İlhan Selçuk

Mandacı ve Mürteci

16 Nisan 1998 Perşembe

PENCERE

İLHAN SELÇUK

Mandacı ve Mürteci

Mandacı çok üzgün..

Kıvranıyor..

Medyanın köşelerinde pazarlamaya çalıştığı düş suya düştü.

Neydi o düş?..

Mandacı:

- Sevr, diyordu, halklara özgürlük veriyordu, Lozan yıkılmalı...

- Ya?..

- Birinci Cumhuriyet tutmadı, çünkü yanlış kuruldu, bu işin sonu geldi..

- Yaa?..

- Tece (Türkiye Cumhuriyeti) barış için PKK ile masaya oturmalı..

- Yaa?..

Mandacı ötede beride hava atıyor, Mürteci ile birlikte propaganda tezgâhını kuruyordu:

- Tece’nin işi bitti!..

*

Mandacı’ya medyanın çok satışlı gazetelerinde tezgâhını kurması için her türlü olanak sağlandı. Para, pul, köşe, ne istersen!.. Gak deyince et, guk deyince su; istediği önünde, istemediği arkasında...

Ya Mürteci?..

Mürtecinin gazetesi satmasa bile dağıtılıyor, hem de parasız evlerin kapılarına bırakılıyor; değirmenin suyu nereden geliyor?.. Mandacı ile Mürteci, Atatürk’e düşmanlıkta iki dirhem bir çekirdek, dört kol çengi!.. Hem de kıl pranga kızıl çengi donanıp medyanın televizyonlarında arz-ı endam ediyorlar, açıkoturumlar düzenliyorlar, demokrasi şemsiyesi altında minarenin kılıfını hazırlıyorlardı.

- Tece bitmiştir..

- Tarihimizle barışalım, dinimizle barışalım, irtica yoktur, PKK gerçeğini görelim!.

*

Mandacı ile Mürteci ittifakı “Resmi Tarih”e karşı savaş açmıştı.

Medyanın köşelerinde kurusıkı atıyorlardı, ağızdan dolma tüfekle desteksiz...

Vahdettin bile vatan haini değildi...

Vatan kahramanı idi....

Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin tarih baştan sona uydurmaydı.

Turgut Özakman güzel bir iş yaptı, oturdu, sekiz yüz sayfalık bir kitap yazdı; belgeleri bir bir sergiledi; iftiraların köküne kibrit suyu döktü. Yalanların ve yutturmacaların fosluğu kanıtlanınca, iftiralar bıçak gibi kesildi, çünkü artık elde bir başvuru kitabı var.

Mürteci ile Mandacı’nın sesi soluğu çıkmaz oldu.

*

Ya PKK’ye ne oldu?..

Ya Sevr düşlemi?..

Ah, ah..

Mandacı’nın elindeki beyaz mendil, gözyaşıyla salya sümükten ıslanmış bir teslim bayrağı...

Mandacı’nın PKK’yi kınamaya dili varmıyordu, terörist onun dilinde gerillaydı.

Lozan’a karşı çıkanlar, tarihin çöp tenekesinde kokuşmuş fikirleri ısıtıp ısıtıp kurtlu temcit pilavı gibi genç kuşaklara yutturmaya çabalıyorlardı.

Ne oldu?..

Mustafa Kemal’in ölüsü bunların dirisini yenilgiye uğratmaya yetti.

*

Mandacı ile Mürteci’yi 21’inci yüzyılda parlak günler beklemiyor..

Umutları suya düştü...

Su ne oldu?..

Su, Güneydoğu’da Atatürk barajında birikiyor.

(16 Nisan 1998 tarihli yazısı)
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları