Olaylar Ve Görüşler

Laikliği anlamak

05 Şubat 2019 Salı

Laiklik, toplumsal düzende ve devlet idaresinde karşılaşılan bütün sorunları hiçbir inanç, çıkar, öfke, sevgi etkisinde kalmadan aklın ve bilimin ışığında değerlendirmek, çözüm üretmektir.

Tarih boyunca insanlığı-toplumları idare edenlerin en etkili silahları, insanların düşünce yapılarına, insanları korkutarak veya umut vaat ederek, etki etmeleri olmuştur. Buna rağmen insanoğlu bilimi keşfedip bugün günlük hayatta kullandığımız her şeyi üretebilecek seviyeye geldiyse bunu aklını kullanabilme yetisini tam anlamıyla kazanmış bir avuç bilim insanına borçludur.
Laiklik dünyevi veya hukuki bir kavram olarak nitelense de aslında düşünsel bir kavramdır; günlük hayatta, toplumsal düzende ve devlet idaresinde karşılaşılan bütün sorunları hiçbir inanç, çıkar, öfke, sevgi vs. gibi duyguların etkisinde kalmadan aklın ve bilimin ışığında değerlendirmek çözüm üretmektir, dolayısıyla laiklik özünde bilimsel düşüncedir.

Bilimsel düşünce
Bu akılcı ve bilimsel düşüncenin gerçek teminatı ise eğitim hayatının ilk yıllarında verilecek olan sorgulama bilincidir ve bu bilinçle doğacak olan gerçekle yaşama azmi, ülkemizi ve bütün insanlığı muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracak olan tek yoldur. Bu anlamda asıl olanın toplumu yönetmek değil eğitmek olduğunu bilen büyük Atatürk, 5 Şubat 1937’de kurtardığı ve kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin yol göstericisi olan laiklik ilkesini anayasaya eklemiştir. O günden bugüne kadar yetişen kuşaklara laik eğitim verilebilmiş olsaydı ülkemiz sanatta, sporda, sanayide, eğitim ve bilimde dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olabilirdi.
Ancak hemen her dönem çıkarlarını ve dar egemenlik alanlarını kaybetmemek için halkı belirli ideolojik veya inançsal kalıplar içerisine hapseden anlayışlar sayesinde bugün çoğunlukla günlük yaşayan, lüks tüketim mallarına sahip olmayı başarı sayan, sorgulama yetisini kaybetmiş bir gençlik var. Bu anlayışı kırabildiğimiz oranda ülkemiz ve geleceğimiz için bir şeyler yapabilme imkânına kavuşuruz.

Fikir ve vicdan hürriyeti
Bizlere altın tepsi içinde sunulan ve devletin kuruluş felsefesi olan laiklik, anayasadan çıkarsa her zaman 15 Temmuz benzeri kaos ve iç savaş planları emperyalizm tarafından devreye konur ve zamanla Suriye’den bile beter hale geliriz.
Hepimize düşen görev, fikir ve vicdan hürriyetinin sigortası, özgürlük ve demokrasinin temeli olan laikliği öncelikle bireysel hayatımızda, sonra da toplumsal hayatta hâkim kılmaktır.

ÇAĞLAR ERDEM 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları