Asya Altyapı Yatırım Bankası

24 Mart 2015 Salı

ABD hegemonyası gerilemeye devam ediyor. ABD’nin tüm engelleme çabalarına karşın, Çin önderliğinde kurulan Asya Altyapı Yatırım Bankası (AAYB) bu gerilemenin son örneğini oluşturuyor.
ABD’den gelen tüm baskılara karşın İngiltere bu bankaya kurucu üye olarak katılıyor. Londra’daki bir ABD diplomatı, İngiltere’nin kararını, “Çin’in arzularına sürekli uyum sağlamanın yeni bir örneği” olarak niteledi. (New York Times 19/02). “Çin ABD’nin akıllı gücüne karşı zafer kazandı” diyen Wall Street Journal’a göre, Çin önderliğinde kurulan bu banka, “Amerikan etkisinin gerilemekte olduğunu gösteren tipik bir örnek” (19/03).
ABD basınında AAYB’nin bu kadar güçlü ifadelerle gündeme gelmesinin arkasında iki temel neden var. İngiltere’nin kurucu üye olarak katılacağını açıklamasını Almanya, Fransa ve İtalya’nın aynı yönde açıklamaları izledi. Avustralya’da katılmaya hazırlanıyor. Japonya, Hindistan ve Yeni Zelanda üye olacaklarını daha önce açıklamışlardı. Güney Kore’nin de yakında bankaya kurucu üye olarak katılması bekleniyor. Hafta sonu Pekin’de toplanan Asya Kalkınma Formu’na katılan IMF Başkanı Lagarde da AAYB’ile çalışmaktan memnun olacaklarını açıkladı.
ABD yönetimi kaygılanmakta haklı: ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturduğu, yönettiği uluslararası mali mimarinin en önemli üyeleri, hatta taşıyıcıları şimdi ABD’nin hegemonyasına en büyük tehdit olarak gördüğü ülkenin inisiyatifiyle oluşan bir mali yapılanmaya katılıyorlar.
Bu madalyonun öbür yüzünde, Asya ülkelerinin altyapı yenileme ve geliştirme gereksinimleri var. Uluslararası mali sermaye bu ülkelerin gereksinimlerinden AAYB’nin aracılığıyla yararlanmaya hazırlanıyor. Bankaya katılan ülkeler bu piyasalarda oluşacak yatırım projelerinden yararlanarak, kendi ekonomilerindeki kapasite fazlası, aşırı birikim sorunlarını hafifletebilecek yeni mal, sermaye ihraç alanlarına daha kolay erişebilecekler. Çin de kendi ekonomisinde, demir- çelik, çimento gibi alanlarda artık sorun yaratmaya başlayan kapasite fazlası yükünü hafifletebilecek.
Çin, Asya ülkelerinin altyapı yatımlarının koordinasyonu üzerinden kendine uygun, ama IMFDünya Bankası (ABD’nin kuralları) ikilisinin etki alanının dışında kalan bir mali “network”, bağımlılık ilişkileri üretmeye başladı. Bu gelişme, ABD’yi çok kaygılandırıyor.

Aynı hatta iki tren...
İkincisi, AAYB’nin üye sayısının bu ayın sonuna kadar 35’e yükselmesiyle, ABD’nin kurduğu uluslararası ekonomik mali sistemin içinde, ama onun denetlediği kurumların etkisi dışında, ekonomileri en hızlı büyüyen ülkeleri kapsayan, yeni bir etki, daha da önemlisi çekim alanı oluşuyor.
Bu madalyonun öbür yüzünde de ABD’nin Asya ülkelerinin altyapı yatırım gereksinimlerini karşılayacak mali gücü harekete geçirme kapasitesini kaybetmiş olması var. Buna karşılık Çin’in elinde, istediği gibi kullanabileceği 3 trilyon dolarlık bir fon var. Dahası, son dönemde ABD Doları değerlenir ve ABD’nin ihracat kapasitesini, dolayısıyla sanayisinin sorunlarını ağırlaştırırken, Çin’in elindeki dolarların satın alma kapasitesi aynı hızla artıyor. Böylece, ABD hegemonyası, (liderlik ederek “kamu hizmeti”, mali kaynak, düzen kurucu kapasite sunarak diğer ülkelerin politikalarını yönlendirme kapasitesi) ile Çin’in hegemonya inşa etme kapasitesi arasında ilginç bir dinamik oluşmuş gibi görünüyor.
Çin’in dünya ekonomisi içindeki ağırlığının artmasının yanı sıra, mali kaynak sunarak, mali kurum oluşturarak sorun çözme, düzen getirme, bu sırada ABD’nin en yakın müttefiklerini yanına alma, yönlendirme kapasitesi giderek artıyor.
ABD ise hâlâ kendisinin lider olmadığı yapılara katılmamakta, bu yapıların oluşmasını engellemeye çalışmakta ısrar ediyor. ABD bu alanda giderek daha az başarılı oluyor. Geriye, göreli olarak en başarılı olduğu askeri güç yansıtma kapasitesi kalıyor. Bir taraftan Çin’in ekonomik ve askeri kapasitesi, diğer taraftan, ABD’nin güç yansıtma eğilimi artarken, birbirine doğru gelmekte olan bu iki trenin çarpışma olasılığı giderek artıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları