Mehmet Ali Güller

Çin’e verilen söz Suriye’de tutulacak mı?

04 Temmuz 2019 Perşembe

Erdoğan’ın Çin ziyareti oldukça önemliydi. Çünkü Türkiye ile Çin’in “Kuşak ve Yol İnisiyatifi” içinde işbirliği yapması, öncelikle ciddi ekonomik kazançtır.
Çin medyasından öğrendiğimize göre Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’le görüşmesinde şöyle diyor: “Çin’in Sincan bölgesindeki insanların Çin’in gelişimi ve refahı içinde mutlu bir yaşam sürdüğü bir gerçektir.”
Yine Çin medyasına Şi Jinping’in şu sözleri de yansıdı: “Türkiye’de Çin aleyhine ayrılıkçı herhangi bir harekete izin verilmeyeceği taahhüt edildi.”

Uygur ayrılıkçılığına tavır
Kuşkusuz Erdoğan bu sözleri Çin yatırımına ihtiyacı nedeniyle söylüyor. Nitekim Çin’in Global Times gazetesine bir makale yazan Erdoğan işadamlarına şöyle seslendi: “Çinli işadamlarını Asya ve Avrupa’nın kesiştiği nokta ile Kuşak ve Yol projesinin kalbinde yer alan ülkemize yatırım yapmaya çağırıyorum.”
Fakat gerekçesi ne olursa olsun, Erdoğan’ın Çin’deki Uygur ayrılıkçılığına karşı tavır alması son derece önemli bir gelişmedir.
Artık mesele, Pekin’de sergilenen bu tavrın gereğini yapmaktır. Erdoğan, Pekin’deki tavrını hem Türkiye’de hem de Suriye’de sürdürmelidir.
Öncelikle iktidar sözcülerinin Uygur ayrılıkçılığını kaşıyan ve öven sözleri ile iktidara yakın medyanın Uygur ayrılıkçısı isimleri parlatan yayımlarına son verilmelidir.
İkinci olarak da Ankara’da Uygur ayrılıkçısı örgüte yapılan her türlü destek kesilmeli ve bu örgütün Türkiye’de siyasal faaliyet yapması engellenmelidir.

Suriye’deki Uygurlar
Fakat asıl önemlisi, Ankara’nın Uygur ayrılıkçılığına karşı açıkladığı bu tavrı Suriye’de sürdürüp sürdürmeyeceğidir. Zira Suriye’de Esad yönetimine karşı savaşan Uygur ayrılıkçıları, Ankara’nın kontrolündeki Özgür Suriye Ordusu ile sahada işbirliği yapmakta ve kollanmaktadır.
Kaldı ki AKP’nin kontrolündeki Anadolu Ajansı da bu ayrılıkçıları şu tür haberlerle sürekli övmektedir: “Çin’in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nden Suriye’ye yaşadıkları baskılar dolayısıyla göç eden bir grup Uygur Türkü Suriyeli muhaliflerle birlikte Esed yönetimine karşı savaşıyor.
Türkistan İslam Partisi’ne bağlı olarak Esad yönetimine karşı savaşan bu gruplar hem El Kaide ile bağlantılıdır, hem de sahada doğrudan Özgür Suriye Ordusu ÖSO ile eşgüdüm halinde hareket etmektedirler.
Dolayısıyla artık mesele şudur: Erdoğan, Pekin’de verdiği sözü Suriye’de tutacak mıdır? Ankara, Suriye’de Esad rejimini yıkmaya çalışan bu ayrılıkçı örgüte verilen desteği kesecek midir?
Tabii Türkiye için en yararlısı, Özgür Suriye Ordusu’na desteği de kesip, Ankara’nın Şam’la anlaşmasıdır!

İdlib’de kriz tırmanıyor
Ancak AKP hükümeti Esad’ın ortakları olan Rusya ve İran’la işbirliği yapmasına rağmen, hâlâ Esad karşıtlığını sürdürmekte ısrarlı!
Sahadaki gerçekler Ankara’nın Şam’la anlaşması gerektiğini gösterirken, AKP hükümeti hem sahada hem masada tersine pozisyon almaya devam ediyor.
Sahada İdlib’de, Esad yönetiminin kendi topraklarına egemen olmasını sağlayacak askeri operasyonuna engel oluyor! Öyle ki, artık bu mesele gittikçe Ankara ile Moskova arasında da sorun olmaya başladı. Oysa İdlib’den Uygur ayrılıkçıları da dahil tüm teröristlerin temizlenmesi, Türkiye’nin yararınadır!

İstanbul’da Suriye’ye başkan seçmek!
Yine masada da Şam’a karşı hamleler sürdürülmektedir. Örneğin son olarak Esad karşıtları İstanbul’da toplanıyor ve bir genel kurul yaparak “Suriye Geçici Hükümeti”ne başkan seçiyorlar!
Ankara’nın kurdurduğu SMDK’nin başkanı Abdurrahman Mustafa, “Suriye Geçici Hükümeti”ne AKP’nin desteğiyle başkan oluyor! Ve Ankara’nın desteğindeki Özgür Suriye Ordusu da bu hükümetin ve SMDK’nin ordusu olarak sahada Esad’ı devirmeye çalışıyor!
Özetle, Çin yatırımını çekmek için Çin’deki Uygur ayrılıkçılığına karşı açıklama yapmak yetmez, Uygur ayrılıkçılığına Türkiye’de ve Suriye’de verilen fiili desteği kesmek gerekir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları