Aydın Engin

Duran Kalkan için bilgi notu

27 Ağustos 2015 Perşembe

Sanırım gözünüzden kaçmadı. HDP’nin özellikle Selahattin Demirtaş’ın ağzından yükselttiği “Barış, ille de barış, ama’sız, fakat’sız, lâkin’siz, ancak’sız, ne var ki’siz barış” çağrılarına Kandil komutanlarından yollanan sözlü “tekzip”lerin sonuncusu Duran Kalkan’dan geldi.
Duran Kalkan’ın Med Nuçe haber kanalında yayımlanan söyleşide Demirtaş’a cevap verip, HDP’ye işaretparmağı sallayan şu sözleri özellikle önem taşıyor:
“HDP siyasette yeterince yaratıcı ve başarılı olamadı. Başkalarına çağrı yapıyorlar, ama kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar! Biraz gerçekçi olmaları lazım. Halkların, Kürt halkının temsilciliğini iyi yapmaları gerekli. Meclis’i niye işletemediler, bunun üzerinde yoğunlaşmalılar…
Kalkan’ın söyleşisinde HDP’ye üstten bakan nobran üsluba dikkat çekilecek; ayrıca bazılarına “Çok doğru” denecek, bazıları “Nasıl yani? Bu da nereden çıktı” dedirtecek epey cümle, paragraf var. Ama yazıyı yukarıda alıntılanan ve kanımca mutlaka cevaplanması gereken sözlerle sınırlı tutacağım.
Buyrun…

***

“Başkalarına çağrı yapıyorlar” demişsiniz.
Yanlış.
HDP “başkalarına” değil, size, PKK’ye çağrı yaptı.
Daha da önemlisi eklemişsiniz:
“…Kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar?”
Demek HDP’nin neyi, daha doğru bir deyişle “neleri” başardığını bilmiyorsunuz?
Çok yazık.
Neyse…
Biz gelelim, HDP’nin çok değil son bir yıl içinde neyi başardığına.
Hangi birini sayayım?
Çok zor ve kalleş saldırılar altında Meclis’e 80 milletvekili sokacak bir seçim kampanyasını mı, yoksa daha birkaç gün önce AKP’nin seçim hükümeti oyununu usta bir siyasi manevra ile bozan “hükümette yer alma” kararını mı?
Aslında “neyi” değil “neleri” demek gerek. Ama yerim kısıtlı. Tek bir başarıyı anlatayım. Ötekiler bir başka yazıya kalsın.
HDP bir Türkiye partisi olma hedefini önüne koymuştu. Sanırım bu hedefi ilk dillendiren de bağlılığınızı her zaman yinelediğiniz, sizin deyiminizle “önderlik”, yani Abdullah Öcalan’dı.
Bu ulaşılması sanıldığından zor bir hedefti. Ama HDP bir yılı biraz aşan bir süre içinde bu konuda alkışlanacak adımlar atmayı başardı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 7 Haziran seçimlerindeki söylemi ile HDP sadece Kürtlerin değil, sadece Türkiye sosyalist solunun da değil, “sokaktaki Türk”ün gözünde de şiddet sarmalını kırabilecek ve barışın güvencesi olacak bir parti olarak kendini kabul ettirdi.
Bunda genç Kürt siyasetçi Selahattin Demirtaş’ın içtenliği, hazırcevaplığı, mizah gücü, demokrasi kültürünün derinliği elbette etkili oldu. Ama unutmayın HDP, çok sayıda, adı ünü duyulmamış, karınca gibi çalışkan “Demirtaşgiller” diye nitelenmesi gereken Kürt, Türk, Ermeni, Rum, Çerkes, Laz, Pomak, Gürcü, Ezidi, Süryani, Arap kadın ve erkeklerden oluşuyor.
Tek başına bu bile başarı değilse başarı nedir kuzum?
Eğer başarı bu ülkeyi yeniden kan göllerinde boğacak, şiddetin ve halklar arası düşmanlığın egemenliğini üretecek politikalar yürütmekse, kabul ediyorum HDP başarısız olmuştur.
En iyisi başarıdan ne anladığınızı siz anlatsanız da anlasak…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları