Bu Kez İklim Çok Farklı

20 Nisan 2015 Pazartesi

AKP ilk kez genel seçimlere böyle bir iklimde giriyor. Bunu düşünürken, 2003 yılında temelleri Erdoğan tarafından atılan Keçiören “Cumhuriyet Kulesi”ne ilişkin haberler gözüme takıldı. Bugüne kadar yapımında 27 milyon lira ziyan edilmiş, milyonlarca liraya ulaşan bir maliyetle yıkılacakmış. Ne kadar uygun bir metafor...
2011 seçimlerine giderken AKP’nin “Yeni Türkiye” projesi, Ortadoğu’yu etkisi altına alan Arap “Baharı” ikliminde, Kürt “açılımı” ile bir “Müslüman Demokratik ülke” örneği oluşturuyordu.
AKP Türkiyesi’nin o zaman Batı’da hararetle desteklenmesinin muhalefetine, ulusalcılıktan, darbecilikten faşistliğe kadar türlü sıfatların layık görülmesinin bir nedeni de, bu rejimin görünüşte serbest piyasa ekonomisiyle uyumlu politikalar izlemekte olmasıydı.
Ancak, “Arap Baharı” bahar değil, düzensiz, örgütsüz, kendiliğinden bir patlamaydı. AKP Türkiyesi ise bu yeni isyanlar ortamında, Batı’nın bölgedeki etkisini güvenceye alacak bir ılımlı İslam “fantezisi”... Fantezi diyorum, çünkü o sıralarda, Türkiye’de siyasal İslam, çeşitli uzlaşmalarla iktidarını konsolide ettikten sonra rejimi tek adam yönetiminde totaliter bir biçime doğru değiştirmek için hamle yapıyor, Ortadoğu’da, İsrail düşmanlığı ve Sünni İslam üzerinden hegemonya kurmaya, “düzen getiren dünya gücü” olmaya soyunuyordu.
Dört yıl sonra, bir türlü devrilmeyen Esad rejimi, İsrail ve Mısır’la ilişkilerin aldığı biçim, AKP rejiminin gerçek yüzünü ortaya koyan Gezi Olayı, 17 Aralık skandalı, Kobani savaşı, ülkeye çok farklı bir iklim getirdi.

‘Örnek’ ülke mi?
Artık kimse AKP’den demokratik bir örnek, hatta ılımlı İslam bağlamında söz etmiyor. Bunların yerini, “Erdoğan ülkeyi nereye sürüklüyor”, “tek adam yönetimi kuruyor”, “seçimler demokrasiyi tehlikeye atıyor” benzeri başlıklar, yeni güvenlik yasasına dikkat çeken yorumlar aldı.
Dün rakipsiz olan AKP, bugün seçimlerde oy kaybetme, başkanlık sistemi rüyasından uyanma, hatta tek başına hükümet kuramama olasılığına bakıyor. HDP gibi küçük bir partinin barajı aşma olasılığı karşısında AKP kurmaylarının uykuları kaçıyor.
2011 genel seçimlerine giderken AKP’nin ekonomik performansı, dünya ekonomisinden gelen mali kaynaklar, “değirmeni döndüren taşıma su”, diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında performansının sıradanlığı (Rodrik, weblog, 16/04) unutularak, bir büyük başarı olarak görülüyordu. Son haftalarda, kırılgan “üçlüden biri” olarak tanımlandıktan sonra, parasındaki aşınma için “Brezilya’dan bile kötü” ifadeleri kullanılıyor (Bloomberg, 15/04), ekonominin borç yükü, inşaat öncelikli büyüme niteliği vurgulanıyor. Tabii bir de Erdoğan’ın, çevresinin serbest piyasaya karışma alışkanlıkları...

‘Hegemon olacağız’ filan derken...
Ortadoğu’ya gelince; AKP lider olamadı, “sıfır sorun” derken Arap ülkelerinde Osmanlı anılarını uyandırdı, yalnızlaştı, hatta Arap Birliği Sekreteri tarafından Arapların işine karışmakla suçlandı. AKP, Mısır’ın içişlerine karışacak kadar Müslüman Kardeşler’e angaje oldu. Suriye bağlamında, ülkesini radikallerin geçiş alanı haline getirdi, IŞİD riskine açtı. Şimdi, İran’la Suudi Arabistan arasına sıkışmanın ötesinde, Körfez ülkelerinin öne çıkarmaya başladığı Mısır’ın (aslında Körfez ülkelerinin) hegemonyasını kabullenme noktasına doğru sürükleniyor.
Körfez ülkeleri, bölgedeki kargaşaya, İran tehdidine karşı siyasi, mali, askeri güçlerini birleştirmeye, büyük ekonomisinin, askeri gücünün yanı sıra Arap kültürü için derin bir rezervuar olan Mısır’a yatırım, mali yardım yapmaya, bu yolla da Mısır devletinin içine yerleşmeye başlamışlar (Trofimov, Wall Street Journal, 16/04).
AKP hükümetinin ekonomi, diplomasi politikaları fiyaskoyla sonuçlanıyor. AKP’nin yükselirken dış dünyadan aldığı destek artık yok. “Ermeni Soykırımı”nı kabul etme alanındaki gelişmeler bu fiyaskoyu tescil ediyor. Kürt politikası tam anlamıyla çıkmazda. Özgürlükleri kısıtlayan baskıcı yasalar ülke içinde giderek artan bir gerginliğe yol açıyor.
AKP seçimlere bu iklimde giriyor. Bu iklim bana Keçiören’deki kuleyi anımsatıyor. Seçim sonrası olası gelişmelerden gerçekten korkuyorum! Yarın devam edeceğim...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları