya düştüğü yıllar boyu ücret almadan çalışan gazeteciler tarafından yönetiliyor.
Türkiye’deki rejime her zamankinden daha sert, daha doğru, çünkü sizinle birlikte aynı papağanın ezberini şakıyan AB yetkilileri dahil, her türlü etki odağından bağımsız muhalefet yapıyoruz.
Gazetesine küsen idealist okurlarımız, yavaş yavaş dönüyor. Tirajımız şimdiden 5 bin arttı.
İspanya ve Fransa’da uzun yıllar hem Türk, hem de yabancı medya için çalışmış, hâlâ da çalışan bir gazeteci olarak; Alman basınının Türkiye’nin mütevazı gazetesi, ama laik cumhuriyet kalesi Cumhuriyet aleyhine başlattığınız müfteri kampanyadan “fremdschamen*” içindeyim.
Bu ayıp size yeter.
Cumhuriyet gazetesinin demokrasi mücadelesinde öldürülen 6 yazarın hiçbiri “yardakçınız” değildi. Bizler onların mirasçısıyız ve Atatürk’ün açtığı aydınlanma yolunda bedel ödemeyi göze alarak yürüyoruz. Sizin papağanlar korosunun ne ürüdüğü onun da umurunda olmamıştı, bizim de değil! *Utanmasını bilmeyen bir başkasının yerine duyulan utanç.  

Yazarın Son Yazıları

Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025
Konuşmayan bizden değildir

Savaşmak için toplanıp savaşmaya koşullanan ama küçük muharebelerle yetinip topyekûn saldırıya geçemeyen tüm ordular gibi, vatanla ada karışımı “vadan” kıyılarında pinekleyen Mikron ordusuna da sıkıntı çökmüştü.

Devamını Oku
24.05.2025